Makale
Bilgi İnşaası ve İdrak Kodları
Epistemolojik açıdan bilginin iki temel unsuru vardır. Bilen ve bilinen.Dışa dönük nesneye yönelen özne bilgiyi bil-mek üzerinden inşaa ederken , özne kendine yöneldiğinde algılamak/anlamak/yorumlamak üzerinden de idraki inşaa eder.Peki ! özne kendine yöneldiğinde kendini nesne gibi algılayabilirmi?yani kendi dışına çıkarak veya en derininine inerek kendi ile kendi kendine bağ kurabilir mi?Kendinden çıktığında kendi kalmış olabilir mi?(insan idrak ile son kertede kendisinin şahididir.)Bu olamayacaksa o halde her bilgi kendine geldiğinde kırılır ve açı değiştirir.Fakat ondan önce bilgi kendisine gelmeden önce kırılmış olur.Peygamberlerin örnekliği bu durumda önem kazanıyor.Zira vahyin hayat nakşettiği ilk zihin-his-kalp ve hayal dünyası peygamberlerin dünyasında inşaa edilerek müşahhas bir hale geliyor.Ümmilik işte burada ‘olanın olduğu gibi olmasını’ sağlayan kristalize olmuş bir yansıma.Bu da korunmuşluğu hem kitapta hemde kitabın ilk muhatabı olan ve sorumluluk üzerinden aktaran peygamberlerde de zaruriyet kesbetmiş oluyor.kitap için korunmuşluk Peygamber(sav) için masumiyeti gerekli kılıyor.(Hususi bir tespiti genel anlamda örneklendirirsek şayet bir söz sahibinin sözünün arkasında durabilmesi için sözünün önünde bir konum belirlemiş olma zorunluluğu ve sorumluluğu taşır ki eğer bu olmazsa sözün sahibi , sözün arkasına saklanmış olur böylece dinleyicileriyle saklambaç oynuyordur.Oyun , söz sahibinde , kendi nefsinde önceden kurgulanıp başlamıştır çoktan.)Bu meselenin teknik bir boyutudur ve duygusal boyutları önceler.Vahiy,dosdoğru bilgidir ki dosdoğru bir insanda istikamet kazanıyor.Doğru insanlara ulaştıkçada istikametinin hızını ve konumunu belirlemiş oluyor
Temel hatlarıyla bilgi nin iki ileti noktası ve mutlak anlamda bir hesap verme mercisi vardır.Kendi benliği-kendi dışı ve Rabbi.Bilgi sahibinin söz sahibi olması ile birlikte hatib hitabıyla amel etmiş olur.Hem hatip olarak hem de hitap olarak sorumludur.Sorumluluğun başlangıç noktası.Bilgi akla/zihne hitap ederken idrak kalbe yönelmiştir.işte vahiy bu iki çiginin fıtrat üzerinden üst üste izdüşüm oluşturduğu bir istikamettir.Aldatma ve aldanma kuru aklın kupkuru bir şekilde kalbi abluka altına alması ile gerçekleşiyor.Akıl kalpten uzaklaştığında sivrilir ve eğrilir.Ta ki kendi yönelene kadar.Qalp bu şekilde de mühürlenmeye başlar.
Aklın halleri olduğu gibi kalbinde halleri vardır.Örneğin ; vehim , kıyas ,kabul aklın bazı halleri olduğu gibi zeyğ , rayn,kasvet,itminan,ucb , kibir kalbin bazı halleridir.Bunlar olumlu veya olumsuz şekilde birbirini açığa çıkardığı gibi birbirinide örtebilir.İnsan /insanlık bu hallerin derece ve karşılıklı etkileşimin kıvamına göre tutarlılık seviyesi belirler.Nefs-i emmare de ki akıl/kalp ile nefs-i mardiyyedeki akıl/kalp aynı donelerden hareket etmez.Hem işleyiş bakımından hem de beslendiği memba bakımından farklılık arz eder.Her sevabın aklı olduğu gibi her günahında aklı vardır.İblis , Ademi günahına akıl vererek ortak etmiştir.Adem , meseleyi idrak ettiğinde yine aklı ile tevbe etmiş,kalbiyle ağlamıştır.İmdi bizim ağlamaya ihtiyacımız var.Muttaki olmak ; bilmek ve idrak etmenin cüzlerinden bir cüzdür.
Dava;muhakkak ki zor ,uzun ve meşakkatli
Davalı zalim lakin sana davan şefkatli
Henüz yorum yapılmamış.