Siz savaşla ilgili ve bana dair skeçler yazın, teoriler üretin. Senaryoları ihmal etmeyin. İyi bir rol verin bana. Nasıl öleceğimi ayrıntılarıyla açıklayın. Ben gideyim artık.
Sokaktaki adamın anlayacağı dilde belirtelim. Modern yaşamı doğuran sanayidir. Sanayi doğal yaşamın baş düşmanıdır. Ondan vazgeçmeksizin “doğa dostu” olunamaz.
Bir yüz neler anlatır? Bu konuyu uzatmak istemiyorum. Ancak şu kadarını söylemeliyim: Necmeddin Okyay’ın bu fotoğrafı Toygartepesi’ndeki tek katlı, bahçeli evinden; o bahçenin toprağ�
Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Bölümü’nde okurken resme olan hevesim devam ediyordu. Fakir ve hasta bir arkadaşın tedavi giderlerini karşılamak üzere, biri karikatür öteki resim �
Televizyonda bir belgesel seyrediyorum. Bir grup yerli dağcı Ağrı’ya tırmanıyor. Yanlarında bir çekim ekibi var, ara sıra mola veriyorlar ve bu süre içinde çeşitli konular dile getirili
İstanbul; dili, kültürü, geleneksel unsurları, mimari dokusu, hayat tarzı ile belki bundan 70 yıl öncesine kadar hem yerli nüfusunu, hem de dışarıdan gelenleri massetmek, yoğurmak, ona ke
Şimdi!.. Bugün, hemen, şimdi. Derhal!.. Bir savaş ilanı, bir seferberlik, bir milletin topyekun harekete geçmesi. Bu lazım, bu mümkün, başka yol yok.
Bu yazıyı kendim gibi cahiller için yazıyorum.
Tek vazgeçilemez olan inancımızın naslarıdır, onun dışındaki her şeyi geleceği kucaklayacak şekilde yeniden yorumlamak, yeniden üretmek mümkündür.
Güneş katlanıp dürüldüğünde, yıldızlar bulandığında, dağlar yürütüldüğünde, diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda, “Hangi günahtan dolayı öldürüldü?” diye, sen
Yükümlülük ve sorumluluk ihtiyari işlerle ilgilidir. Bunda hidayet yükümlülerin dilemesine bağlıdır. Hakk’ı arayıp bulmak için her şeyden önce kişinin fikrini hakka, hayrı kazanmak
Nasıl bir bulut olmalı ki, kızıldan karaya; yaprak yeşilinden zehir yeşiline dönüyor. Ardından bir deli rüzgâr! Rüzgâr ama nasıl bir rüzgâr? Rüzgâr değil bu bir hışım. Fırtınay
Müminin muradı ne dünyada huzur ve mutluluk, ne servet ne sevinçtir. Onun hedefi Allah rızasıdır.
Bu ben miyim yâ Rabbi? Soluduğum hava, sağlıkla aldığım nefes, attığım adım, söylediğim söz, işte kulak-ayak-göz-parmak vesaire. Bütün bunlar için binlerce şükür.
Yaşadığımız çağın zihniyeti, hayat tarzı, haz ve hız üzerine kurulu. Bu iki unsur sabrın düşmanıdır. İkisi de nefse hitap eder. Demek ki modern teknolojik hayat bizden sabrı alıp g