Sosyal Medya

Makale

Ä°ÅŸlevselliÄŸin Kapsam OluÅŸturmadaki Etkisi

BaÄŸlamın gerçeklik yönünün onu iÅŸlevsel kıldığı ve dolayısıyla bunun edilgen unsurlarla mücadele etmesinin gereÄŸi açıktır. Buna göre ayetlerin üzerinde durduÄŸu konunun pratik bir karşılığının, yani insan hayatında tezahür eden somut yanlarının bulunmasının anlamayı kolaylaÅŸtıracağı da bellidir. Nitekim nüzul sebeplerine duyulan ihtiyaç da buradan kaynaklanır. Anlam ile söz konusu olay arasında kurulacak her iliÅŸkinin insan iradesine aktif rol üstlendirmesinin önemi üzerinde de durulabilir. Bu aktif rol, bir yandan kiÅŸiye etkili bir sorumluluk kazandırırken diÄŸer yandan ele alınan konunun kapsamını da etkiler. BaÅŸka bir ifade ile iÅŸlevselliÄŸin insan iradesinin özgür seçimlerine verdiÄŸi deÄŸer, onun sübjektif öngörülerinin kapsamını da geniÅŸletir. Bunun ilgili metnin anlam dünyasına zarar vermesinin önlenmesi için baÄŸlam yine devreye girer. Mantıksal örgü içerisinde surenin konu bütünlüğüne, anlam akışına uyum saÄŸlayamayan yorumlar bu sayede elenir. Bu usulde anlama yardım edecek her parçanın bütüne uyumu esastır. Elbette her kelime ve kavram, Kur’an’ın insan, varlık, âlem gibi temel anlayışlarına uygun ÅŸekilde bir anlam kazanmalı ve surelerin merkezinde yer verilen genel ilkelerle çatışmamalıdır. Nitekim anlam dünyasının kapsamı, bu temel öngörüleri kesintiye uÄŸratacak veya onlarla çeliÅŸki oluÅŸturacak bir mana yüklenmesine izin vermeyecektir.

 

Ayetlerin mucizevi yönünün, yani gerçekleÅŸmek için bekleyen pratik karşılığının doÄŸru anlamı bulmak ve bunun kapsamını oluÅŸturmak açısından olaÄŸanüstü yardımı olur. BilindiÄŸi gibi Kur’an hayata intibak için bekleyen bir sözdür. Ve mutlaka gerçekleÅŸir. Buna göre ele alınan her konunun genellikle insan davranışlarına, hayata tekabül eden pratik bir karşılığı vardır. Bu karşılık, çoÄŸu zaman anlamın doÄŸru olup olmadığının saÄŸlamasını yapmaya yarar ki bu ÅŸekilde kapsamın da muhtemel çerçevesi kontrol edilmiÅŸ olur. (1)

 

Ä°ÅŸlevselliÄŸin kapsam oluÅŸturmadaki etkisinin doÄŸru bir mecrada yürümesi için ilk muhataplarının ne anlamış olabileceÄŸi yaklaşımından da yardım alınmalıdır. Bu anlamda Kur’an’ın dilinin sembolik yapısının kiÅŸinin anlam dünyasının geniÅŸliÄŸine yardım ettiÄŸi de bir vakıadır. Yani sembolik dil, kiÅŸinin kendisini olayın içine dâhil etmesine imkân tanır. Bu desteÄŸin anlam kayıplarına ya da abartılı sübjektif yaklaşımlara yol açmaması için vahyin ilk muhataplarının konudan ne anlamış olabilecekleri üzerinde durulmalıdır.

 

Felak suresinin ayetlerinin sözü edilen bu sembolik bir dili kullanarak sırasıyla birbirini tefsir ettiÄŸi görülür. Buna göre yarattıklarının ÅŸerrinden Allah’a sığınılır. Yarattıklarının ÅŸerrinden kasıt karanlığı çöktüğünde gecenin ÅŸerridir.

 

“Karanlığı çöktüğü zaman gecenin ÅŸerrinden” ayetinin içeriÄŸi;

 

Çöktüğü zaman karanlığın,

 

gelip çattığı zaman göz perdelenmesinin,

 

tutulduÄŸu zaman Ay’ın,

 

battığı zaman GüneÅŸ’in,

 

taştığı zaman şehvetin,

 

soktuğu zaman yılanın,

 

ümit kırdığı zaman musibetlerin şerridir.

 

Buna ümitsizliÄŸin karanlığı ile ölümün yaklaÅŸması da eklenebilir. Mesele bunlarla da sınırlı kalmaz. Konu Allah’a sığınmak olduÄŸunda insanın içinde bulunduÄŸu sıkıntının ÅŸekli/mahiyeti ayetin içeriÄŸini belirlemede aktif bir rol üstlenir. Yani gecenin karanlığı ifadesi, kiÅŸiye korktuÄŸu her ÅŸeyi, bu anlamın kapsamı içine dâhil etme fırsatı/imkânı verir.

