Sosyal Medya

Makale

Allah'ın Sözlerinin Tükenmemesi

Ä°nÅŸirah suresinin 7. ayetinin meali ÅŸu ÅŸekildedir:

“Öyleyse bir daha (vahiy almayıp) kendini (terk edilmiÅŸ ve) yalnız hissettiÄŸinde sıkı dur.”

Ayet vahyin gelmediÄŸi anı resmeder ve elçiye bu durumda dahi sıkı durmayı tembihler. Bugün için ayetin manası, vahyin açık ve direk mesajlarının bulunmadığı durumları resmeder. Böyle zamanlarda inananlar, vahiyden edindikleri ahlak ve bakış açısıyla, yani bir mümin ferasetiyle hareket ederler. Allah’ın rızasının hangi söz veya davranış biçiminde olduÄŸunu bu ÅŸekilde çözümlerler. Bu yaklaşım, doÄŸru, mantıklı, sahih, adil ve meÅŸru çizgi üzerinde durmaya çalışan “akl-ı selim’in temyiz kabiliyetine atıf yapar. Ve istikametini oluÅŸturur. Dolayısıyla ortaya çıkan her doÄŸru tespit, Allah’ın tasvip veya tasdik ettiÄŸi bir numune hükmündedir. Basiret ve feraset sahipleri, bunları duyar ya da görürse hemen anlarlar.

Lokman suresinin bazı ayetleri de şu şekildedir:

25, 26. [ÇOÄžU Ä°NSAN] gibi, ÅŸayet onlara, “Gökleri ve yeri yaratan kimdir?” diye sorsan, hiç tereddüt etmeden ”Allah’tır!” derler. De ki: “[O halde bilin ki] bütün övgüler yalnız Allah’a mahsustur!” Fakat onların çoÄŸu [bunun ne demek olduÄŸunu] bilmez. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Şüphesiz yalnız Allah, kendi kendine yeterlidir, bütün övgüler yalnız O’na mahsustur. (1)

Yaratan hamde layıktır. 27. Yeryüzündeki bütün aÄŸaçlar kalem olsaydı, denizler de mürekkep, sonra yedi deniz [daha] eklenseydi, Allah’ın sözleri yine de tükenmezdi: çünkü Allah, kudret ve hikmet sahibidir.

Hamde lâyık olan konuÅŸur. O konuÅŸtuÄŸunda da dinlenir.

28. Hepinizin yaratılması ve yeniden diriltilmesi, [O’nun için] tek bir can[lının yaratılması ve diriltilmesi] gibidir: Şüphe yok ki Allah, her ÅŸeyi iÅŸiten, her ÅŸeyi görendir.

İşiten ve gören bir Allah konuşur. Ve O konuştuğunda da dinlenir.

29. Bilmez misin gündüzü kısaltarak geceyi uzatan ve geceyi kısaltarak gündüzü uzatan Allah’tır; O, her biri belirlenmiÅŸ bir vade içinde hareketini sürdüren güneÅŸi ve ayı [kendi yasalarına] tâbi kılmıştır ve bütün yaptıklarınızdan haberdardır?

Yaratırken ölçü koyan Allah konuşur. Ve O konuştuğunda da dinlenir.

30. Gerçek budur: yalnızca Allah, Mutlak Hakikattir ve insanların O’ndan baÅŸka çağırdıkları her ÅŸey tamamıyla deÄŸersiz ve geçersizdir; çünkü yalnız Allah yüce ve gerçekten uludur!

Yüce ve gerçek olan Allah konuşur. Ve O konuştuğunda da dinlenir.

31. Görmez misin, gemiler Allah’ın lütfu ile denizlerde nasıl yol alıyorlar ve böylece Allah kendi varlığının bazı iÅŸaretlerini önünüze nasıl koyuyor? KuÅŸkusuz bunda, sıkıntılara sonuna kadar göğüs geren ve [Allah’a karşı] derin bir şükran duygusu taşıyanlar için mesajlar vardır.

Güçlü olan Allah konuşur. Ve O konuştuğunda dinlenir.

32. Nitekim dalgalar onları [ölümün] gölgeleri gibi kuÅŸattığında, [o anda] bütün içtenlikleriyle yalnız ve sadece Allah’a baÄŸlanarak O’na sığınırlar: fakat Allah onları saÄŸ salim kıyıya ulaÅŸtırdığında da bir kısmı yolun ortasında [inanmak ile inkâr etmek arasında] kalıverirler. Ama hiç kimse, haince bir nankörlüğe kapılmadıkça mesajlarımızı bile bile reddetmez.

