Sosyal Medya

Makale

Ima Granate ima Dzemata

YaÅŸları 85 olmasına karşın yıllarca mahpus yattıkları topraklarından uzak bu karı koca, kendilerine pek de kulak vermeyen bir üniversitenin mezunlarına, cihadı, gâvuru ve özgürlüÄŸü anlatmaya çalışıyorlardı. Onlara kulak veren bir avuç insandan biri anlatılanların heyecanıyla soruyordu “Peki bu kadar mücadele ettikten sonra Bosna da gençlerin durumu nasıl?” 30 yıl yanından bir an bile ayrılmamasıyla övündüÄŸü Aliya Ä°zzet Begoviç’in imametini yapmakla ÅŸereflenmiÅŸ Ä°smet Kasumagiç bu soruya acı bir gülümsemeyle cevap veriyordu “Ima granate ima dzemata,  Nema granata nema dzemata”.  Mealen, Gâvurun füzeleri üzerimize dönükken camiler, meydanlar cemaatle dolu. Ne zaman ki füzelerin yönü üzerimizden dönüyor ne camilerde ne de meydanlarda kimsecikleri bulamıyoruz…

Suriye’de ve Mısır’da kardeÅŸlerimizin acımasızca katledilmesi ülkemizdeki meydanların dolmasına sebep oldu. Protestolar, beraberce kılınan namazlar, gözyaÅŸlarıyla yapılan uzun kunutlar, atılan sloganlar, uykusuz geceler “R4bia” rumuzunu zihinlere kazıdı. Evet, birileri Ä°slam coÄŸrafyasını ateÅŸe veriyor bize de hep söndürmenin gerekliÄŸini haykırmak kalıyordu. Hayli antrenmanlı olduÄŸumuz bu konuda, organize olup ve haykırır konuma girmemizin süresi gün geçtikçe kısalıyor.

Ama Ä°slam coÄŸrafyasında iÅŸlenen bu zulümlere beraberce tepki verme maharetimiz normal hayattaki iÅŸlenen zulümlere karşı sessizliÄŸimizle etkisini yitirmiyor mu? Mesela neden “Namaz platformu” gibi “Faizle mücadele platformu” kuramıyoruz? Ülkemizde gittikçe artan zenginin daha zengin fakirin daha fakir olduÄŸu neoliberal politikaları, zulüm görüp üzerine beraberce gitmeyi bir türlü baÅŸaramıyoruz. Herkesin tüketici olmasını, sadece kendi mutluluÄŸu için yığmasını, akrabalarından hatta anne babasından kaçarcasına uzaklaÅŸmasını bir zulüm olarak addedip üzerine beraberce gitmeyi önemsemiyoruz. Ne yazık ki, bu coÄŸrafya dışında yapılan katliamlar olmasa tepkilerimiz, güneÅŸ görmüÅŸ buz gibi eriyip yok olacak…

 Bu sadece bu zamana veya yaÅŸadığımız coÄŸrafyaya ait bir durum deÄŸil… H. 48–52 yılları arasında Ä°stanbul, Ä°slâm ordusu tarafından kuÅŸatılmıştı. DüÅŸman askerlerinin kale duvarlarına sırtlarını döndüÄŸü bir anda Ä°slâm askerinden biri öne çıkarak kaledekilere ok atmaya baÅŸladı. Onu görenler; "Kendi kendinizi bile bile tehlikeye atmayın!" ayetiyle yapılanı kınadılar. Ebû Eyyûb el-Ensârî (ra) ÅŸöyle bir açıklama yaptı: "Ey Müslümanlar! Bu, "…Kendi kendinizi bile tehlikeye atmayın…" (Bakara / 195) ayeti, biz Ensâr topluluÄŸu hakkında nazil oldu. Günün birinde Allah'ın yardımı ile Rasulullah’ın, tebligatı karşılık bulunca, biz artık kendi iÅŸimize gücümüze bakalım diye düÅŸünürken bu ayet nazil oldu. Ayetin asıl iÅŸaret ettiÄŸi kendini tehlikeye atmak, cihadı tamamiyle terk ederek kendi iÅŸinden gücünden baÅŸka bir ÅŸey düÅŸünmemektir...(Elmalılı, Hak Dini Kur'ân Dili) Buradan da anlaşılacağı gibi bir an olsun canını ortaya koymaktan çekinmeyen sahabeler bile zulümle mücadeleye ara verdiÄŸinde dünya meÅŸgalesine dalıp ayetle uyarılacak hale geliyorlarmış…

Ä°ster gezi olaylarında isterse R4bia protestolarında dikkatimi çeken bir ÅŸey de ÅŸu oldu. Ä°ki kesim de bir yandan yaÅŸanılan neoliberalist sistemindeki yerini muhafaza ederken iÅŸ çıkışları veya müsait zamanlarda bu gösterilerde kelle koltukta(!) bir görüntü sergileme gayretindeydi… Hele bir de “Nick” üzerinden yapılan savaÅŸlar var ki sormayın gitsin… Birileri adının önüne “TC” yazıp ülkeyi ÅŸeriatçılardan kurtarırken diÄŸerleri de “R4bia” nick’li twitleriyle Mısır’daki darbecileri yerle bir edip Mursi’yi özgürlüÄŸüne kavuÅŸturma peÅŸinde…

Dostlar, zulümleri ve zalimleri protestolarımızın sadece yurt dışıyla ve meydanlarla sınırlı olmasının bir nedeni de aslında yurt içindeki zulümleri sessizlikleriyle destekleyenlerin bizler olduÄŸunun gizlenmesi olabilir mi?. Zira başına sarığı veya yeÅŸil bandajı taktığında, kimlerin yetimin hakkını hortumladığı, kimin hak etmediÄŸi ihaleleri aldığı, kimin rüÅŸvet yediÄŸi, kimin paraları üst üste yığıp fukaradan kaçtığı, kimin asgari ücretle köle çalıştırdığı, kimlerin kredi alarak faizci sistemini kuvvetlendirdiÄŸi görünmez oluyor. Gösterilere ara verilince de büyük bir iç huzuruyla iÅŸimize gücümüze dönüyoruz veya müsaitsek muhafazakâr(!) tatil mekânlarına…

Genellikle yüzü suyu hürmetine hep dünyalık istediÄŸimiz Ebû Eyyûb el-Ensârî’ye (ra) aÅŸağıdaki ayetin hayattaki karşılığını sorsaydık sizce nasıl bir cevap alırdık?

 De ki: "EÄŸer babalarınız, oÄŸullarınız, kardeÅŸleriniz, eÅŸleriniz, mensubiyetiyle övündükleriniz,  kazanıp (yığdığınız) mallar, kötüye gitmesinden kaygılandığınız ticaretiniz, hoÅŸlandığınız konutlar, size Allahtan ve Elçisinden ve O’nun yolunda mücadele etmekten daha güzel ve önemli görünüyorsa, o zaman Allah’ın azap hükmünü bekleyip durun… Ve (bilin ki,) Allah, günaha gömülüp gitmiÅŸ bir topluluÄŸa asla hidayet etmez". (Tevbe / 24) 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.