Sosyal Medya

Makale

Göz ardı Edilmek İsteneni Gösteren Hitap

Hocasının tefsir dersine son verdiÄŸini öğrenince yıkılmıştı. Her hafta iple çektiÄŸi derslerin bitmesinin boÅŸluÄŸu ne ile dolacaktı? Ä°kna turları iÅŸe yaramadı. Aralarından dersi devam ettirecek birinin bulunmaması hüznünü arttırıyordu. Son bir defa daha yanına gidip “Sahabenin on ayet alıp onunla amel etmedikçe diÄŸerlerini ezberlemediÄŸini ve bunu kendisinin nasıl yapacağı bilmediÄŸini” söyleyip yol göstermesini rica etti. Hocası, “On ayet çok olur, sen ÅŸu üç ayetle baÅŸla.” dedi. Nisa suresinden seçilen ayetleri alınca önce çok sevindi. Ama okudukça nereden baÅŸlayacağını bilemedi. Zira artık baÅŸkasına anlatmak için deÄŸil, kendi usulüne göre amel etmek için çıkılan bu yolculukta oldukça acemiydi…

Kur’an okumanın olaya dahil olmak olduÄŸunu anlayınca ayetlerin geçtiÄŸi mekâna dahil olmaya karar verdi. Evet iÅŸte ÅŸimdi olayın geçtiÄŸi alanın bir kenarında, krizi kimin çıkardığını ve önerilen çözüme verilen tepkilerin, benzer gibi görünen insanları nasıl farklılaÅŸtırdığını izlemeye koyuldu. Vasiyetin dağıtımında alacaklarının heyecanı ile bir araya gelenler, bunda payı olmayan akrabaların, yetimlerin ve fakirlerin varlığından çok rahatsız olmuÅŸlardı. Zira buraya paylaÅŸmaya deÄŸil büyük bir gelire sahip olmaya gelmiÅŸlerdi. Nereden çıkmıştı bu….

8- Miras taksiminde (kendisine pay düşmeyen) akrabalar, yetimler ve fakirler hazır bulunursa, onlara da maldan bir şeyler verin ve (gönüllerini alacak) güzel sözler söyleyin.

Vahiyle istenen, ihtiyaç sahiplerini göz ardı etmek deÄŸil onları kardeÅŸleri olarak görüp paylaÅŸmalarıydı. Ãœstelik bunu zoraki deÄŸil isteyerek yaptıklarının delili, güzel sözler eÅŸliÄŸinde vermeleriydi. Çözümü gösteren rızkın sahibi, bu paylaşımın bir sınıflaÅŸmaya deÄŸil gönül rızasıyla paylaşıp kardeÅŸ olmaya neden olmasını dilemiÅŸti. Böylece hesap gününde karşılaÅŸacakları sicillerinin niyetlerini gösterir bir ÅŸekilde tutulduÄŸu da hatırlatılıyordu…

9- Kendileri, geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde, onlar hakkında endiÅŸeye kapılanlar, (yetimler hakkında da) ürperip korksunlar. Allah’a karşı gelmekten sakınsınlar ve doÄŸru sözü söylesinler.

Fakat bu beklenmedik çözüme sadece bir kısmı razı olmuştu. Diğerlerinden, paylaşmaya değer görmediklerine bir daha bakıp empati kurmaları istendi. Zira kendileri ölmüş olsalardı arkalarında birçok yetim ve ihtiyaç sahibi bırakacaklardı. Yani göz ardı edilip paylaşılmak istenmeyen bu mağdurlar, onların yakınları veya evlatları olabilirlerdi. Bu, kardeş olmayı veya empati kurması beklenenlerin bir kısmı hala mağdurlara karşı kayıtsızlığını sürdürünce;

10- Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar ve zaten onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir.

