Sosyal Medya

Makale

Papatyanın Direnişi

tarihinde yayınlandı.

Gözlerini diktiği şeyin ne olduğuyla ilgilenmeyen kalabalıklardan bigâne,

Hırpani kılıklı adam rayların ortasında bakakalmıştı.

Yolu kesilmiş tramvayın yolcularının homurtusu yavaş yavaş duyulmaya başlamışken,

Oradan geçen bir filatelist, cebinden büyüteci çıkarıp bakınca

Rayların arasında açan papatya, fark edilmenin mahcubiyetiyle boynunu eğdi.

Uzun objektifiyle yerlerde yuvarlanmasının kalabalıkça makul karşılanan,

Ödül avcısı fotoğraf sanatçısı, beklediği enstantaneyi yakalamanın heyecanıyla atıldı.

Grafitist durur mu, o da cebindeki sprey boyayla papatyanın etrafına bir çember çizdi.

‘Lütfen üstüne basmayın’ yazısının harflerinin gökkuÅŸağını andırmasına özenip durarak.

O gün, Ä°stiklal ’de boy gösteren kırmızılı ÅŸuh kadın bile tüm dikkatleri üstünde toplayamıyordu.

Tramvayın sireniyle irkilenler rayların civarından kaçışınca,

Zarar vermemeye özen gösteren Vatman, papatyayı bir an gölgeleyip yola koyuldu.

Babasının terk ettiği burnu piercingli genç, cebindeki pet şişeden onu sulayınca,

Seviyor, sevmiyor diye yapraklarını yolan kızın elinden yere saçıldı papatyalar.

Caddede birikenleri hakikate çağıran bir ayetti o, ama onlar bilmediklerinden habersizdiler.

Rayların ortasına onu kimin diktiği, kim suladığı, kimin koruduğu ile kimse ilgilenmedi.

Atalar nur içinde yatalar bu canları görünce ona ‘Hüdai Nabit’ der tefekküre neden sayarlardı.

Åžimdilerde kelimenin anlamını sadece Google’nin bildiÄŸi Hüdâ’nın bitirdikleri kimin umurunda?

Telefonuna bakarak yürüyebilen kalabalık ilk defa bastığı yere bakmanın şaşkınlığıyla genişledi.

Park ve bahçeler müdüründen habersiz açan papatyaya karşı bir saygı gösterisi olmalıydı bu.

Gazete satan parkalı çocuk ‘iÅŸte bu betonlaÅŸmaya karşı doÄŸanın bir direniÅŸi’ diye haykırdı.

Bu direnişi farklı yerlerde gerçekleştiren Hüdai Nabitler acaba birbirlerinden haberdarlar mıydı?

Minareden fırlayan incir dalı, asfaltı çatlatan sarıçiçek örgütlü bir başkaldırının işareti miydi?

Fark edilmemeye, ilgisizliğe, korunaksızlığa ve tüm engellemelere karşı açmakta direnenler,

Çirkinleştirenlere inat güzelliği sürdürüp, gerçek sanatkârı zikreden bir ayet olma naifliğindeydiler.

Annesinin elini sıkı sıkı tuttuğu Suriyeli çocuk, bugün öğrendiği fiil çekiminin tesiriyle mırıldandı,

Direniyorum, direniyorsun, direniyor, direniyoruz, direniyorsunuz, direniyorlar…

Not; Bu deneme Yolcu dergisinin 86. Sayısı için yazılmıştır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.