Sosyal Medya

Makale

Yıkılmadım Ayaktayım

          Müslümanların yaÅŸadığı coÄŸrafyalarda akan kan durmak bilmiyor. Din kardeÅŸlerinin parçalanmış veya boÄŸulmuÅŸ ceset fotoÄŸraflarını, sanal âlemde paylaÅŸmayı(!) tebliÄŸ zanneden aklıevvellere her gün bir yenisi ekleniyor. ( Bkz. ‘Pornografik propaganda süreci’ yazıma) Bu fotoÄŸrafları yayanlar, gâvurların dezenformasyonuna yataklık etmekte olduklarının farkında deÄŸiller. İçimize korku salmaya ve direniÅŸimizi kırmaya çalışan gâvurlar, bu aymazlar sayesinde fazla enerji harcamaya gerek duymadan fitnelerini yayıveriyorlar.

        Savaşın dehÅŸetinin paylaşımı gerekli diyenlere ben de bir fotoÄŸraf önermek isterim. Bu fotoÄŸrafta bombardımanla yıkılmış komÅŸu binaları gören apartman dairesinin balkonunda, patates doÄŸrayan bir hanımefendi ve kızı görüntülenmiÅŸ. (Bu resme bakıp depreme dayanıklı kalıcı konutunuzun dask sigortasına bombardıman riskini de ilave ettirmeye kalkmayın.) Patates doÄŸrayan hanımefendi, en yeni elbisesini giydirdiÄŸi kızına zor zamanlarda nasıl ayakta kalınması gerektiÄŸi konusunda eÄŸitim vermektedir. Sanki herÅŸey yolundayken hava almak için çıkılan balkondaki hanımefendi, ortalıkta kimseler olmamasına raÄŸmen giyim kuÅŸamına ve tesettürüne özenmesi onun zorluklarla nasıl baÅŸ edileceÄŸi konusunda çok iyi bir eÄŸitim aldığını gösteriyor. Çevredeki binaları bombalayan zalimlerin asıl amacı, o yöredeki insanların kalbine korku salıp boyun eÄŸdirmektir. Bu hanımefendi vakarıyla, insanların yaptıkları yıkılır ama müminleri yıkmak kolay deÄŸildir duruÅŸuna sahiptir.

         O, savaÅŸta kendisine dayatılan yolu kaderi sanmamış, tercihini yılmadan görevini yerine getirmek olarak kullanmış ve savaÅŸan erlerin arkasını kollamayı kader birliÄŸi saymıştır.

        Yemek olarak doÄŸrananların özelliÄŸi toprak altından çıkarılmış olmasıdır. Toprağın üzerini betonlaÅŸtırmayı geliÅŸmiÅŸlik olarak göstermeye çalışanlar, böyle zor durumlarda ne ile beslenip hangi su kaynaklarından faydalanılacağını hesabını yapmışlar mıdır? Toprak altından toplanan patatesler, sanki marketten alınmışçasına file torbaya konmuÅŸ ve akÅŸam yemeÄŸi için gerekli miktar büyük bir itinayla doÄŸranmaktadır. Erkeklerin kime sırtını dayayıp savaÅŸmaya gittiÄŸinin, döndüklerinde yenecek patates kadar belirgin olması sizce de manidar deÄŸil mi?

         Ãœlkemizde yıllar içinde bayraklaÅŸtırılan, sırasıyla, top mermisi taşıyan nene hatun, Kemalist muallime, parkalı solcu bacı, siyah tesettürlü mücahide, tiplemeleri zulme karşı direniÅŸin simgeleridir. Bir toplumun can damarlarını kesmek isteyenler, o yöredeki kadınları, tüketici, namusunu önemsemeyen, üretilen sanal korkularla sinmiÅŸ hale getirmeye çalışırlar.

          FotoÄŸraftaki hanımefendi, herÅŸeye raÄŸmen toprağını terk etmemiÅŸ ve batıya kaçmak isterken botta endiÅŸe içinde dualar ederken resimlenmemiÅŸtir. O, bu dehÅŸet sonrası toplumun tekrar inÅŸa edilmesi için gerekli tüm donanıma sahiptir. Aynı bir kiraz çekirdeÄŸinin içinde bütün kiraz aÄŸacının yazılımının var olması benzeri. Siz o çekirdeÄŸi topraÄŸa deÄŸil de çöpe atarsanız, son ümidinizi yitirdiÄŸinizden gâvurun sisteminin havarisi olmayı izzet sanırsınız.

         Batılılar ayıplarını örtmek ve hedef saptırmak için düzenledikleri küresel kampanyalarda milyonlarca fotoÄŸrafın arasından birini seçip onu zihinlere kazırlar. Kupkuru bir çölde çömelmiÅŸ çelimsiz bir zenci çocuÄŸun önündeki kırıntıların hemen yanında ölümünü bekleyen bir akbaba fotoÄŸrafı, Afrika’da yaÅŸanan açlığa iÅŸaret etmektedir. Basra körfezinde petrol atıklarına bulanmış bir karabatak, çevre kirliliÄŸine dikkat çekmektedir. Buzullardan ayrılmış buz adacığı üzerindeki yalnız bir kutup ayısı, küresel ısınmayı gündeme getirmektedir.

         Peki, biz, ümmetin çocuklarına ait, parçalanmış ceset fotoÄŸraflarını paylaÅŸarak hangi kampanya ile neye dikkat çekiyoruz? Ãœmitleri yeÅŸerterek mücadele azmimizi artıran bir fotoÄŸrafımızın olmaması, sizi de hüzünlendirmiyor mu? BoÄŸulmuÅŸ küçük bir çocuk cesedinin fotoÄŸrafının uluorta paylaşımı, izzetimizin mi yoksa zilletimizin mi göstergesidir?

         Umre yapanlar, Safa ve Merve tepeleri arasında say ederken yeÅŸil ışıklarla belirlenmiÅŸ yere geldiklerinde koÅŸmaya baÅŸlarlar. Bu, çocuÄŸuna su bulmak için bir o tepeye, bir bu tepeye koÅŸturan Hz.Hacer’in aziz hatırasını unutturmamak içindir. Kocası tarafından çölde terk edilmiÅŸ bir annenin çırpınışlarının ibadetimizin bir parçası kılınması düşündürücü deÄŸil midir?

           Bu fotoÄŸraftaki vakarlı kıyamın simgesi annenin adı, Hacer olmalı.

           Balkondaki küçük kızın adı ne mi? O senin kızın…

           Ä°nsan kendi kızının adını bilmez mi?                                          

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.