Sosyal Medya

Makale

Konum değilsen konuğum olamazsın

Bismihi Teala

Ä°nsanlığa indirilmiÅŸ bir dinin mensuplarıyız. Somut ve tikelde insana, soyut ve tümelde insanlığa sözümüz olan ve bu sorumluluk içinde hukuk anlayışına sahip , vasatı öngören  ve vasatı talep eden insanlarız ve tabi ki Müslümanlarız. Bu meselenin bir yanı. DiÄŸer taraftan insanlığa savaÅŸ açmış devletler düzeyinde kurumlar, kuruluÅŸlar var. DoÄŸal olarak hedefte en ön alan , almakta olan, alacak olan ümmetin mazlumları, mahrumları, maÄŸdurları, mustaz’afları var. Bu durum herhalde kaçınılmaz.

DaÄŸların üstlenmekten imtina ettiÄŸi yükü insanın yüklenmiÅŸ olması kolay olmasa gerek. Üstelik insanın cahillik, nankörlük, bencillik gibi olumsuz hasletleri varken. Modernizm, postmodernizm ,teknoloji ,uzay çağı gibi ÅŸu anın tanımlamaları bizleri önce zihinsel anlamda yamultuyor sonra tüketime endeksli nihilizm(hadi eyyamcılık diyelim)'e savuruyor  cesaretlendiÄŸi/cesaretlendirildiÄŸinde de budistiyle, siyonistiyle, evanjelistiyle kimi bilmem ne belasıyla saldırıp duruyor. Ümmet olarak hayat ile ölüm arasında aramıza gerilmiÅŸ sahte bir sicim üzerinde anglosakson mandalları ile asılmış rüzgarda sallanan havlular gibi olmamızı istiyorlar.Havluyu attığınızda havluyu toplayabilirsiniz diyorlar. Ä°ÅŸte baskı ve direnç bunu kabullenmemekte gizli veya aÅŸikar, acı, gözyaşı, kan…

Haklı olmak yorar insanı.

 
Bu kadar çeliÅŸki ve çaresizlik hissi, zihnimizde travmaya ve duygu durum bozukluÄŸu yaÅŸamamıza sebebiyet veriyor diyebilir miyiz bilemiyorum. Gömlekler önden yırtılıyor ve gömleÄŸi ters mi  giyiliyor acaba?

Böylece yırtık arkada mı kalmış oluyor. Bu gömleÄŸi temize çıkarır ve fakat gömlek sahibini ise asla. Çünkü gömleÄŸi ters giymek pek akli olmasa gerek.(GömleÄŸe siyasi gündem noktasında anlam yüklememeli. Buradaki gömlek  sadece gömlektir.)

Sahicilikten uzaklaÅŸabiliyoruz. Ardından  savunma mekanizmaları devreye giriyor. Savunma mekanizmaları insanın iç bütünlüÄŸünü koruması açısından gerekli bir kurgudur ancak sürekliliÄŸi akli saÄŸlığı olumsuz etkiler. Çünkü gerçeklikten kiÅŸiyi uzaklaÅŸtırır. Gerçeklere karşı geçici bir rahatlama saÄŸlar oysa gerçek süreklidir. Gerçek tam olarak  ya karşımızda ya yanımızda ya içimizde ya da arkamızdadır.

Gerçek öyle bir kuÅŸatıcı özelliÄŸe sahiptir ki aslında bütünüyle her yerdedir, bütünüyle kuÅŸatıcıdır.

Ancak gerçek nedir?(bu ayrı ve uzun bir konudur)

 
Haddi aÅŸan her hareket ve söylem kendine zıt olsa da diÄŸer haddi aÅŸan eylem ve söylemlerle tutarlılık arzeder. Hakkın karşısında aldıkları pozisyon yaklaşıktır, yakındır. Sahifeleri mızraklara asan akılla, “biz sahifelere kılıç kaldırmayız” diyen akıl birbirinden uzaktı ancak düzlem olarak Hz.Ali’nin karşısında aynı uzaklığa denk düÅŸüyorlardı. Biri katırdı biri satır. Ä°kisi de aynı sonuca çıkıyordu:Yoketmek.

Nifak ehli de katırı besleyip satırı bileyenlerdi. “Olmadan önce -olmasını beklerken -olurken-olduktan sonra -muhtemel tekerrürünü tahmin ederken ve yine beklerken topluluk olarak nefislerde olanı deÄŸiÅŸtirme çabası yüklenmeden günahın ne kadarını taşıyoruz?” sorusunu da sormalıyız.

 

FİLİSTİN NEDİR VE NE DEĞİLDİR

Filistin bizler için neden önemlidir? Bizim için önemlidir zira özellikle son yüzyılda ümmet düzeyinde gerçek ile aramızdaki en kalın perdenin çekildiÄŸi mekan ve gerçekdışılıkla aramıza örülen köprünün kilit taşıdır.

Filistin zaferin ilk adımıdır asla yenilginin ilk eşiği değildir.

Kudüs: ilk kıblemiz, vahyin ve resullerin münbit toprağıdır. Peygamberimizin ilk yöneldiÄŸi yön, Kabe’nin kıble olmasından sonrada bazen Kabe’yi araya alıp yöneldiÄŸi mukaddesatını hiç unutmadığı yerdir.

Tüm Müslümanların Kabe’den sonra eÅŸit yakınlıkta durduÄŸu ve belki de yürüyüÅŸün baÅŸlayacağı iÅŸaret noktasıdır. En azılı düÅŸman olan yahudi ve müÅŸriklerin el ele verip ümmete ve insanlığa savaÅŸ açtığı arenadır.

Filistin Filistindir ve fakat Filistin sadece Filistin deÄŸildir. Müslümanlar için daha fazla anlam iÅŸerir.

Filistin’i konuÅŸmak için mukaddime gerekir. Mesele çok yönlü, girift, içiçe geçmiÅŸ acil bir meseledir. Gasıplar Filistin’deki operasyonları için zamanlama gözetir. Filistin’deki piÅŸkinlerinin, acımasızlıklarının, cüretlerinin zamanlama ile de ilgisi var. Büyük operasyonlarda  uygun zamanlama gereklidir.      

Önce neyi, neden konuÅŸacağız (mekan daha statik bir konu iken zaman ve strateji daha dinamik bir konudur.) Mısır’ı, Türkiye’yi, Ä°ran’ı, Lübnan’ı, Suudi’yi, Irak’ı, Suriye’yi konuÅŸmadan Filistin’i nasıl konuÅŸacağız. Mısır’a kesif bir sis çökmüÅŸ durumda, Libya’da Fransız Total çöreklenmiÅŸ, Irak-Suriye –Lübnan –Ä°ran ÅŸii hilali oluÅŸturacak vehmi ile dışlanmış(bölünme noktası mezhep üzerinden kurgulanmış), Suriye meselesi doÄŸru dürüst okumaya tabi tutulmadan keskin yargı üzerinden el yordamıyla alelacele taraftarlıklar oluÅŸturulmuÅŸ.(IŞİD’in mezhebi iyi de hareketi iyi deÄŸil gibi akla ziyan yazı okuma bedbahtlığına bile ÅŸahit olan yazı okudum), RüÅŸdünü ispat etmemiÅŸ kurum ve kuruluÅŸlar slogan üzerinden hemencecik tarafgirliklerini skolastik düzeye indirgemiÅŸ durumdalar. Özelde Filistin’i konuÅŸalım.

Buyrun kardeÅŸim!

Nerden konuşmaya başlayalım?

 

                                                                                                                             Ve’s-selam

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.