Metropollerde kahvaltı yapılmıyor, çalışanlar iş yerine vardıklarında bir kahve alıp, abur-cubur atıştırıyor veya sandviç yiyor. Kahvaltı pazar ayini gibi Pazar gününe mahsus oldu
Diyeceksiniz ki Mustafa Kutlu yine bize eski günlerden bahsediyor. Elbette. Hususen bunu yapıyorum. Yeni bir hikâye yazacak isek eski günleri inşa eden ilkelerden ders almalıyız. İlkeleri tesp
Babaannem Ayşe Hanım uzun boylu güçlü kuvvetli, Baciyan-ı Rum’dan bir yiğit hanım idi. İki oğlan, iki kız dört çocukla dul kalmış. Rus korkusu bir yandan, Ermeni zulmü öte yandan...
Millet ve devlet olarak artık kendi hikâyemizi yazmanın zamanı gelmiştir denildi. Buna niyet edenler koca Yunus’un ''Akıntıya karşı Ne varlığa sevinirim Ne yokluğa yerinirim'' mısralar�
Yazıya başlık olan 1970 yılını XX.a. başındaki Türkiye’ye benzetiyorum. Geçmişten gelen fikir akımları bu defa aralarına Sosyalizm’i de katarak memleketin istikbaline yön vermek iç
Dostlara soruyorum: "Bu ülkeye bir Neşet Ertaş daha gelir mi?" Çoğu başını öne eğip sessiz kalıyor, bazıları kem-küm ediyor.
İçinizden neler geçip gidiyor? Hadi itiraf edin, kendi sırrınızı kendinize açıklayın.
"Sabah kalktığımda ilk iş bir sade kahve içmek. Yoksa aklım başıma gelmiyor."
Evrensel olan tek bir şey vardır, o da Hz. Âdem’den bu yana Cenab-ı Hakk’ın peygamberleri ve kitaplarıyla insanoğluna gösterdiği mukaddes yoldur. Bu yolun yolcuları dünyanın neresinde
“Had” kavramının insan için, insanın dünyadaki varlığı ve hemcinsleri ile ilişkisi için ve nihayet tabiatla münesebeti bakımından fevkalade önemli olduğuna inanıyorum.
Son yıllarda artan “Kadına şiddet” ülkemizde bir uyanışa sebep olmuş ve bu vahşetin önüne geçmek için çeşitli etkinlikler düzenlenmiştir. Bu konuda toplumun epeyce bilinçlendiği
Günümüzde insanlar sabrı unuttu. Hatta onu lüzumsuz buluyor. Her ne istiyorlarsa “Hemen, şimdi” olmalı diyorlar. Bunu bir hayat tarzı yapmışlar.
Akıl, vicdan, kalp, nefis, ihtiyaç, ihtiras, arzu, hırs, bilgi, emir, inanç, alışkanlık, âdet, mizaç; daha da sayılabilir. Bakın işin içine ne kadar çok sebep ve kavram karışıyor. Bun
Hz. Peygamber Kur’an-ı Kerim’e dayanarak ruh hakkında fazla tartışılmamasını istemiştir. İnsan ruhu bedenden önce yaratıldı. O zamanlar ruh âlemi (âlem-i ervah) denen bir yerde bulun
Edebî eserlerde dile getirilen yalnızlık, sıkıntı; günlük hayatta da karşımıza çıkıyor. Mahalle yıkıldı, sokak ortadan kalktı. Hepimiz apartıman denilen sefer taslarına tıkıldık