Sosyal Medya

Makale

Başbakan niçin istifa etti?

Sessizliğiyle namlı okurlar, son siyasi gelişme hakkında sual etmişler. Bunun üzerine Başbakanın istifasının nedenleri hakkında bilgi toplamak için, yandaş ve karşıt yazarlara ait yüze yakın köşe yazısı okudum. Sonuç olarak çok şey söyleyip hiçbir şey söylememenin adının köşe yazarlığı olduğunu fark ettim. Yazarlar ilk günden itibaren bildiklerini iddia ettikleri durumun ne olduğunu yazmayı unutuvermişler. Herkesin medyadaki koltuğunu sağlamlaştırma cümlelerini ardı ardına dizince işin aslı buhar olup uçuvermiş. Sanki her şey spor yazarlığının skor yazarlığına evirilmesiyle ile istikamet değiştirmiş gibi…

 

Netice olarak bu istifa hakkında ne yazık ki ‘sorulanın ilmi, sorandan ziyade değildir’ demekten başka bir yorumda bulunamıyorum. Üstelik son zamanlarda hayvanlar âlemiyle ilgilenir oldum. Orada nizam ve intizam var, hikmet var, merhamet var, dayanışma var, devredebilirlilik var. Hatta bakmayı bilenler için hayata dair birçok dersler var. Bundan dolayı hayvanlar âlemine ait haberlere kulak kabartmış durumdayım… Ne gibi mi?

 

Adlarının siyasi çekişmeye alet edilmesinden rahatsız olan Pelikanların bu konudaki tepkilerini dile getirememe sebeplerinin, keseli gagalarının balıkla dolu olmasıymış. İsviçreli bilim insanlarının son buluşu olan it izine benzemeyen at nalı teknolojisinde sona yaklaşılmış olması, atlar harasında coşkuyla karşılanmış. Dinleme teknolojisindeki gelişmeler sonrası ‘kuşlar söyledi’ diyenlerin azalmasını protesto etmek için toplanan kuş meclisi, üç seher vaktinde sessiz kalınmasını kararlaştırmış. Bu protestoya horozların da destek vermesi bekleniyormuş. ‘Bugün acaba köşe yazarları ne yumurtlamış?’ diye internette gezinen tavukların sanal âlemle artan teşviki mesaisi sonrası yumurta fiyatlarının zamlanmasından endişe ediliyormuş. Samatya sahilini doldurularak arttırılan vatan toprağında toplanan yüzlerce martı, çığlık çığlığa ortalığı ayağa kaldırma sebebinin, kendilerine atılan simitlerin gdo’lu olduğu söylentisinden kaynaklandığı sanılıyormuş.

 

‘Niye doğduğumuz günden beri sürünüyoruz?’ itirazıyla ünlenen  ‘yeni yılan hareketi’ bunun kaderleri olmadığını, aralarındaki teslimiyetçi yılanların çokluğu yüzünden süründüklerini dillendirmeye başlamışlar. Kutu sütlerin içinde inek sütü oranının %10’a indirilmesini, ot yemeyip sadece su içerek boykot eden inekler, ‘su katılmış süt’ günlerine geri dönülmesi için koyunlar ve keçilerle dayanışma görüşmelerine yeşil ışık yakmışlar. Kondukları pencere ve balkonlarda, hane sahiplerinin anlaşmazlıklarına şahit olan kumruların yaşamı tek başına sürdürme eğilimlerinin artması kaygıyla karşılanmış. Balık yemeyi bırakıp, kargaların av partilerine katılan martıların, türlerinin azalmasına yol açtığı endişesini dile getiren güvercinler, sürdürülen bu ortak saldırının tarih kitaplarına bir  ‘soy kırım’ olarak geçmesi konusunda lobi faaliyeti başlatmışlar. Yüzlerce deve kuşunun aynı anda kafalarını gömmeyi adet ettikleri kumsalı, gizli örgütlenmelerin mekân tutmasından endişe eden güvenlik kuvvetleri teyakkuzdaymış. Doğuştan kalıcı konut sahibi kaplumbağaların göl çevresinde bir araya gelerek gerçekleştirdikleri ‘Venedik House’ projesinden nemalanamayan faiz lobisi, kendisinden bağımsız hareket etmeye meyleden bu yeni sektörünün orman ekonomisini çökerteceğini gösteren grafikleri yayınlamış…


Not; Bu yazı, spekülatif ve yanlı yayınlarla, yalan haberlerle, hakikati örtmekle vazifeli, yandaş veya karşıt, tüm yazılı ve görsel medyayı protesto etmek için yazılmıştır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.