Kürsü
Sadık Sefa: Tuhaf

Gecede büyülü bir zaman dilimi vardır. Bu anı yakalamayı baÅŸardıysanız, meftunu olursunuz gecelerin. Garip bir hâl serer omuzlarınıza. Bir an ki, tüm ihtiÅŸamıyla kurulur baÅŸköÅŸeye. Huzur mu, huzursuzluk mu, karar veremediÄŸiniz bir duygu kaplar benliÄŸinizi. Ä°ÅŸte, gecenin o anındayım...
Uykusuz gözler, bardağında soÄŸumuÅŸ bir çay ve ince bir sızı gibi geceye dolan baÄŸlama sesi. Her kelimesine bin kat daha hasret yükleyen bir ses tonuyla ÅŸiir okuyan bir adam... Bense yalnızlığımdan, soÄŸumuÅŸ çay bardağındaki yansımama saklanıyorum. Ve ÅŸiir bitiyor.
Sonrası uzun bir gece...
Mutlaka uyunması gereken bir gecenin o büyülü anı... Seriyorum önüme heybemde ne varsa. Ayıklamak yok; doÄŸruları, yanlışları, her ÅŸeyi sermeli orta yere. Sonra dönüp bir kez daha bakmalıyım tüm olan bitene. Kendime ve kendimce dünyaya. Öyle de yapıyorum. Yine kendimden baÅŸlıyorum. Benden baÅŸka herkes iyi ve doÄŸrudan yana. Bir başıma kalıyorum yine, kötünün ve yanlışın safında. Tuhaf, kötüyken de yalnızım. Ä°yi oldum mu hiç, bilmiyorum. Åžayet iyi olduysam, orada da yalnızdım; biliyorum. Ne kadar masum herkes, ne kadar da merhametli! Omuzlarımda çocukluÄŸum, heybemden yalnızlık döküldü payıma; kötülük ve gurbet sinemde asılı. Heybemde kendim için de bir parça iyilik taşımak nasip olacak mı bir gün? "Söz," diye mırıldanıyorum: "Söz, bir gece daha yakalayacağım gecenin büyülü anını. Ölmeden. Bir daha dökeceÄŸim heybemi önüme. Söz. Ä°yilik düÅŸecek bu kez benim payıma, yalnız da olsam." Ve ekliyorum yine: "Tuhaf..."
Şiir bitmişti. Bağlamanın yalnızlığımı dağlayan sesi kalmıştı geriye. Belki de benim kulaklarımda kalmıştı yalnızca. Bilmiyorum.
"Her ÅŸey ben yaÅŸarken oldu, bunu bilsin insanlar," demiÅŸ ÅŸair. Arafta yaÅŸayıp, kıyısında dolaÅŸtım tüm insani duyguların. Her ÅŸey ben yaÅŸarken oldu. Zamanın doÄŸru tarafında ne kadar durabildim acaba? Ne kadar umut olup yayılabildim yeryüzüne, ne kadar güven ve huzur? Hatırlıyorum, en kötüsü de bu. Tüm unutkanlığıma raÄŸmen, hayatta önem verdiÄŸim her ÅŸeyi en az bir kez unutabilmiÅŸken hem de! Hatırlıyorum iÅŸte, tüm çıplaklığıyla bütün yanlışlarımı. Tuhaf...
Göz kapaklarım ağırlaşıyor iyice. Oysa yalnızca kendime bakabilecek kadar dökülmüÅŸtü heybemdekiler. SoÄŸumuÅŸ çay bardağındaki yansımama bakıyorum bir kez daha. Daha bir yaÅŸlı görünüyorum kendime. Göz kapaklarıma hükmedemiyorum artık. Son bir gayretle, "Tuhaf..." diyorum belli belirsiz bir ÅŸekilde. Tuhaf!..
Henüz yorum yapılmamış.