Sosyal Medya

Makale

Gericilik

İnsanları geri bırakan sebepler, şüphesiz kendi elleriyle ortaya çıkardığı sorunlardan neşet eder. İlim ve teknolojinin insan hayatını kolaylaştırmak için var olduğunu herkes bilir. Hiç kimse durduk yere bunlara karşı çıkmaz. Dolayısıyla geri kalmak, bütünüyle belli bir düşünce veya ideolojinin çıkarımı değildir. Nitekim tarihte bütün sistemler, muhalif bütün eleştirilere bu ithamla yaklaşmış ama özeleştiri yapamadıkları için karşı çıkıp mahkûm ettikleri düşüncelerle aslında kendi sonlarını hazırladıklarını anlayamamışlardır.

Åžu ayet bu hususta yeterince bilgi verir:

“Onlara bir iyilik (bolluk) gelince, ‘Bu bizim hakkımızdır.’ derler. EÄŸer kendilerine bir fenalık gelirse Musa ve onunla beraber olanları uÄŸursuz sayarlardı. Bilesiniz ki, onlara gelen uÄŸursuzluk Allah katındandır, fakat onların çoÄŸu bunu bilmezler.” (A’raf suresi, 131. ayet.)

Ayetteki uÄŸursuzluk yaklaşımı, bugünkü gericilik suçlamasıyla örtüşür. Firavun’a göre ülkedeki bütün sorunlar, Musa (as) ve ona tabi olanlardan kaynaklanır. Oysa halkı bölüp parçalayan ve kendi düzenini korumak adına zulüm olarak nitelendirilecek pek çok uygulamaya imza atan bizzat kendisidir.

UÄŸursuzluÄŸun, yani musibetlere medar olmanın Allah katından geldiÄŸi ifadesi, insanların bunu hak edecek tutumlara sahip olduklarını ima eder. Allah’a karşı gelmenin, yani hayattaki ölçülü hâle muhalefet etmenin bir faturası bulunduÄŸuna iÅŸaret eder. Buna göre olumsuz ve yanlış tavırlarıyla uÄŸursuzluÄŸu insan kendi kendine imal eder.

Allah katından gelen ÅŸey, insanın kendi hazırladığı bir reçetedir. Zira doÄŸru davranılmadığında bedel ödemek, O’nun takdir ettiÄŸi bir kanun hükmündedir. Ä°yiliÄŸi hak ettiÄŸini düşünmek, bencillik ve müstaÄŸni bir tavır doÄŸurup baÅŸkalarını küçümsemeye dönüşünce musibetleri davet eder. Oysa iyilik ve ardından gelen menfaat nasıl paylaşılmalıysa bela da aynı ÅŸekilde ortak bir çabayla omuzlanıp hafifletilmeli ve bu ÅŸekilde yok edilmeye yüz tutmalıdır.

İleri gitmek ya da geri kalmak, doğru davranmak ya da yanlış yapmakla ilintilidir. Ancak neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmek için, Allah katında insanın söz ve eylemlerini bekleyen karşılığın iyi tefekkür edilmesi gerekir. Bu tefekkür kişiyi kendisine yöneltebilirse işte o zaman gerçekle yüzleşme sağlanabilecektir. Çünkü davet edilen bela/uğursuzluk, kişinin bizzat yol açtığı sorunlar ve bu sebeple ödemesi gereken bedellerle izdivaç hâlindedir.

Velhâsıl

Geri kalmak veya zarar görmek, birilerinin menfaatine çomak sokmakla ortaya çıkan bir ÅŸikâyet deÄŸil, Allah’ın yarattığı ve uyulmasını istediÄŸi ölçülere karşı gelindiÄŸinde zuhur eden bir musibettir. Bu nedenle gerçek gericiler, ilahi rehberlikten mahrum kalan uÄŸursuz tiplerdir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.