Sosyal Medya

Makale

Yeryüzü Ayetleri

-İhlas suresi örneği-
İnsana aktif bir rol biçen surelerden biri de İhlâs suresidir. İlk bakışta haklı olarak sadece Allah’ın vasıflarının sayıldığı intibaını veren bu sure, aslında insan davranışlarına kattığı değerle anlam kazanır. Sure mealen şu şekildedir;

“De ki: O, Allah’tır, bir tektir. Allah Samed’dir. Doğmamış ve doğurmamıştır. Hiçbir şey de ona denk olmamıştır.”

Ayetlerin her birinin insanın dünyasında bir karşılığı vardır. İnsan bu ayetlerde geçen vasıfları kabul ederek hayatında birtakım kazanımlar elde eder. Surenin, “De ki” diye başlaması önemlidir. “Git söyle.” anlamında eylem ve hareket bildirir. Kişinin söylemesi istenilen şeyler öncelikle onun kabul edip hayatına yansıtması gereken şeylerdir. Yani bu söz önce kendine söylenir. Aksi durumda davranışlarda tezahür etmeyen kuru bir söylemden ibaret kalır.

Surenin ilk iki ayeti Allah’ı tesbih eder. Son iki ayet ise tenzih eder. Örneğin, “Doğurmamıştır, doğurulmamıştır.” konusu dünyada onu temsil edecek ona benzer ve onun yerini dolduracak bir şey bulamazsınız demektir. Bu ayetle anlam gökten yere iner. Çünkü ona benzer tasavvurlar üretilen yer genellikle yeryüzüdür. Zira bu ayetlerin insanın gündemine oturması ve buradan ders almak ancak yeryüzünde mümkündür. Gökte Allah’tan başka ilah olmadığı konusu çok açıktır. Ama yeryüzünde ona ait vasıflarla donanmak isteyen pek çok gönüllü vardır.

“Hiçbir şey de ona denk olmamıştır.” ayetinde de ilgili karşılığı gökte aramamak gerekir. İlk muhataplarının zihninde gökte Lat, Menat, Uzza, Hübel gibi sahte ve sanal ilahlar ve yerde de bunların sembolleri vardır. Eğer bu ayetin anlamı sadece gökte kalsaydı, Allah’ın dengi olamayacak bu putlar söz konusu edilmemiş olurdu. Konu, doğma ve doğurma sözüyle zaten dünyada gerçekleşmektedir. Nitekim Mekke’deki sembol putların da arka planda dünyada kendilerine menfaat sağlayan bir grup azınlığa hizmet ettiğini bilmeyen yoktur. Ehl-i Kitap bile Tanrı’yı gökten yere, yani İsa suretinde dünyaya indirmiştir. Bu tezahürlerin Allah’a yakınlık kesp ettiği varsayılacak diğer insan tiplemelerine kapı araladığı bellidir. Yani ona denk güçlerin varsayıldığı asıl alan yeryüzüdür. Nitekim insanlara zarar veren, onları köleleştiren şeyler dünyada olmaktadır. Bu ayetleri gökyüzünde anlamlandıran zihin yeryüzünde Allah’a denk sayılan sahte güçleri fark edemez. Bizi asıl ilgilendiren taraf yaşadığımız ortamda bu ayetlerin ne anlama geldiğidir.

İhlas suresi, Allah’ın birliğini, O’nun Samed olması üzerinden anlatır. Samed, doğmamış ve doğurmamış demektir. Bu da Allah’ın babası da çocuğu da yok anlamına gelir. O hâlde kimse Allah’a yakınlığını ileri sürerek insanlar arasında bir ayrıcalık ve imtiyaz talep edememelidir. Samed, aynı zamanda deliği olmayan ve boşluk kabul etmeyendir. Yani Allah’ın gücü soyut ya da somut şekilde asla parçalanmamalı ve başkalarına paylaştırılmamalıdır. Bütün bunların tek bir amacı ve anlamı vardır. İnsanı özgür kılmak. Başkalarının boyunduruğu altından kurtarmak. İnsanın kimilerinin elinde oyuncak, bazılarının yolunda edilgen bir alet ya da birilerinin peşinde kuyruk olmaktan kurtulması için bu bağımsız yapıya ihtiyacı vardır. Onun korkmadan kendini ifade edebileceği aktif bir yapı içinde bulunması gerekir. İnsan, kendisini tutmaya çalışan bütün sahte ilahları reddetmelidir. Çünkü onların besin kaynağı kendisidir. Kullarından beslenmeyen tek gerçek ilah onu yaratan Rabb’idir.

İhlas suresinin dünyada insanın hayatında yapmaya çalıştığı hârikulâde değişikliğe izin verilmediği sürece, kişi bizzat kendi soydaşları tarafından sömürülmeye devam edecektir. Bu sure, Allah’ı tanıtırken insanın özgürlük alanını genişletir. Ama bunun gerçekleşmesi için surenin anlamının kişinin dünyasındaki izleri takip edilmelidir. Çünkü yeryüzünde birden fazla ilah olursa bundan en ziyade insanın bizzat kendisi zarar görecektir.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.