Evde kalma günleri mübarek Ramazan-ı Şerif ile birleşince hemen herkesin aklında içinde ‘hüzün’ geçen, ‘burukluk’ geçen birtakım cümleler birikti. Söylemeyi ne kadar istemesek de
Dünya genelinde ülkeler ve topluluklar koronavirüsü yenmek, insanların evde kalmalarını sağlamak, ekonomilerini dengede tutmak ve sosyal izolasyonu uygulamak için radikal önlemler almak nokt
Her şeye kayıtsız kalmayı istiyor insan bazen. Sesini kesmek, ellerinle kulaklarını tıkamak, gözlerini kapatmak... Öylece durmak ve zamanın çerçöpünü önüne katıp götürmesini beklem
Bu kıyamet günlerinde bu konuya eğilmek zorunda kalmak ağırıma gidiyor. Ama bunu aynı zamanda bir görev telakki etmek gerektiğini biliyorum. Beni rahatsız eden, PKK terörüne şu veya bu se
Postmodern denilen dünyayı niteleyen en önemli özelliklerden birisi insanların inanacakları, yoluna kitlesel olarak seferber olacakları büyük davaların, büyük hikayelerin, onun deyimiyle m
Türkiye tarihinde büyük felaketler eksik olmamıştır. Bunlardan biri de Birinci Dünya Savaşı ve buna eklenen Kurtuluş Savaşı yıllarında büyük insan kitlelerinin ölüm, hastalık, asker
Patronaj sistemi Osmanlı klasik edebiyatının temel dayanak noktasıydı. Birçok şair hak etmediği halde bu iltifatlar sayesinde büyük şair olarak kabul görebiliyordu. Yani bütün mesele sis
İki ülke de, yaşanan pandemiye rağmen gerilimi devam ettirme eğilimi göstermekte. Bugüne dek yaşanan süreçte Trump’ın nükleer anlaşmadan çekilmesi ve İran’a yönelik uyguladığı a
Salgınla mücadele bağlamında gündeme gelen sürü bağışıklığı tezini gelip geçici bir liberalizm olarak görmemek gerekir. Güçlü olanın ayakta kalması gerektiğine yönelik “bilims
Geriye dönüp bakıldığında şu veya bu şekilde süreci devam ettirebilen Tunus’tan başka bir bahar ülkesi kalmadı. Başlangıçta tamamen seküler bir özgürlük arayışı olarak yorumlay
Türkiye; muhafazakârlık, milliyetçilik, solculuk ve sosyalizm gibi ideolojilerden üretilen korkularla devletin demokratik dönüşümü ötelenmiş bir ülkedir. “Din elden gidiyor”, “komü
Dedelerimiz birbirlerine sıhhat ve âfiyet dilerdi. Sıhhat unutuldu, “sağlıklı olma, hastalıklardan uzak kalma esenlik” demek olan âfiyet yeme içme ile sınırlı bir kelime hâline geldi.
Çin, artık sadece söylem düzeyinde kalmayan ve Batı merkezli sisteme meydan okuyan bir alternatif olarak adımlar atıyor ve özellikle ABD tarafından yoğun eleştirilere maruz kalıyor.
Neden kendi evimizden, yani kendi hayatımızdan, yani kendimizden kaçmak için bu kadar çırpınıyoruz? Neden her şey dışarıda kaldığında içeride bir hayat yok? Soralım mı bu soruları k
Önce hafızası silinir düşen bir toplumun. Yani tarihi elinden alınır. Tarihi elinden alınmış bir toplum ne geleceğini okuyabilir ne de gelecek ufkuna sahiptir. Tarihe takılıp kalmak nası