Sosyal Medya

Makale

7/24 Kuran Tilavet Edilen Saray

AskerliÄŸimi yaptığım dönemde Ä°skenderun’da bir erin boÄŸularak ölmesine çok üzülmüştüm. Gece yarısı tam teçhizatlı bir ÅŸekilde komutan yatının nöbetini tutan o asker, yorgunluktan uyuya kalınca denize düşmüş ama feryadını duyan olmamış. Nöbet deÄŸiÅŸimine gelenlerin yaptığı aramada ÅŸiÅŸmiÅŸ cesedine ulaşılmış! Ãœstelik nöbet beklenen yerde komutanın yatı da yokmuÅŸ. Olay iyice araÅŸtırıldığında 3 yıl önce bir rütbeli yatıyla Ä°skenderun’a ziyarete gelmiÅŸ. O limandan sorumlu birlik komutanı da, yat limandan ayrılana dek orada nöbet tutulmasını emredince nöbet 7/24 devam etmiÅŸ. Ãœstelik o yat, sadece 2 gün kalıp limanda ayrılmış. Yani komutan gitmiÅŸ, yat gitmiÅŸ ama ta ki bir civan boÄŸulana dek yat nöbeti sürmüş…                                               

Ä°ÅŸte buna benzer bir nöbette tam 5 asırdır Topkapı Sarayı’nda sürdürülüyor. Kutsal Emanetler Bölümü’nde kesintisiz 7/24 Kuran okunuyor. Yavuz Sultan Selim’in baÅŸlattığı töre 12 hafız tarafından sürdürülüyor.9’u gece 3’ü ise gündüz Kuran tilaveti yapan hafızlar, sesi güzel ve diksiyonu düzgün kiÅŸiler arasından seçilmiÅŸ. Hafızlık sonrası Ä°HL ve Ä°lahiyat Fakülteleri mezun olmak veya 4 yıllık lisans eÄŸitimi ÅŸartı aranmış. Arapça ve Ä°ngilizceyi iyi konuÅŸan hafızlar, görevlerinin dışında yerli ve yabancı turistlerle sohbet ediyorlarmış.

7/24 Kuran okununca günde ortalama bir hatim, yılda 365 hatim indiren hafızlar, “Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok. Bu Türkiye’de ve Ä°stanbul’a mahsus. Kabe’de 24 saat tavaf var ama 24 saat Kuran okuma uygulaması yok. Bunun Allah’ın toplumumuza bağışladığı bir hediye olduÄŸunu düşünüyoruz(!) Yavuz Sultan Selim’den günümüze kadar devam eden bu 5 asırlık nöbetin mevcut bekçileri bizleriz” diyorlar.

Yavuz Sultan Selim, Mısır seferinden dönüp de, Peygamberimiz ve bazı peygamberlere ait kutsal emanetleri Ä°stanbul’a getirince, manevi atmosferin devam etmesi için, kendisi ve 40 hafızın nöbetleÅŸe sürdürdükleri Kuran okuma uygulaması, uzunca bir süre Peygamber’in hırkayı ÅŸerifinin ve sancağının yer aldığı Has odada devam etmiÅŸ. Ancak 1999’da paha biçilmez(!) bir Kuran’ın Saray’dan çalınması üzerine güvenlik önemleri nedeniyle Kutsal Emanetlerin yer aldığı Has odada Kuran okumaya son verilmiÅŸ. Åžimdi Kuran, Arz odası ya da Arz hane denilen bölümde yapılan özel tasarlanmış bir kabinde icra ediliyor.

Peygambere ait eÅŸyaların yer aldığı bölümde Kuran okumanın daha deÄŸiÅŸik ve ulvi bir görev olduÄŸunu belirten hafızlar, “Kuran okurken Hırka-ı Saadete bakıyoruz. Efendimizin sancağı da o odanın içinde. Efendimizin eÅŸyalarına ne kadar yakın olursak, o kadar mutlu oluyoruz. Daha bir huÅŸu içinde ve istekle, ÅŸevkle Kuran’ı tilavet ediyoruz.” diyorlar.

 “Gece kimlere Kuran okuyorsunuz? Kimler sizi dinliyor?”ÅŸeklindeki soruya Hafız Mustafa KarahüseyinoÄŸlu “Evvela hazreti peygamberin, ÅŸehitlerin, gazilerin ve bu ülkeye hizmet vermiÅŸ devlet büyüklerin ruhuna okuyoruz. Aynı zamanda hali hazırda devlete hizmet eden yöneticilerin daha baÅŸarılı olmaları için dua ediyoruz. Memleketimizin belalardan, savaÅŸlardan, kıtlıklardan ve doÄŸal afetlerden korunması için Kuran okuyoruz. Gündüzleri bizleri insanlar dinliyor, geceleri ise dinleyicilerimiz melekler ve diÄŸer varlıklar. Bu okunan hatimlerinin yüzü suyu hürmetine devletimizin bekasının devam ettiÄŸini düşünüyoruz. Biz Topkapı Sarayı’nda 24 saat boyunca herkes için Kuran okuma nöbeti tutuyoruz” dedi.

Hafız Sinan Aslan, “Anadolu’dan gelip sarayı gezerken Kuran okuduÄŸumuzu gören insanlar nöbet bitene kadar bekliyor “hocam bize dua edin lütfen” deyip kendi köylerine davet ediyorlar. Ama buranın personeli olduÄŸumuz için hiç bir yere gidemiyoruz” diyor.

