Özel / Analiz Haber
Mehmet Beyhan: İmamoğlu üzerinden Amerika’nın 3 P Kuralı Devrede

George S. Harris isminde Amerikalı bir diplomat, 1972 yılında 1945-1971 dönemini kapsayan bir kitap yazmıştı. Ä°lgililer için kitabın ismi ‘’ Sorunlu Ä°ttifak’’ üst baÅŸlığını taşır. Alt baÅŸlığında ise, ‘’ Tarihsel perspektif içinde Türk-Amerikan problemleri’’…
Bu kitabın önsözünün daha birinci cümlesinde ÅŸöyle der: ‘’Sovyetler BirliÄŸi'nin meydan okumasına karşı, Amerika’nın küresel gücünü pekiÅŸtirmek için Türkiye ile ittifak yapıldı.’’ Kitabın adından da anlaşıldığı gibi, iki ülke arasında yaÅŸanan problemler ele alınmış.
BilindiÄŸi gibi Ä°kinci Dünya Savaşı sonrasında Sovyetlerin tehdidi karşısında Türkiye, güvenliÄŸi için NATO’ya dâhil oldu. Türkiye’nin güvenlik ihtiyacı ile Amerika’nın küresel güç olma arzusu bir noktada kesiÅŸti ve Türk-Amerikan iliÅŸkileri baÅŸlamıştı. Ancak iki ülke iliÅŸkilerine temel oluÅŸturan konu güvenlikti.
Türk-Amerikan iliÅŸkileri 1960’taki füze krizinden sonra, devamlı çalkantılı geçmiÅŸtir. Türkiye’deki bütün askeri darbelerin arkasında Amerika’nın olduÄŸu bir sır deÄŸil. Nitekim 27 Mayıs 1960 darbesinden üç gün sonra, Amerikan DışiÅŸleri Bakanlığı 30 Mayıs 1960 tarihinde yayınladığı bildiriyle cunta hükümetini, ilk tanıyan ülke olmuÅŸtu.
Türk-Amerikan iliÅŸkiler tarihini bir köÅŸe yazısında yazacak deÄŸilim. Ancak geniÅŸ bilgi edinmek isteyenler, Oral Sander’in ‘’Türk-Amerikan Ä°liÅŸkileri 1947-1964’’ kitabına bakabilirler. BaÅŸka birçok kıymetli çalışmalar da yapılmıştır. Buradaki temel amacımız, günümüzde yaÅŸadığımız sorunların tarihsel arka planına dikkat çekmekti. Özellikle 2002’de Ak Parti iktidara geldikten sonra, Türk Dış Politikasının kimliÄŸi, motivasyonu ve uluslararası iliÅŸkiler baÄŸlamı, önemli bir dönüÅŸüm geçirdi.
ÖrneÄŸin, 2002 öncesinde sadece batılılaÅŸma söylemi ile komÅŸu ülkelere sırtını dönmüÅŸ bir Türkiye vardı. 2002 sonrasında ise, Türkiye, barış ve adalet temelinde herkesle iyi iliÅŸkiler geliÅŸtiren bir dış politika izledi. Türkiye’nin bağımsız bir dış politika izlemesi Amerika’yı rahatsız etti. Bu nedenle Türkiye içindeki her olumsuz geliÅŸmeyi kendi lehine çevirmeye çalışıyor. Bunun için de Türkiye’ye karşı ‘’3 P Kuralı’’ devreye sokmuÅŸ durumda.
Peki, ‘’3 P Kuralı’nedir’’?
Bu kavramı biraz açalım. Amerika, önce karıştırmak istediÄŸi ülkenin farklılıklarını PLANLAR. Ä°kinci olarak, üzerinde plan yaptığı gruba PARA ve PROPAGANDA desteÄŸi vererek ülke içinde belli bir etki oluÅŸturur. Üçüncü olarak da oluÅŸturduÄŸu bu etkiyi PROVAKE eder. Bu, Amerika’nın dış politika da baÅŸvurduÄŸu geleneksel bir yöntemdir. Güzel bir halk deyiminde ‘’maÅŸa varken elini ateÅŸe sokma’’ der.
Ne yazık ki ABD her zaman içimizde çok rahat ‘’maÅŸa’’ bularak ‘’3 P kuralını Türkiye’ye karşı uyguladı. 1980 öncesinde ‘’3 P Kuralının’’ kurbanları saÄŸcı ve solculardı. KardeÅŸ kavgası ile ülkenin enerjisini heba ettiler. 1980 sonrasında ‘’3 P Kuralının’’ kurbanı PKK idi. PKK ile aynı ÅŸekilde hem kan akıttılar hem de korkunç derecede ülke ekonomisine zarar verdiler. Öyle anlaşılıyor ki ÅŸimdi de Ä°mamoÄŸlu üzerinden Amerika’nın ‘’3 P Kuralı’’ devrededir.
Henüz yorum yapılmamış.