Ona sığınmak demek, O konuştuğunda dinlemek anlamına gelir.

Son olarak;

Secde suresinin ayetlerinden ortaya çıkan mana da şu şekildedir:

Allah

Yaratır, konuşur.

Yeniden yaratıp konuşur.

Rahmet eder, konuÅŸur.

Toprağı canlandırır konuşur.

Şekil verir, ölçü koyar konuşur.

Yaptıklarınızı kaydeder, konuşur.

Suç işleyenleri cezalandırır, konuşur.

Kötülüklerinize bedel ödetir, konuşur.

Can verir, düşünme melekeleriyle donatır konuşur.

Daha önce yaptığı rehberlikle Musa ile de konuşmuştur.

Şimdi yine vahyedip, yani Kitap indirip konuşuyor. Niye yadırgıyorsunuz ki?

Hülâsa secde suresinin indiriliÅŸ amacı ÅŸudur;

Kur’an, yaratırken konuÅŸan Allah’ın Kitap indirirken de aynı ÅŸekilde kullarıyla diyaloga girdiÄŸini ve âlemin yaratılışını izleyen insana Kitab’ın mesajları konusunda da hayret ve saygı ile teslimiyetten baÅŸka bir yol bulamayacağını öğretmek ve tabiatta görülen zecri iradenin kendisine indirilen Ä°lahi mesajlar için de geçerli olduÄŸunu bildirmek için indirilmiÅŸtir.

Kehf suresinde de bu konuda bir ayet vardır.  Şöyle ki:

“De ki: ‘Rabbimin sözleri(ni yazmak) için denizler mürekkep olsa ayrıca deniz üstüne deniz katsak yine de Rabbimin sözleri bitmeden denizler tükenirdi.’” (2)

Kehf suresi ise, herkese hak ettiÄŸi karşılığın verileceÄŸinden yola çıkarak hicret baÄŸlamında müminler adına ÅŸu an ya da gelecekte Allah’ın takdirinin dışında bir beklenti içinde bulunmamalarının gereÄŸini anlatmak ve dünyanın süsüne aldanmadan Allah’ın birliÄŸi, yani insanın saygınlığı hususunda ısrarla mücadele etmeye devam ederek bu uÄŸurda her ÅŸeyden vazgeçmeleri gerektiÄŸini öğretmek için indirilmiÅŸtir.

Özetle dünyanın imtihan konusu olan süsüne aldanmamak, Allah’ın birliÄŸini yani, insanın saygınlığını savunmak hususunda ısrar etmek ve Elçi’yi takip etmek gerekir. Ki bunun sonunda insanı müjdeler bekler. Neticede anlamak isteyenler için bu kadarının da yeteceÄŸi vurgulanarak Allah’ın sözlerinden verilen örneklerin çok daha fazlasının bulunduÄŸu dile getirilir.

Allah, gönderdiÄŸi Elçiler ve Kitaplar aracılığıyla kullarına doÄŸru yolu göstermek için sayısız örnek vermiÅŸtir. Tek gerçek yaratıcı O’dur. Dolayısıyla Kitab dışında da doÄŸru ve gerçek bütün bilgiler, O’nun ilminin bir parçası olarak yaratılmıştır. Ä°nsanı hakikate götüren bütün yollar onun gösterdiÄŸi minvalde ilerler. O hâlde insanı doÄŸru ve dürüst kalmaya ikna eden her tür söz ondan sudur etmiÅŸ sayılır.

Nitekim Kitab’ın dışında var olan yaratılmış her ÅŸey de birer ayettir. Böylece insana faydalı olan her söz veya nesne onun varlığına, gücüne ve lütfuna iÅŸaret eden birer delil/kanıt hükmündedir. Ki bu kanıtlar, bakan, gören ve gördükleri üzerinde düşünenlere okuduklarından çok daha fazlasını aktarırlar.

Dipnotlar:

(1) Lokman suresinin ilgili ayetleri, M. Esed Meali’nden alıntılanmıştır.

(2) 18 Kehf suresi, 109. ayet. (M. Esed Meali)

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.