Çözüme yanaÅŸmayan bu aymazlık, gazap ile uyarıyı hakkediyordu. İçinden çıkılamayan azap ile uyarıp vaz geçmelerini beklemek sunulan son çözümdü. Zira cehennemden korkmayanlar hayvandan aÅŸağıydılar. Onların gözleri, kulakları ve kalpler vardı ama görmemekte, iÅŸitmemekte ve hissetmemekte ısrar ediyorlardı. Yani çözümün deÄŸil krizin, paylaÅŸmanın deÄŸil yığmanın, kardeÅŸliÄŸin deÄŸil üstünlüğün tarafı olmak, ÅŸeytaniliÄŸe destek vermekti ve onları bekleyen yer de cehennemdi…

Krizi kimin çıkardığı ve çözüme kimin yanaÅŸmadığını ve sonuçlarını görünce ürperdi. Kur’an’a muhatap kılınanlar, yönelimlerine göre üç sınıfa ayrılıyorlardı. Birileri hemen önerilen çözüme yöneliyor, yani empati yaptıktan sonra istenileni yapıyor, diÄŸerleri tehditle çözüme yanaşıyordu. Ya ötekileri, bunlarsa güçlerine ve uzun ömürlerine güveniyorlardı. Aynı iblis benzeri…

Kendisi hangi ekibe dahil olduğunu düşününce ürperdi. Zira imtihan edildiği olayları ve vahiyle sunulan çözüme karşı sergilediği farklı tutumları hatırlaması onu derinden yaralamıştı. Üstelik tüm yaptıkları, şahitler eşliğinde kimsenin silemeyeceği sicilinde kayıtlı tutuluyordu.

Bir yandan da tebliÄŸ ederken bu üç sınıfın arasındaki farklılığı görememesine ve insanlara tek tiplermiÅŸ gibi davrandığından dolayı hüzünlendi. Halbuki önce hakikati dile getirmesi, sonra empatiye yönlendirmesi, buna raÄŸmen yasaklananda ısrar edene de girmekten çok korktuÄŸu cehennemi hatırlatması gerekiyordu. Ãœstelik bu sırayla muhatabını uyarırken, kendisinin de hakikati bilmesine raÄŸmen farklı tutumlar sergilediÄŸi birçok aymazlığı unutmaması gerekiyordu…

Büyük bir piÅŸmanlıkla bundan sonra karşılaÅŸacağı imtihanlarda vahyin önerdiÄŸi çözüme yakın duracağına ve muhatabına da bunu tavsiye edeceÄŸine dair tövbe etti. Bugüne kadar çözümü bilmesine raÄŸmen yanaÅŸmadığı durumların hesap gününde karşılaÅŸacağı sicilinden çıkarılması için istiÄŸfar etti. Bırakın on ayeti bu üç ayetle bile amel etmenin zorluÄŸu karşısında secdeye kapanıp Allah’tan yardım diledi…

3 Yorum

  1. Hayri Kandemir

    Ekim 16, 2024 Çarşamba 11:17

    Eyvallah kardeşim Rabbim razı olsun

  2. Ercan Avcı

    Ekim 14, 2024 Pazartesi 07:16

    Kuran amel etmek için vardır. Şeytan Allah ile konuşmuş,görmüş iken iman etmedi diyemeyiz.Peki suçu neydi?; itaat etmemesi.İman ve itaat edenlerden eylesin Allahım . Çok isabetli yazı.Hamdolsun Allaha.Sevgi ve saygılarımla.

  3. Yusuf Topuz

    Ekim 13, 2024 Pazar 16:48

    Maşallah! Allah-u Ekber! Vahyin okunup anlaşılıp uygulanması sayesinde insan şerefli olduğunun farkına varır. Allah'ın halifem dediği insan yaşayan insandır! Yaşadığı halde ölüler gibi bir hayat yaşayan değil! Insan vahiy ilişkisi sanal olmaktan çıkıp gerçek/ yaşanılır olmalı ki vahyin hakikati anlaşılsın. Gerisi boş sözlerden ibarettir! Allah'a emanet olunuz

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.