Sosyal Medya

Makale

Nail Baba

Hani insanı hep hayra davet eden bazı güzel dostları vardır. Onunla ne zaman bir araya gelse baÅŸkalarını sevindirmek adlı en güzel amelin parçası olmanın hazzını duyarsınız. Ä°ÅŸte böyle sadıklardan birinin arabasıyla hasta ziyaretine doÄŸru yola çıktık. Bir sürü sokaÄŸa mahkum edilen çocuÄŸun camlarınızı silmek(!) için arabanızın üzerine tırmandığı Haseki’de ışıklara yakalandık. Yine beklenen olacak diye gerilmiÅŸken sadece yüzü kirli çocuk, gülümseyerek arka cebinden çıkardığı temiz bir bezle ön camımızı sildi. Yeni yıkattığı arabasının ön camının silinmesine hoÅŸnut bakan Abiyi hayretler içinde izliyordum. Bu araba sahibi dostlarıma has bir hareket deÄŸildi. Ön camdan ziyade yüzü parlayan abi torpidodan üç beÅŸ çikolata, gofret çıkardı. Gülümseyerek “Selamün Aleykum” dedi ve camdan deÄŸil candan uzattı. Gülünce gamzesi beliren çocuk mahcup bir edayla Selamı kendine çikolataları arkadaÅŸları adına aldı. Arkamızda el sallayan çocuklar bırakarak yeÅŸil ışıkta geçtik. Uzun zamandır böyle sıcak selamlaÅŸmaya ÅŸahit olmadığımdan heyecandan titriyordum…

“Hayırdır abi bu çikolata bidati de nerden çıktı?” diye takıldığımda önce biraz duraksadı gerginleÅŸen yüz hatlarıyla “asabi baÅŸladığım bir günün sabahında camımı silmek isteyen bu çocuklardan birini çok fena haÅŸladım. Hatta arabayı üzerine sürmem bile beni kesmedi arkasından saydırmaya da devam ettim. Ãœstelik asıl kızgınlığım ona deÄŸildi. Sinirim geçince, ‘ama o da camımı izinsiz silmeseydi’ diye nefsimi  avutmaya çalıştım.”

“Ä°ÅŸimi erken bitirip dönerken akÅŸam ezanı okununca park edip camiye girdim. Kamet getirilirken bir genç safa uzak duruyordu. Ä°mam gelip onu bana doÄŸru yanaÅŸtırana kadar dün bağırıp çağırdığım o genç olduÄŸunu fark edemedim. Ben onu arkamda bırakmak isterken, Allah onu adeta bana yapıştırmıştı. Çok utandım. Kibrim bütün haÅŸmetiyle(!)  ortaya çıkmıştı. Allah bize kardeÅŸ olun derken iman iddiasında biri olmama raÄŸmen kendim(!) gibi olmayanı küçümseyip uzaklaşır olmaktan o gün kadar hiç mahcup olmamıştım” deyince daldı gitti…

Bu anlattıklarıyla çikolataların ilgisini sorduÄŸumda “Ä°ÅŸte o gün yanımda torunuma alıp da veremediÄŸim çikolatalar vardı. Ben de ilk ışıklarda durup selam verip bu çikolataları onlara doÄŸru uzattım. Önce duraksadılar. Sonra aralarında paylaÅŸtılar. Ä°ÅŸte o an, daha önce hiç bilmediÄŸim bir ferahlık hissettim. O gün bugündür her gün yanımda bir poÅŸet çikolata gofret alıp sokakta yaÅŸayan o cam silen kardeÅŸlerimle paylaşıyorum. Zira onların ne sahip çıkanı, ne barınacak bir evi, ne de onları sevindiren birileri var. Onlar ümmetin, yani hepimizin  yitik yavruları. Onların da biraz sevilmeye ve sevindirilmeye ihtiyacı yok mu?”

Bu söz ettiÄŸim abiyi olur da tanırsınız diye ismini gizledim. Zira ondan bahsettiÄŸimi duysa mahcup olur ve bana gönül koyar diye endiÅŸeliyim. Zaten o, sanal dünya ile ilgisi olmayıp hakikatle alakadar olduÄŸundan yazıma rastlama imkânı yok. Ama o abiye illa bir isim koymak gerekiyorsa, yaptığı bir eylemle anılana dek  doÄŸan çocuÄŸa isim koymayan Türk töresinden esinlenerek ve bir zorluÄŸun bir iyiliÄŸe dönüşmesine nail olan o aÄŸabeye,  sokaklara terk edilen bu çocuklara yaptığı babalıktan dolayı “Nail Baba “ diyelim…

 O, kendi torunlarının yanında ümmetin kimsesiz çocuklarını da sevindirmek için torpidosunda çikolata gofret taşıyan beyaz sakallı mahcup zat… HediyeleÅŸerek ve tebessüm ederek selamlaÅŸma sünnetini yayan mümin… Kibri ile mücadeleye azmetmiÅŸ er kiÅŸi… Bu dünyayı yaÅŸanır bir yer kılan güzel insan… “Her zorluÄŸun ardında bir kolaylık vardır” ayetini yaÅŸayarak öğrettiÄŸinden dolayı bende kırk yıl hatırı olan aÄŸabeyim.  Nail Baba…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.