Sosyal Medya

Makale

Mabedler ve Dayanışma Ruhu

Yahudiler, Allah’a teslimiyeti amacından saptırıp kendilerine has kuru bir şeriata indirgediler. Hahamlar elinde donmuş ve ruhundan soyulmuş bu hükümler, ihtiyaçlara cevap vermeyince adalet ve insaftan uzaklaşıp mabedlerin içini boşalttı. Bu boşluktan dünyayı kutsayarak çıkmayı umdular. Bu sefer de içi boş mabedler, alıcı ve satıcılarla dolup taşmaya başladı. Tapınağın avlusuna girerek oradaki bütün satıcı ve alıcıları dışarı kovan; para bozanların masalarını, güvercin satanların sehpalarını deviren İsa (as) onlara şöyle demişti;

 

“Siz burayı haydut inine çevirdiniz!” (Matta - 21/12,13.)

 

Birarada ibadet edilecek yeri haydut inine çeviren, onu amacından uzaklaştıran fiillerle gerçekleşir. Dünya sevgisi haddini aşınca kişiyi haydutlaştırır. Aslında kişiyi saldırgan yapan dürtüler, korkularıdır. Dünyanın sorunlarının çözüleceği rahatlama yerlerini sorun çıkaran, korku üreten mekânlara çevirmek olacak şey değildir. Korkuyu önleyecek en önemli saiklerden biri de akraba/mahalle/komşu birlikteliklerinden oluşan sosyolojik anlamda cemaat dayanışmasıdır. Camiler, bu dayanışmanın en pratik en bariz örnekleridir.1

 

Mabedler, kişilerin yaptıklarını meşru gösterme mekânı değil, hırsların ve ayıpların mecrasından, dünyanın hazzından ve zevklerin çağrısından kaçıp durup düşünme ve arınma yeridir. İnsanların ortak sorunlarının dile getirildiği yerlerdir. Cemaatle namaz kılmanın önemi de burdan kaynaklanır. İnsanlar birbirleriyle karşılaşır ve dualarına tanık olurlar, bu şekilde uğradıkları zararları paylaşır ve sorunlarını ortaklaşa çözerler. Namazda omuz omuza vermenin yan yana bitişik vaziyete oturmanın anlamı budur. Sonunda verilen selam, öncelikle kişinin sağında ve solunda bulunanları muhatap alır. Biindiği gibi salavat getirmenin de selam vermenin de anlamı ümmetin selametini istemektir. Dolayısıyla camilerde her dua mutlaka kabul olur, karşılığını bulur. Buna göre müslümanların biraraya geldiği cem olduğu yerlerde sorunların kendiliğinden çözüleceği aşikârdır.

 

Camilerin tek bir amacı vardır. İnananları hatta insanları bir araya getirmek, birbirlerinden haberdar olmalarını ve böylece yardımlaşmalarını sağlamak. Hatta Cuma namazı gibi herkesi bir araya toplayan ibadetin amacı da ortak duyurularda bulunmak, her seferinde bir arada bulunmanın önemini hatırlatacak bir örnek sunmak ve müslümanlar arasında birliği sağlamaktır. Bu sebeple Cuma namazının olabildiğince kişiyi toplayabilecek ortak alanlarda ve bir belde de tek bir yerde kılınmasının gereğinden bile bahsedilmiştir.

 

Yeryüzündeki bütün camiler, Kâbe’yi temsil ederler. Tabiri caizse onun birer şubesi gibidirler. Kâbe, Allah’ın evidir. Nasılki orada kavga etmek ve öldürmek haramsa camilerde de aynı şekilde kavga etmek doğru karşılanmaz. Oraya sığınan kişi sorunlarına çözüm, dertlerine deva bulmalı, tartışmalar, kavgalar, anlaşmazlıklar orada barışla sonuçlandırılmalıdır.

 

Mabedler Allah’ın evidir. Öyleyse buna uygun bir misyon üstlenmeli, yani Allah’ın evinde herkesin karnı doymalı, sorunları çözümlenmeli ve korkuları giderilmelidir. İnsanı Allah’tan başkasına yönelten, ona boyun büktüren bütün ihtiyaçları burada karşılanmalıdır. Ki sadece Allah’a kul olabilsin.

 

Dolayısıyla evden kaçan çocuk, dayak yiyen kadın, sokağa atılan eş oraya sığınmalı; aç kalan, ilaç alamayan, kirasını ödeyemeyen oraya başvurmalıdır. Eğer para toplanacaksa bu işler için toplanmalıdır. İmamlar, mahallenin babası, dedesi hatta muhtarı mesabesinde bulunmalıdır. İbadethanelerin kapısı hiçbir zaman asla kapalı kalmamalıdır.2

Camiler, mahallenin ortak sorunlarına çözüm aranan mekânlar olmalıdır.

Mescitleri, haydut inine ya da ihtiyarlar klubüne çeviren, onun fonksiyonunu sadece dünyaya ya da yalnızca ahirete indirgeyen yaklaşımlardan uzak durmak gerekir.

 

 

dipnot:

1  İnsanlar evlerini güvenlik endşesiyle yan yana inşa ederler. Bu anlamda camiler aynı zamanda insanların aşırılıklarının terbiye edildiği, yani haddi aşmanın suça dönüşmeden eğitildiği yerlerdir.

 

Nikah merasimleri de camilerde yapılmalı belediyeye verilen bu yetki Diyanet’e bağlı imamlara da tanınmalıdır. Bilindiği gibi nikah örfi bir meseledir. Kişi tescil ve ilan edebildiği takdirde istediği yerde nikahını kıydırabilmelidir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.