Sosyal Medya

Makale

Niçin şiir yazamıyorum?

Ne kadar uğraşırsa uğraşsın şiir yazamıyordu.

Halbuki yazı yazmaya başlamasını belki bir gün şiir yazarım umuduna borçluydu.

Şiir, yazılanın en konsantre haliyse neden bu yolda bir ilerleme kaydedemiyordu?

Yazı yazmak, sonunda şiire ulaştıramıyorsa devam etmenin ne anlamı vardı ki?

Bunu düşününce, zihni onlarca birbirinden bağımsız cümle tarafından esir alındı.

Yaptıklarından bağımsız, düşündürüleni kaleme almaksa yazmak, tabi ki şiire ulaşılamazdı.

Algı operasyona hizmet eden, yandaş veya karşıt yazıların akıbeti şiir değil teşhircilikti.

Bir köşe işgal ediliyorsa, artık yaptıklarının değil yazdıklarının ilgisine talip olunmuştur.

Bu hafta niye yazmamış denenin teklif ettiğini kendi yapıyor mu diye merak edeniyse yoktur.

Üstelik editörler, yazarların yaptıklarını değil yazdıklarını düzeltmeye taliptirler.

Böylece yapmadığını hatta yapmayacağını yazmak, yalan sayılmaz ama şiire de ulaştırmaz.

Yazdığı yere ve okurun hangi algının esiri olduğuna dikkat edenlerse ücrete taliptirler.

Böylece övgü rüşvetiyle esir alınanın yergiyi göze alma riski gün geçtikçe azalacaktır.

Üstelik inançlı(!) insanların bile ana avrat sövmeyi marifet saydıkları bir dönemde yazıyorsa.

Resulullah’ın (sav) sünnetinin üçüncü babı onun takririnin gerçekleÅŸtiÄŸi anlardan bahseder.

O sükût ettiğinde bunun bir genişlik olduğu bilinir ve farklı davranışlar sergilenebilirdi.

Yazar zannedilenin birçok olaya sessiz kalması bu sünnete uyulduğunun bir işareti midir?

Bu coğrafyada küçükken yalan söylemenin, büyüyünce doğruyu yazmanın bir bedeli vardır.

‘Yani ÅŸiir yazmanın bedelini ödemeyenler ÅŸiirbaz olmaya taliptirler’ dedi ama,

Gönlünü mest eden o hikmetli cümleleri ardı ardına dizmeyi bir türlü beceremediği aşikardı.

O zaman mademki bu sanal alemde yapamadıklarını yayınlatmak yazmak sayılıyorsa,

“Åžiir yazamadığımı itiraf etmememde bir beis yok” diyerek tövbe etmeyi denedi.

İtiraf rahatlatmıştı ama ya şiir için koşullar uygun değilse diye düşünmeden de edemedi.

Belki de yazmak yerine mısraların benliğini kapladığı o günlerin gelmesi beklenmeliydi. Eskiden ince hastalıktan kan tükürmek makbulken şimdilerde tüberküloz hastası sayılıyordun.

Ãœstelik kalp çarpıntısının ‘enfarktüs’ belirtisi sayıldığı bir zamanda nasıl ÅŸiir yazılabilirdi ki?

Bir yörede, tenhaya çekilip derin derin düşünenlerin antidepresan aldığından söz ediliyorsa.

Hüznüne sadece Allah’ı ÅŸahit tutmak yerine mahremin elaleme servis edildiÄŸi günlerdeyseniz.

Kırlaşan saçlar ölümü hatırlatmak yerine yaşlılığın belirtisi olarak boyalarla gizleniyorsa.

Aşk sadece çılgınca tutulmak ve gözünüzün ondan başka bir şey görmemesiyle sınırlanmışsa.

Şiirbazların düzdükleri bile tok seslilerce seslendirilen acayip kliplere mecbur bırakılmışsa.

‘Åžiir yazana iyi geliyor, bunu yayınlamak da  neyin nesi?’ ikilemi zihinleri altüst etmiyorsa.

‘Bırak bu edebiyatları da sadede gel’ diyen eski yakınlıklar tarafından abluka altındaysanız.

Hüznünüzü anlattığınız ‘millet açlıktan kırılıyorken seninki de dert mi’ umursamazlığındaysa.

Her şey bir kavganın sebebi ve sizin de hangi tarafta olduğunuzun göstergesi sayılıyorsa.

Apartman dairesi inzivasının uzamasının ‘sosyal fobi’ sayıldığı günler gönlünüzü yaralıyorsa.

Kalabalığa karışmayanın hanımın eteğinin ardına saklandığını sananlardan kopamıyorsanız.

Dost sayılanlara bile “bunları söylesem üstüme yürürler” çekincesi çenenizi kilitliyorsa.

En yakınlarımı bile bunlarla uyarmayacaksam niye Kuran okuyorum ikilemi çıldırtmıyorsa.

Ayaklarınız, Hak adına ispiyonculuk yapmayana hakkını helal etmeyenin vaazına gidiyorsa.

Şiddetli rüzgara karşı ağaç gibi dimdik durmak yerine saz gibi yatmanız öneriliyorsa.

Ya siz ağaçsanız ve saz gibi yatmanın değil de tekrar kalkabilmenin önemi unutmuşsanız.

Bunun bir devrilmek olduğunu anladığınızda ise bu bilinç, ağır gövdenizi doğrultamıyorsa.

Şiire ermenin ve bu nameleri gönlüne okuyup hüzünlenmenin henüz vakti gelmemiştir.

‘EÄŸer bütün bu saydıklarımdan kurtulup hikmet damlaları gönlüme ilham edildiÄŸi vakit,

Bunları kimseyle paylaÅŸmayıp nefsimi terbiye eden cümleler olarak saklayacağım’ dedi.

Belki de o zaman sanal alemin esiri olmaktan kurtulacak ve hakka yönelecekti…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.