 

Ancak ayetin indiÄŸi zaman diliminde Rasulullah (sav)’ın içinde bulunduÄŸu durum dikkate alındığında, yani bu ayetin ilk muhataplarının ne anlamış olabileceÄŸi düşünüldüğünde söz konusu gecenin karanlığı “baskı ve zulüm” olmalıdır. Ä°lk muhatapları açısından ‘gecenin karanlığının çökmesi’, kiÅŸinin zorbalık karşısında hakikate olan güvenini kaybetmekten korkmasıdır. Nitekim devam eden ayet, söz konusu karanlığın, hakikati inatla reddedenlerin yapmaya çalıştığı netameli iÅŸlerden kaynaklandığını izah eder. Bu anlamda düğümlere üflemek, bir ÅŸeyi olduÄŸundan farklı göstermektir. Anlam, burada bir ÅŸeyi olduÄŸundan farklı göstermeye çalışan karanlık iÅŸlere düşkün insanların yapıp ettiklerinden karanlığı yarıp sabahı çıkaran Rabb’e sığınmaktır. Buradaki sabah (felak), ÅŸafak vaktidir ki bu vakit, verilen mücadele sonrasında baskı, hile ve zulümlerden kurtuluÅŸu simgeler.

 

Açıkça görüleceÄŸi gibi ayete anlam kazandırırken verilen mananın nüzul ortamında pratik bir karşılığı vardır. Ayrıca ilk muhatapları açısından Peygamber (sav)’in ve arkadaÅŸlarının, yılan sokması ya da güneÅŸ tutulmasından kurtulmak için bu ayeti okuduklarını düşünmek doÄŸru olamaz. O, bu ayetin indiÄŸi dönemde insanlara gerçeÄŸi en yalın ÅŸekliyle duyurmak için bir arayış ve mücadele içindedir. Öyleyse ayete bu çerçevede bir içerik yüklenmelidir. (2)

 

KiÅŸinin korktuÄŸu ÅŸeyden kurtulmak için Rabb’ine dua etmesinde bir beis bulunmaz. Hatta tam tersine bu ÅŸekilde davranmak tavsiye dahi edilebilir. Ancak Kur’an, Rasulullah (sav)’ın hakikati gerçekleÅŸtirmek adına verdiÄŸi mücadelenin yoldaki iÅŸaretlerini gösterir. Ä°lk muhatapları açısından anlamın hangi sınırlarda durması gerektiÄŸi hususunda yeterince bilgi verir. Bu nedenle ayetlerin kapsamını belirlemede ilk muhataplarının zihninde oluÅŸturduÄŸu çerçeve çok önemlidir. Buna sadık kalmak diÄŸer yorumlama çabalarını engellemez ve belki onlar için iyi bir örnek de oluÅŸturur.

 

 

Not: Bu yazı, “Sözün BaÄŸlamı” adlı eserden iktibas edilmiÅŸtir.

 

Dipnotlar:

 

1. Bu anlamda Kevser suresi yaÅŸanmış ve üzerinde durduÄŸu anlam açısından gerçekleÅŸmiÅŸ bir suredir. Bu nedenle surenin kapsamı ve iÅŸaret ettiÄŸi konu hakkında tartışmaya mahal yoktur. Mekke’de Nebi (sav) ve arkadaÅŸlarını her türlü hayırdan kesmekle tehdit edenlere karşı Allah, ona çok ÅŸey verdiÄŸini ve yine vereceÄŸini, bu nedenle namaz kılmaya ve zorluklara göğüs germeye devam etmesini istemiÅŸtir. Onlar bunun gereÄŸini yerine getirmiÅŸ ve sıkıntılı dönemin sonunda Medine’de yine çok ÅŸeye kavuÅŸmuÅŸlardır. Yani sure bütünüyle yaÅŸanmış, içeriÄŸi tamamen gerçekleÅŸmiÅŸtir. Buna binaen sureden ne anlamak gerektiÄŸi hakkında tartışmaya ihtiyaç kalmamıştır.

 

2. Felak suresinde düğümlere üfleyen büyücüler, karanlık iÅŸler peÅŸinde koÅŸan Mekkeli müşriklerdir. Gecenin karanlığı gibi halkın üstüne çöken bu kiÅŸiler, Peygamber (sav)’i büyücü, ÅŸair, mecnun, Kur’an’ı geçmiÅŸlerin masalı, müminleri basit görüşlü ayak takımı ÅŸeklinde yaftalamaktadırlar. Onlar bir ÅŸeyi olduÄŸundan farklı gösteren, ortada hiçbir ÅŸey yokken varmış intibaı uyandıran büyücüler gibidirler. Bazen teklif bazen de tehditlerle insanları kendi günahlarına alet etmek isteyenler bunlardır. Felak suresi, ÅŸerlerinden Allah’a sığınılan bu kiÅŸilerin propagandalarından etkilenmemek için indirilmiÅŸtir. Konu tamamen sosyal ve siyasi içeriklidir. Müslümanlarda onların yaptıklarına karşı bir uyanıklık hâli meydana getirmeye çalışılır. Konu, bilinen anlamıyla dahi büyü deÄŸil, büyücülerdir. Mekkeli büyücülerle ileri gelen yöneticiler arasında bu tür bir iliÅŸki kurmak bir yandan edebî anlamda onları küçümsemek diÄŸer yandan yaptıklarının bir etkisinin olamayacağını herkese göstermektir. Buna göre büyücülerden Allah’a sığınmak, vahyi rehber edinmek, dünyanın geçiciliÄŸinden hareketle gayrı meÅŸru tekliflere aldanmamak, hesap verileceÄŸi bilincinden uzaklaÅŸmamaktır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.