Hafız Sami OkumuÅŸ ise “Bu hem padiÅŸah mesleÄŸi(!), hem sarayda yapılıyor, hem de güzel bir geleneÄŸi icra ettiÄŸim için kendimi ÅŸanslı(!) hissediyorum. Çünkü yaptığımı dünyada çok az kiÅŸi yapıyor. Kuran okuduÄŸum için saygı görüyorum. Ayrıca bu görevin de büyük bir sorumluÄŸu var. Onun için her gün büyük bir özenle hazırlanıp buraya geliyorum” dedi.

Marmara Ä°lahiyat Fakültesi mezunu, Ä°slam Tarihinde yüksek lisans yapan Hafız Tahir Güngör, görev yaptığı has odayı bitirme tezi olarak çalışıyor. Osmanlı döneminde Has odada görevli elemanların sayılarıyla ilgili bazı bilgi ve belgelere ulaÅŸtığını söyleyen Hafız Güngör, ‘Yavuz Sultan Selim döneminde görevli 40 üst düzey bürokrat, bugün bizim yaptığımız görevi yapmış. Burası hakikaten kutsal bir yer. Osmanlı da has odanın temizliÄŸi yapılırken toplanan çöpler, Kutsal Emanetlerin ön tarafında bir kuyuya gömülüyormuÅŸ’ dedi.

Hafız Yakup KansızoÄŸlu, ‘Görevli hafızların dışında orada Kuran okuması yasak. Buna raÄŸmen, turistler tatlı bir anı yaÅŸamak için 2 dakikalığına yerimize geçip Kuran okumalarına izin vermemiz için istekte bulunuyorlar. Tabi izin yok. Bir gün Arap turist izin istedi. Ben de bunun mümkün olmadığını söylediÄŸimde hüngür hüngür aÄŸladı’ dedi.

Kameralar altında görev yapıyorlar. Hepsi sıkı takip altındalar. Gececiler, 16;30’da devraldığı nöbet ertesi sabah 08;30’da bırakıyor. 5 Asırlık geleneÄŸin aksamaması için olaÄŸan üstü çaba gösteren hafızlar, nöbetleri, bayram, düğün gibi önemli günlere de denk gelse bile saraya gelmek zorunda. Mesela birisi kına gecesinde sarayda göreve gelmiÅŸ, ertesi gün düğününe gitmiÅŸ.

Saltanatın kaldırılmasından sonra, 1924’te Sarayı, müze olarak halkın ziyaretine açılmasına karar verildi. Bu dönemde dinî bir mahiyeti olan Hırka-i Saadet Dairesi’ne eski töreler mucibince muhafaza edildi. Bu sırada Kutsal Emanetlerin anahtarlarının sorumlusu, sarayın en eski mensuplarından Has oda BaÅŸeskisi Rasim Efendi’ye göre;‘Ortada garip bir durum vardı; bir taraftan saray laÄŸvolmuÅŸ, müze kurulmuÅŸtu, diÄŸer taraftan da saraydan kalma bir daire müzenin içinde hayatiyetini devam ettirmekteydi.’ 1927’de Rasim Efendi kendi isteÄŸiyle(!) anahtarları Müdürü Tahsin Öz’e teslim etti. Emanetler(!) müze envanterine kaydedildi. Manevî hususiyetleri dolayısıyla uzun müddet genel ziyaretçilere kapalı(!) tutulan Mukaddes Emânetler, Ä°lk defa 1962’de ziyarete açılana kadar Kuran okutulmadı. 1980’de, Kültür Bakanı Tevfik Koraltan’ın döneminde müzenin açık olduÄŸu saatlerde Kuran okunmasına karar verilmesine raÄŸmen bir müddet sonra bu uygulamaya 1991’e kadar ara verildi. 1996’dan itibaren Kültür Bakanı Ä°smail Kahraman”ın talimatları doÄŸrultusunda 7/24 kesintisiz Kuran tilavetine kaldığı yerden devam edildi...

Yani Saltanat bitmiÅŸ, PadiÅŸah kovulmuÅŸ, saray müze olmuÅŸ ama 5 asırlık hatim nöbeti devam ediyor. 67 senelik inkitaya uÄŸramasına raÄŸmen ‘Hakimiyet kayıtsız ÅŸartsız Milletindir’ ilkesine baÄŸlı TBMM’nin çıkardığı kanun ve bu konuya ayırdığı bütçeyle Topkapı Saltanat Müzesinin Kutsal Emanetlere nazır Arz oda’sındaki mevcut hatim kabininde, 12 hafız tarafından her yıl 365 hatim indirilmeye devam ediyor. Hafızlar ölmedikçe nöbet sürüyor.

Peygamber’de «Yarabbi, kavmim bu Kuran’ı mehcur tuttular» demekte(Furkân / 30)  Elmalılı Hamdi Yazır Hak Dini Kuran Dilinde ‘Mehcur tutmak, terk edip uzak durmak ve onunla amel etmemektir. Zira bir hadis’te şöyle der: “Her kim Kuran’ı öğrenir de, Mushafını asar ilgilenmez, araÅŸtırmazsa, kıyamet günü gelir, yakasına sarılır ‘Ya Rabbi! Bu kulun beni mehcur tuttu (beni terk edip uzak kaldı, benimle amel etmedi) hükmünü ver’der. Peygamberin ümmetinden bu ÅŸekilde Allah’a ÅŸikâyet ettikleri zaman haklarında azabı çabuklaÅŸtır’ yazar.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.