Sosyal Medya

Makale

Suça İştirak eden Tövbe

 Rabbimiz bize rahmet olarak indirdiÄŸi Kuran’da ÅŸöyle buyurur;

Bir vakit (Yusuf'un kardeÅŸleri kendi aralarında ÅŸöyle) konuÅŸuyorlardı: ‘Sayımız bu kadar çok ( ve bu yüzden biz güçlü bir topluluk olduÄŸumuz) halde bile, Yusuf ve kardeÅŸi (Bünyamin) babamızın gözünde daha deÄŸerli/daha sevgili; gerçek ÅŸu ki, babamız açık bir yanılgı içerisinde!’ (Ä°çlerinden biri:) ‘Yusuf'u öldürün ya da onu (geri dönemeyeceÄŸi uzak) bir yere götürüp bırakın (kaybolsun) da böylece babanız sadece sizi sevsin ve siz de ondan sonra (tövbe edip) Salih kimseler olursunuz.” (Yusuf / 8–9)

Bu ayetlerde bize, kardeÅŸlerinin kıskançlık sebebiyle Hz. Yusuf’u yok etmek istemeleri haber verilir. BilindiÄŸi gibi ilk eÅŸinden olan oÄŸullarının bu tavrı Yakup (a.s.)’ın ikinci eÅŸinden olan Yusuf’a gösterdiÄŸi ilgiden kaynaklanmıştır. Bu olay, basit bir kardeÅŸ kıskançlığı olmaktan çıkıp önceleri toplu halde cinayete teÅŸebbüse ve sonrasında da sürgüne göndermeye dönüÅŸmüÅŸtür.

Ayetin “Yusuf’u öldürün veya onu bir yere atın.” kısmı açık bir ÅŸekilde kovulmuÅŸ ÅŸeytanı resmetmektedir. Üzerinde mutabakat saÄŸladıklarını zannettikleri bu sonuç, kovulmuÅŸ ÅŸeytanın terbiyeyi reddeden azgın nefis sahiplerine verdiÄŸi bir emirdir. Artık haklılığını, güçlülüÄŸünden alan bu kıskançlık kaynaklı ve saltanat yanlısı beraberlik, kardeÅŸ olmaktan çıkmış bir suç örgütlenmesine dönüÅŸmüÅŸtür. Hukuk terimlerine göre bu durum “Taammüden adam öldürmek için suç örgütü oluÅŸturmak” tır. Ä°ÅŸte beraberliklerinden ÅŸeytanı sıyırıp ayıramayan bütün topluluklar, böylece haklı iken haksız, suçsuz iken suçlu durumuna düÅŸmeleri kaçınılmaz sondur.

Yusuf’un kardeÅŸlerinin “Ondan sonra (tövbe edip) Salih kimseler olursunuz.” yaklaşımıysa can alıcı noktadır. Burada Åžeytan, planladıkları suçu iÅŸlerlerken piÅŸman olup vazgeçmelerini engellemek için dini bir terim olan “tövbe” nin içini boÅŸaltarak kullanmalarını önermiÅŸtir. Suç iÅŸleyen bir Müslüman’dan beklenen piÅŸman olup tövbe etmesidir. Ama buradaki ÅŸeytani sapma, tövbenin suça iÅŸtirak edecek hale dönüÅŸtürülmesidir. Yapanın yanına kâr kalan ve küçük bir tövbe ile meÅŸrulaÅŸtırılan her eylem ÅŸeytanidir. Zira burada herkesin niyetinin bile açığa çıkacağı Hesap günü unutturulmuÅŸtur. Ahireti hatırlatmayan din, kovulmuÅŸ ÅŸeytanın dinidir. Bu yaklaşımla Ä°slam, suçları önleyen konumdan çıkarılmış adeta herkesin yaptığının yanına kâr kalacağını zannettiren bir muÄŸlâklığa mahkûm edilmiÅŸtir. Ayrıca bu ayetlerde de görüldüÄŸü üzere; peygamber evladı bile olsanız Allah’a sığınmadığınız ve Vahyin rehberliÄŸinden uzak durduÄŸunuz sürece ÅŸeytan, sizin üzerinizden kötülüÄŸü iyilik diye servis edecektir.

 

Ä°slam’da tövbe -Allah’ın rızasına uygun olarak- önem sırasına göre üç ÅŸekildedir;

  1. KötülüÄŸü daha niyet aÅŸamasında fark edip haramlardan uzaklaÅŸmak…

  2. KötülüÄŸü iÅŸlerken bunun bir günah olduÄŸunun farkına varıp haramları terk etmek.

  3. KötülüÄŸü yaptıktan sonra sonucuna bakıp piÅŸman olup haram olandan piÅŸman olmak…

Suçu ve günahı terk etmeyi gündemine almayan bütün tövbeler ÅŸeytandandır. Önemli olan insanın yaptığı günahta ısrar etmemesi ve kötülüÄŸü terk etme çabasıdır.

Tövbe ile istiÄŸfar birbirine karıştırılmamalıdır. Tövbe, Allah’ın yasak ettiÄŸini terk edip helal saydığına yönelmektir. Ä°stiÄŸfar ise, iÅŸlenen suçun ortaya çıkması sebebiyle hesap gününde rezil olmamak için Allah’a büyük bir samimiyetle ve piÅŸmanlıkla yalvarmaktır. BilindiÄŸi gibi bütün yaptıklarımız meleklerce kayıt edilir. Ä°stiÄŸfar, sabıka kayıtlarını sildirerek tutanaklar dolayısıyla ceza görmeme talebidir. ÖrneÄŸin faiz alanlarla ilgili olarak bir ayette;

“…Bundan böyle kime Rabbinden bir öÄŸüt gelir de (o öÄŸüte uyarak) faizden vazgeçerse, artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır” ( Bakara / 275) buyrulmuÅŸtur.

Belli guruplar, ülkemizde yıllardır Ä°slam dininin ne kadar zor ve uygulanamaz olduÄŸunu ısrarla iÅŸleyerek insanların Ä°slam’dan uzaklaÅŸması istemiÅŸtir. Fakat her türlü karalamaya raÄŸmen insanlar dinlerini terk etmemiÅŸ hatta daha da çok sarılmışlardır. Bunun üzerine aynı güruh, Mevlana üzerinden “Gel, gel, ne olursan ol yine gel, ister kâfir, ister Mecusi, ister puta tapan ol yine gel, bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı deÄŸildir, yüz kere tövbeni bozmuÅŸ olsan da yine gel” anlayışını hümanist bir çizgiyle birleÅŸtirip günden güne dozunu artırarak adeta dini bir emir kıvamında servis etmeye devam etmektedir. Bu söz, Mesnevi’de yer almamasına raÄŸmen, “Her türlü günahı iÅŸleyin bir ÅŸey olmaz burası affetme yeridir.” yaklaşımıyla insanlar, dünyada zulümleri önleyemeyen, adalet iddiası bulunmayan yeni bir “Protestan Din”e davet edilmektedir.

Rabbimiz, her yaptığının yanına kâr kaldığı zannıyla haramlardan uzak durmayan “Nasılsa sonunda tövbe ederim” diyerek her türlü suçu basit bir dudak tiryakiliÄŸi ile meÅŸrulaÅŸtıran muhafazakârlardan, bizi ve tüm insanları muhafaza etsin. Âmin.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.