Sosyal Medya

Makale

Aklımızdan Geçenler

Kur’an’da insanın aklından geçenlerle ilgili bir ayet ÅŸu ÅŸekilde gündeme gelir:

لِلّٰهِ مَا فِى السَّمٰوَاتِ وَمَا فِى الْاَرْضِ وَاِنْ تُبْدُوا مَا فٖى اَنْفُسِكُمْ اَوْ تُخْفُوهُ يُحَاسِبْكُمْ بِهِ اللّٰهُ فَيَغْفِرُ لِمَنْ يَشَاءُ وَيُعَذِّبُ مَنْ يَشَاءُ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَیْءٍ قَدٖيرٌ

“Göklerde ve yerdekilerin hepsi Allah’ındır. İçinizdekileri açığa vursanız da gizleseniz de Allah ondan dolayı sizi hesaba çekecektir, sonra dilediÄŸini affeder, dilediÄŸine de azap eder. Allah, her ÅŸeye kadirdir.”[1]

Bir önceki ayet de ÅŸu ÅŸekildedir; “Yolculukta olur da, yazacak kimse bulamazsanız (borca karşılık) alınmış bir rehin de yeterlidir. Birbirinize bir emanet bırakırsanız, emanet bırakılan kimse emaneti sahibine versin ve (bu hususta) Rabbi olan Allah’tan korksun. ÅžahitliÄŸi, bildiklerinizi gizlemeyin. Kim onu gizlerse, bilsin ki onun kalbi günahkârdır. Allah yapmakta olduklarınızı bilir.”

Bilindiği gibi emaneti sahibine iade etmek gibi hususlarda doğru sonuç elde etmek açısından şahitliği gizlememek ciddi bir sorumluluktur. Bu durumda üstteki ayetin konusunun alışveriş, borç gibi ticari meseleler olduğu açıktır. Şahitliğini gizleyen veya doğru yapmayanın kalbi günah kazanır. Ve böyle bir durumda kişinin içinden geçip kötülüğe sevk eden her ne ise bu onu suçlu yapacaktır. Nitekim insanın içinde gizlediği düşünceler onu adaletten sapmaya yöneltiyor buna rağmen terk etmiyor ve üstelik düşündüğü kötülükleri fiiliyata döküyorsa elbette bunun hesap konusu olması kaçınılmazdır.

Alış verişte ve özellikle yapılan akitlerde dürüst davranmak, şahitliği gizlememek gibi konular, toplum hayatı için önem arz eder. Bu konularda art niyetli kimselerin yapabileceği pek çok hileler vardır. Bunun için sonraki ayette de bu yönde sahtekârca niyet taşıyanlar uyarılmıştır.

İnsanın bir işi hangi niyetle yaptığı elbette çok önemlidir. Niyet, insanın yapmaya yeltenip yapmadığı işlerde de önem kazanır. Kazanca değer katan bu niyetlerdir. Niyetteki halislik, amele kıymet bindirir ve sevabı arttırır. Bazen de tam tersi olur. Dışarıdan çok iyi gözüken bir eylem sırf niyetteki kötülük, bencillik vs. sebebiyle karşılık bulamayıp değer yitirebilir.

Uygulama alanı bulamamış niyetler, bir anlamda gerçekleÅŸmiÅŸ gibidir. Zira teÅŸebbüs etmek ama yapamamak da bir suç teÅŸkil eder. Şüphesiz kiÅŸinin sebep olduÄŸu kötülülerin arkasında olumsuz niyeti yatar. Düzenbaz ÅŸahıslar, fırsat bulduklarında bu niyetlerini eylem sahasına dökmekten geri durmazlar. GerçekleÅŸtirmeye imkân bulamamaları, onları kurtarmaz. Dolayısıyla kötü düşünceyi taşımak ve ona eylem sahası aramak, bu aÅŸamada dahi neredeyse onu yapmak gibi deÄŸerlendirilir. Dolayısıyla kiÅŸinin yapmak isteyip de yapamadığı eylemler, niyet aÅŸamasında kalmasına raÄŸmen sorgulama ve deÄŸerlendirmeye tabi olur. Fakat yukarıdaki ayetlerde içinde gizlediÄŸi kötü düşünce sebebiyle ÅŸehadetini dürüst bir ÅŸekilde gerçekleÅŸtirmeyenleri hedef alır. Yani kötü niyet taşıyan insanların sakladıkları hakikat nispetinde yol açacakları sorunlar, elbette hesap konusu olacaktır. BaÅŸka bir ifade ile burada bilfiil yalancı ÅŸahitlik yapan kiÅŸinin içinde gizlediÄŸi düşünceler, sorgulama konusudur. Yani kiÅŸi haksızlığa medar olan eylemi gerçekleÅŸtirdikten sonra taşıdığı beter düşüncelerden mes’ul tutulmaktadır. Buna göre “İçinizdekileri açığa vursanız da gizleseniz de Allah ondan dolayı sizi hesaba çekecektir.” ayeti, kiÅŸiyi yalancı ÅŸahitliÄŸe iten, art niyetli, menfaat barındıran kötü düşünceleri hedef alır.

Ayette geçen “O, istediÄŸini affedecek, istediÄŸini cezalandıracaktır.” cümlesi de bu açıklamaları destekler. Bu yaklaşım, muhtemelen kiÅŸinin samimiyet derecesi ve kötü ahlakıyla düşüncelerini eyleme dökme isteÄŸinin bir hesabı gerektirip gerektirmeyeceÄŸiyle ilgilidir. BaÅŸka bir ifadeyle kiÅŸinin iyi ya da kötü düşüncelerine refakat eden ve bunları yapma ya da yapmama konusunda taşıdığı samimiyet, onun affedilmesi veya cezalandırılması hususunda son derece etkili olacaktır.

Burada kişinin zihninde var olan ve hassaten inanan ve genel olarak ahlaklı birinin aklından zaman zaman geçen absürt konular kastedilmemiştir. Nitekim onlar akıllarına gelen kötü düşünceler her ne olursa olsun bir süre sonra bundan pişmanlık duyar ve hiç bir zaman bu kötü düşüncelerini uygulama alanı aramazlar.

Allah, inanan kullarının büyük günahlardan uzak durmaları hâlinde küçük günahlarını dikkate almayacağını söylemiştir.[2] Nitekim eyleme dökülmeyen düşünceler de küçük sayılır. Bu durumda düşünce formundan eylem sahasına çıkmamış ve pişmanlıkla tartılmış saçma sapan fikirler için bir ceza ya da hesap söz konusu olabilir mi? Elbette hayır.

Üstelik kötü düşüncelerin akla gelmesini önlemeye insanın her zaman gücü yetmez. Nitekim devam eden ayette (2/286) kişinin gücünün üstünde bir şey yüklenmeyeceği de taahhüt edilir. Ayrıca ayette şahısların unuttukları ve yanıldıkları durumlarda da af talebi gündeme oturtularak böylesi durumların hesaba konu olmayabileceği vurgulanmıştır.

O hâlde söz konusu ayet, kişinin aklından geçenleri kontrol etmesi noktasında son derece ciddi bir teşvikle şahadetini adamakıllı yapmasının gereğini vurgular. Nihayet Allah, ilgili ayette kişinin içten bir pazarlıkla girişeceği yalancı şahitliği asla cezasız bırakmayacağını dile getirmektedir.

 

[1] Bakara suresi, 284. ayet (Diyanet Vakfı Meali)

[2] Nisa suresi, 31. ayet.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.