Sosyal Medya

Makale

Suriye'de tavuÄŸu kaybetmek

Bismihi Tebarek ve Teala

 

Bir hikâye vardır.

 

Bir adamın tavuğu çalınmış. Oğluna ''-Oğlum, git tavuğu bul'' demiş.

Çocuk dışarı çıkınca ''Boş ver! Bir tavukla kim uğraşacak'' demiş.

Bir müddet sonra horozu çalmışlar. Oğluna git tavuğu bul demiş. Çocuk pek önemsememiş.

Belirli aralıklarla koyunlar, eÅŸeÄŸi, inekleri, atları çalınmış. Her defasında babası '' tavuÄŸu bul'' diyormuÅŸ. Çocuk, bütün mal gitti sen hala tavuÄŸu bul diyorsun diyerek çıkışmış. ''Evladım'' demiÅŸ.''EÄŸer sen tavuÄŸu bulsaydın baÅŸka mallarını artık çalamazlardı. Hırsızlar o tavukla cesaret kazandılar ve  o tavukla kilidi açtılar'' demiÅŸ.

 

Genelde OrtadoÄŸu da özel de Suriye’de çok karmaşık bir denklem  vardır. Denkleme  güçlü ve dominant bir faktör olarak girebilmek için; zaman ve mekân boyutuyla, tarih, kültür, toplum, uluslararası iliÅŸkiler, siyaset, ekonomi gibi bir çok faktör ve faktörlerin hem kendi hem de baÅŸka faktörlerle olan ilgi ve iliÅŸki ağıyla öncelikli olarak derin ve ciddi bir okuma, algılama ve savrulmama /esneme katsayısını hesaplama, hangi enstrümanları nasıl ve ne zaman kullanacağını bilmek zorundadır.

Tunus-Libya-Mısır-Bahreyn-Yemen deki ayaklanmaların adını ''Arap baharı'' gibi soft kavramlarla tanımlamaya çalışırsanız  kardan adamın elinde ki maydanoza bakıyorsunuz demektir. Kardan adamın elinde süpürge(sopa) burnunda da havuç(havuç) olur. Bu meselenin can alıcı noktası ve ne yazık ki can yakıcı da noktasıdır. OrtadoÄŸu’da bir deÄŸiÅŸim gasıplar tarafından ümmetin birazcık bile olsa lehine olabilecek ÅŸeklinde kurgulanamaz. OrtadoÄŸu da birincil hesap Ä°srail in güvenliÄŸi üzerine kurgulanır. Daha sonra alan pazarlıkları oluÅŸturulur. Yerli ülkelere bu kurguda edilgen, bahÅŸiÅŸe müptela bir misyon biçilir. Rol çalamazsınız fakat def çalabilirsiniz.

 

Türkiye’nin temel argümanları; Tarihsel olarak Osmanlı Ä°mparatorluÄŸunu referans alıyor.

Fakat enteresan bir biçimde zaman olarak 1839 Gülhane hattı Hümayunundan baÅŸlayan bir tarihselciliÄŸe sıkışmış bir biçimde ufuk çizgisiyle sınırlı. Yani çöküş dönemi. Ä°ttifak içinde olunan ülkeler A.B.D liderliÄŸinde Nato. OrtadoÄŸu da en önemli partneri yemeni bombalayan  tankları ile Bahreyn’e giren, Sisi’yi ekonomik ve siyasi olarak besleyen Suudi Arabia. Türkiye savaşın en hızlı ve kalıcı etkileneni aynı zamanda  maliyeti yüklenici bir konumda. Arap baharı denen bu olgu kasırgaya dönüştü ve batıya savrulduk.  Bu kadar çeliÅŸkiyi aklen açıklayamazsınız ancak hissen örtebilirsiniz. Bu noktada entelektüellerimiz! köşe yazarlarımız v.s geçmiÅŸ üzerinden iktidarı goygoylayıp iptidai düzeyde hamaset ile günü kurtarıyor fakat gelecek ile ilgili teknik bir analiz yapmıyorlar. Ve üstelik iktida, meseleyi kiÅŸiselleÅŸtirerek (Hamaney, Seyyid Hasan Nasrallah üzerinden)gibi çözünürlülüğü düşük noktalamalarla olayı bir yönüyle abartıya dönük duygusal bir kulvardan tanımlamaya tabi tutuyor. Böylece batıya karşı iyi niyet göstererek onlar için problem olmadığını ispat ediyor ve meÅŸruiyeti bu noktada tanımlamış oluyor. Kitleleri kolay manipüle etme tekniklerini içeren taktikler. Daha çok enerji gerektiren çabalar. Nerede olduÄŸunuzu bilemiyorsanız neyin nerde olduÄŸunu nasıl bileceksiniz. Biz Ãœmmet isek – ki ümmetiz, birbirimize adımlarımızı en azından coÄŸrafi olarak, ortak kaderin içinde olduÄŸumuzu bilerek atmalı, birbirimize insafsız olmamalıyız. Müstekbirlerle  bu kadar yakın olabiliyorken hatta Ä°srail ile bile bir ortak nokta bulabilme ihtimali bile olabiliyorken, ümmeti  olumsuz etkileyebilecek argümanlar gerçekten üzücü olabiliyor. Parçalanılmışlık üzerinden bir parçayı tutuyorsanız, her söz ve eylem o parçanın dair takım  parçalanmasına hizmet edecektir. KardeÅŸliÄŸe ihtiyaç var.   

 

Ãœtopya, araçları aradan çıkararak ulaşılmak istenilene hayal kanatları üzerinden varma teÅŸebbüsüdür. Güzergâhı da kuÅŸ uçuÅŸu olmak zorunda. Kendi gerçeklerimizi dışarıda bırakıp, baÅŸkalarının menfaatlerine dayalı hayallerini gerçekleÅŸtiriyor olmayalım. Aralara serpiÅŸtirilmiÅŸ bir takım kavramlarla baskılama yapılma ihtimali oldukça yüksektir. Bunun alt yapısını da iktidar-kitle arasında tek taraflı önkabuller saÄŸlıyor. Arap harfleri ile yazılı her ÅŸeyi Kur'an ile ilintilendirerek baÅŸ üstüne koyma, analitik düşünceden çok ÅŸartlanmışlığı ifade ediyor. BaÅŸladığımız yer yıkıldığımız yerin en az bir adım önünde olmak zorunda. Yani tarihsel olarak en az bir adım geride olmuÅŸ oluyor. Fakat Sünnetullahın yakın ve en yakınını da okumak, anlamak, algılamak gerekir. Ve bunun için gerçekten, gerçek bir mu'minler topluluÄŸu  gerek.  Zor deÄŸil lakin sabır gerek.

    

Söyle, dostum düşer mi üç elma gökyüzünden 

Biter mi yerden zeytin ağaçları

Kor düşer mazlum bir bebeğin gözünden

Bin bir sebep içinden bilmem ki kaçıncısı benim yüzümden

Ortadoğu, dünyanın arka sokağıdır

Arka sokakta titrer ve üşür yalnız çocuklar

Kibritsiz kutularda ağlaşır, insan deryasında boğulur umutlar

                                                        

vesselam

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.