Sosyal Medya

Makale

İşlevselliğin Edilgen Unsurlarla Mücadelesi

Ä°ÅŸlevsellik hareket bildirir ve insanın aktif rol üstlenmesini ister. Zira bütün eylemler insan üzerinden deÄŸer kazanır. Dolayısıyla insanı pasif kılarak sorumluluÄŸu ondan ayıran yaklaşımlardan uzak durulmalıdır. Zira dinin amacı, kiÅŸinin hesap vereceÄŸi düşüncesiyle yaptıklarının sorumluluÄŸunu üstlenmesini saÄŸlamaktır. Buna göre ‘imtihan’ konusu, üzerinde durulması gereken önemli bir husustur. Yeterince doÄŸru anlaşılmadığı da bir gerçektir. ÖrneÄŸin, “Ä°nsana gelince, ne zaman Rabb’in onu, cömertliÄŸiyle ve hoÅŸnut olacağı bir hayat bağışlamakla denese, ‘Rabb’im, bana karşı (ne kadar) cömertmiÅŸ!’ der. Ama geçim vasıtalarını daraltarak onu denediÄŸi zaman ise, ‘Rabb’im beni küçük düşürdü! (önemsemedi/adam yerine koymadı/periÅŸan etti)’ di(ye sızlanı)r.” (1) ayetinde imtihan hususunun iyi anlaşıldığı söylenemez.

Bu surenin 28. ayetinde Allah’tan razı olmak anlatılır. Hâlbuki 6–14. ayetler toplumda çürümeye yol açan tavırları yüzünden helak olan kavimlerden bahseder. 16. ayet insanın fakirliÄŸi sebebiyle Allah’a yaptığı ÅŸikâyeti dile getirir. 17–20. ayetlerde ise bu ÅŸikâyetin Allah’ı deÄŸil yoksulları doyurmayan, yetimlere sahip çıkmayan, parayı çok seven ve durmadan tüketen insanı muhatap alması gerektiÄŸi üzerinde durulur.

Bu durumda, “Ama geçim vasıtalarını daraltarak onu denediÄŸi zaman ise…”ayetinden hareketle fakirlik bir imtihan vesilesi ise kullarına bunu reva görenin Allah olması gerekir. Bu durumda toplumsal sorumluluklarını yerine getirmeyenlerin kınanmasının anlamı kalmaz. Oysa imtihan, insanı fakir kılan sebepleri doÄŸru tespit etmekle ilgilidir. Bu sebepleri Allah’a baÄŸlayanlar imtihanı kaybederler. Allah insanlara yetecek kadar nimet yaratmıştır. Bu nimetlerin herkese ulaÅŸması ve yetmesi gerekir. Nimetlerin sahiplerine ulaÅŸmaması da Allah’ın ayetlerinden yüz çevirmekten, yani O’nun koyduÄŸu ölçülere uymamaktan kaynaklanır. Onun belirlediÄŸi ilkeleri dikkate almayan bir toplumda adalet olamaz. Ä°mtihan tam burada baÅŸlar. Ä°nsanı zengin ya da fakir kılan sebepleri yaratan Allah’tır. Bu yüzden fâil olarak onun adı anılır. Ancak bu sebepleri kendi hayatında hâkim kılan insandır. KiÅŸinin fakir kalması ise genellikle baÅŸkalarının nimet gaspıyla oluÅŸmaktadır. (2)

Bu sorundan kurtulmanın yolu ÅŸudur: Burada imtihan, fakir kılmak deÄŸil fakirliÄŸe yol açanlara karşı teslimiyet göstermek ve asıl sorumlular yerine Allah’ı suçlamaktır. Aynı ÅŸey zenginlik için de söz konusudur. Servetini Allah’ın bir lütfu ama kendi hakkı olarak gören kiÅŸi onu asla terk etmemeyi ve kaybetmemeyi öngörür. Bu kiÅŸi, “Rabb’im ne kadar cömertmiÅŸ.” diyerek şımarır. Ve sahip olduklarını paylaÅŸmaz.

Her iki durum da imtihandır. Ä°mtihan hayatın kendisidir. YaÅŸadığı hayatta insan her iki durumla da her an karşılaÅŸabilir. Hiçbir ÅŸey, insanın şımarmasına veya kahretmesine yol açmamalıdır. Muttakiler (dürüst ve erdemli olanlar), hiçbir durumda Allah’ı suçlu ilan eden bir sonuca rıza göstermezler. Onlar Allah’ın adil olduÄŸunu ve insanların mutluluÄŸunu istediÄŸini bildikleri için ondan memnundurlar. Bu yüzden Allah da onlardan memnundur. Nihayet surenin baÄŸlamı Allah’tan razı olunmasıyla yakından iliÅŸkilidir. O hâlde imtihan konularının ekseni Rabb’in kiÅŸiden, kiÅŸinin de Rabb’inden razı olup olmaması ile ilgilidir. Anlam bu çerçevede ele alındığında konu Allah’ın nimetleri az ya da çok vermesi karşılığında sabretmek ve böylece imtihanı kazanmak deÄŸildir. Asıl konu Rabbin insanı asla aç ve açıkta bırakmadığını bilerek ondan razı olmaktır. Ä°nsan sorunlarının gerçek kaynağını ancak bu ÅŸekilde keÅŸfedebilir.

Dipnotlar:

1. Fecr suresi, 15, 16. ayetler.
2. Ayette, baÄŸlamın bir gereÄŸi olarak rızkı daraltmaktan deÄŸil ölçülü vermekten söz edilir. Nihayet rızkı daraltanın Allah olduÄŸu kabul edilse bile bu onun bu konuda fâil olarak deÄŸil, sebepleri yaratması, her ÅŸeyin ölçüsünü belirlemesi anlamındadır. Yani daralmanın ve buna sebep olacak saiklerin ölçüsünü koyan odur. Ama rızkın daralmasına yol açan bu yola giren insandır. Yanlış iÅŸler yapan veya buna seyirci kalan ya da bizzat gasp edip çalan insanın kendisidir. Buna binaen burada Allah’ın suçlanması yine doÄŸru kabul edilemez.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.