Sosyal Medya

Makale

Umre Ödüllü Sınavda Gözetmen Olmalı mı?

AGD’nin dördüncüsünü organize ettiÄŸi, MEB onaylı sınav için, Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanlığı Uzmanı Mustafa Soykök’ün ‘Ä°nsanlığın Saadeti İçin Hz. Muhammed” kitabı yüz binlerce öğrenciye dağıtılmış. 5587 lise ve 6304 ortaokulda gerçekleÅŸtirilecek ‘Kaybedeni olmayan yarışma’ sloganlı Siyer-i Nebi Yarışması  için gönüllü gözetmenlik teklifi aldım.

 

Gönüllü çaÄŸrılara çoÄŸunlukla itibar etmeme raÄŸmen bu sefer tereddütte kaldım. Zira gözetmenlik iÅŸi, yapılacak sınavın doÄŸasına aykırıydı. Gözetmenlik, özellikle internetli cep telefonuyla yeni bir boyut kazanan kopya tekniklerini önleme çabasıdır. Ama gözetmenlere raÄŸmen Ä°HL’lerde hatta Ä°lahiyat Fakültelerinde nasıl kopya çekildiÄŸini duyuyorum.

 

Bu yarışmanın amacı “Resulullah’ın hayatını örnek alacak bir usulle okumaya teÅŸvik etmek, bu doÄŸru okuma biçimini yaygınlaÅŸtırmak, sünneti önemseyen erdemli bir yaÅŸamı teÅŸvik etmek” olmalıdır. Ama buna en büyük engel modern öğütümden geçen gençlerdir.

      

Bu sınava çaÄŸrılan modern eÄŸitimle(!) birbirine kardeÅŸ deÄŸil rakip edilmiÅŸ bu gençler, gösterilen hedefler için ne bahasına olursa olsun herkesi geçmeye ÅŸartlandırılmışlardır. Bu durumda bilginin insanı erdemli kılan yönüne deÄŸil sadece dünyevi yararına kitlenmiÅŸ öğrenciler “ hayırda yarışın” ibaresini asla doÄŸru anlayamazlar.

      

Kapanmadan önce Heybeliada Ruhban Okulunda CoÄŸrafya öğretmenliÄŸi yapan bir aile büyüğümüze, sınavda sınıfa nezaret ederken okul sorumlusu rahip niye sınıfta durduÄŸunu sormuÅŸ. Bu soruya “Kopya çekilmesini engellemek için” cevabını vermiÅŸ. Fakat rahip “Bu bizim eÄŸitim sistemimize zıt bir davranış. Zira biz ruhban okulunda onları devamlı Allah’ın gözetiminde oldukları bilinciyle eÄŸitmeye çalışıyoruz.” demiÅŸ. Bunu abartılı bir propaganda bulabilirsiniz. Ama uyduruk menkıbeler bile bir inanç sisteminin ufkunu gösterir. Niçin Ä°mam Hatiplerde veya Ä°lahiyatlarda bize ait bu tip bir menkıbeye rastlanmaz?

 

Öte yandan acaba verilen ödüller mi  kopya çekmeye neden oluyor diye merak ettim. Merkezlerde birinciye tam, ikinciye yarım, üçüncüye çeyrek altın verilecek, Türkiye çapında dereceye girenler ise umreye götürülecekmiÅŸ. Acaba nefsine uyup kopya ile dereceye girip Umre’ye gidenin günahı Kâbe’yi görünce affedilir mi? Ya da hocalarının, ailelerin, cemaatlerin onların baÅŸarılarıyla övünme çabaları bu gençler kopyaya yöneltmiÅŸ olabilir mi?

 

Mesela bu sınavda soruların bir tanesi aşağıdaki gibi olsa;

 

Soru  Resulullah’a(sav) gelen Zümer suresi 9. ayettindeki… boÅŸluÄŸu tamamlayın. “Yoksa siz, gece boyunca… Öteki dünyayı gözeten ve Rabbinin rahmetini dileyen kimse ile kendinizi bir mi tutuyorsunuz? De ki: ‘Hiç bilenler ile bilmeyenler bir olur mu?’ (Ancak) yalnızca akıl izan sahipleri bunun farkındadır!”  

 

A) Tertil ile Kur’an okuyan

B) Fakirlerin evlerini dolaşarak yardım eden

C) Secde ederek yahut kıyam ederek (namazda)kendini ibadete adayan

D) Gözyaşı döken

 

Bu sorunun cevabını bulmak için gözetmeni atlatıp cep telefonundan doÄŸru cevap olan “C” şıkkını iÅŸaretlendiÄŸini düşünelim. Genç bu soruyu doÄŸru cevaplamış olmasına raÄŸmen ayetteki esas vurguya zıt olarak bilen ile bilmeyeni bir tutmuÅŸ olur. Yani siz bir doÄŸru yaptığınız zannıyla bir yanlış yapıp bu sorunun cevabını bilen kardeÅŸinize zulmetmiÅŸ  ve ayetin sonuna göre akıl ve izandan yoksun olduÄŸunuzu peÅŸinen kabul etmiÅŸ olursunuz.

 

Şimdi madem ana-baba ve öğretmen zoru olmadan kendi rızasıyla gençler Siyer okumaya teşvik edilmek istenmektedir. O zaman sınav sisteminde farkındalık içeren bir değişiklik yapmak gerekir. Mesela sınav kâğıdının ilk sayfasına veya sınıfın tahtasına;

 

“Ve (sen, ey Peygamber) hangi koÅŸullarda olursan ol, bu (ilahi kitaptan) okunacak hangi konuyu dile getirirsen getir ve (siz ey insanlar) hangi iÅŸi yaparsanız yapın, (unutmayın ki) siz bu iÅŸlere giriÅŸtiÄŸiniz an(dan itibaren) biz üzerinizde gözlemci bulunuyoruz: çünkü ne yerde, ne de gökte tartıya gelmeyecek kadar küçük ÅŸeyler bile senin Rabbinin bilgisinden kaçamaz; ne bundan daha da küçüğü, ne de bundan büyüğü yoktur ki (O'nun) apaçık takdirinde kaydedilmiÅŸ olmasın.” (Yunus / 61) ayetini yazarsınız. Sonra da Siyer-i Nebi sınavı,  gözetmenlerin nezaretinde deÄŸil de her zaman ve her koÅŸulda bizi gözetleyen Allah’ın huzurunda yapılacağını ilan edersiniz. Bunun sonucunda belki bu iÅŸi istismar edip haksız kazanımlara yönelenler olacaktır. Ama ya bu uygulama, hayatını okuduÄŸu peygamberinin Allah’ın gözetmenliÄŸinde yaÅŸamayı öncelediÄŸinden etkilenen gençlerin sayısının artmasına vesile olunursa…

 

Bunun sonucunda gerçek dava adamlığına soyunan gençlerin oluÅŸması için bir adım atılmış olacaktır. Yoksa gözetmenlerin yanında dikkatli onları atlattığında hedefleri için yemediÄŸi hiçbir  halt kalmayan iki yüz yüzlü dindar üretimi devam edecektir. Bunun en son örneÄŸi, ölümü göze aldığında bile bunu bir yalana alet edebilecek inançlı(!) polisin varlığıdır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.