Sosyal Medya

Salgının izdüşümünde İran ve Amerika ilişkilerinin gidişatı

İki ülke de, yaşanan pandemiye rağmen gerilimi devam ettirme eğilimi göstermekte. Bugüne dek yaşanan süreçte Trump’ın nükleer anlaşmadan çekilmesi ve İran’a yönelik uyguladığı azami baskı politikası, İran’daki muhafazakâr kanadı daha da güçlendirmekle kalmadı, aynı zamanda Covid-19’u İran’ın nükleer planlarını ilerletmesi adına etkili bir manevra haline getirdi.



Geçen aralık ayında Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkıp tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs ve neden olduÄŸu Covid-19 hastalığı, insanlığı tehdit etmeye devam ediyor. Koronavirüs salgınının ulaÅŸtığı tehlikeli boyut; ülkeler, hükümetler ve toplumlar için de bir sınav niteliÄŸinde.
 
Derin sosyolojik deÄŸiÅŸim ve toplumsal dönüÅŸümleri beraberinde getirmesi muhtemel salgın hastalıkla mücadelede izlenen yöntemler ve alınan önlemler, yönetim anlayışlarının ve halkın yaklaşımlarının nasıl deÄŸiÅŸtiÄŸini de gözler önüne sermekte. Hastalığın duyulmaya baÅŸladığı dönemde gerekli tedbirleri alan ülkeler salgının yayılmasını yavaÅŸlatırken hastalığı ciddiye almayan devletler bugün ciddi kayıplar yaÅŸamakta. Koronavirüs pandemisinin en çok etkilediÄŸi ülkelerden biri ise Ä°ran. Koronavirüs salgını, Donald Trump’ın Mayıs 2018’de Nükleer AnlaÅŸmadan (JPOA) tek taraflı çekilme kararı sonrası iki ülke arasında tırmanan gerilimi yeni bir boyuta taşımış vaziyette. ABD’nin yaptırımları karşısında daralan ekonomisi ve giderek azalan saÄŸlık imkânları, Tahran’ın hastalıkla mücadele konusunda önündeki en büyük engel. YaÅŸadığı tüm olumsuzluklara raÄŸmen ABD’nin maksimum baskısına azami direnç gösteren Ä°ran’da bundan sonraki süreçte yönetim anlayışı ve halkın yaklaşımı pandemi ile mücadele adına önemli bir eÅŸik olacak.
 
***
ABD tarafı ise Tahran’a yönelik baskıyı azaltma konusunda istekli deÄŸil. ABD DışiÅŸleri Bakanı Mike Pompeo, Koronavirüs’ün Ä°ran’daki yönetim anlayışını en çok tehdit eden unsur haline geldiÄŸini düÅŸünüyor. ABD’nin vaka sayısı bakımından dünyanın zirvesinde olduÄŸu bir dönemde hem de. Pompeo’ya göre, Ä°ran ekonomisinin hem yaptırımlar hem de pandemi tarafından zayıflaması ile beraber askeri operasyon seçeneÄŸinin de güncel/gündemde tutulması gerekiyor. ABD’nin kışkırtıcı tavrının yanı sıra dünyayı tehdit eden salgın, Tahran’a daha önce elde edemediÄŸi yeni bir fırsat dönemini de beraberinde getirmiÅŸ olabilir. Zira Ä°ran’daki muhafazakâr basının verdiÄŸi mesaja göre, Trump’ın yaptırımların devamı yönündeki ısrarı, Tahran’ın nükleer hesabını deÄŸiÅŸtirmeye baÅŸladı bile. Tahran bir yandan pandemi ile mücadele ederken diÄŸer yandan, dünya genelinde yaÅŸanan keÅŸmekeÅŸ, Ä°ran’a gözlerden uzakta yeni nükleer çalışmalar yapma imkânı sunmuÅŸ olabilir. 
 
***
Öte yandan Ä°ran’a uygulanan yaptırımlar; salgını geç duyurma, yeterli ve gerekli önlemleri almama konusunda ciddi eleÅŸtiriler alan Tahran’a bir kez daha önemli bir siyasi manevra alanı açmış vaziyette. YaÅŸadığı ekonomik sıkıntıların yanı sıra Koronavirüs ile mücadelenin önündeki en büyük engelin yönetim zafiyeti deÄŸil ekonomik ve siyasi baskı olduÄŸu söylemi, Ä°ran’ın yıllardan beri yaÅŸadığı maÄŸduriyeti dünya gündemine taşıması için bir fırsat niteliÄŸinde. Ülkede uygulamaya konulan baÅŸarısız kalkınma politikaları, önüne geçilemeyen ekonomik daralma, derin yolsuzluk soruÅŸturmaları, sivil bir uçağın askeri birimlerce hedef alınması ve ülkede gelenek halini alan protestolar… YaÅŸanan salgın ve yaptırımlar, Tahran’a iç ve dış siyasetteki sorunlarını bir süreliÄŸine rafa kaldırma ve pandemi ile mücadelesini ABD karşıtlığı üzerinden yürütme ÅŸansı sunmuÅŸ vaziyette.
 
ABD tarafında ise konuyla ilgili yapılan deÄŸerlendirmelerde Trump Yönetimi’nin ABD’nin ulusal çıkarlarına ciddi bir ÅŸekilde zarar verdiÄŸi görüÅŸü hâkim. 2015 yılında saÄŸlanan nükleer anlaÅŸmanın ardından ekonomik ve siyasi açıdan iyimser bir atmosfer elde edilmiÅŸken Trump’ın nükleer anlaÅŸmadan çekilmesi, kaydedilen ilerlemenin ve Ä°ran’a karşı yürütülen diplomasinin baÅŸarısız olmasının en önemli nedeni olarak görülmekte. Ä°ran ekonomisi yaptırımlar tarafından tahrip edilmiÅŸ olsa da Tahran, Washington’un taleplerini geçiÅŸtirme konusunda kararlı ve baÅŸarılı. Üstelik Tahran’a uygulanan baskı politikası gerek ABD gerekse AB ülkeleri için olabildiÄŸince maliyetli olabilir. Ä°ran’ın en etkili figürlerinden General Kasım Süleymani’nin öldürülmesi bile Ä°ran’ı caydırma konusunda yeterli bir giriÅŸim deÄŸil. Zira Ä°ran’a yönelik olası her askeri operasyon planı, Ä°ran’ı zayıflatmak wyerine maksimum direniÅŸ politikasını hayata geçirmek adına Tahran’ın elini güçlendirmekte. Bu gerçeÄŸin Oval Ofis tarafından yeni yeni algılanmaya baÅŸlandığı bir dönem yaÅŸanıyor. Pompeo’nun, göreve geldiÄŸi günden bu yana Ä°ran’la yaÅŸanan her krizde askeri operasyon tavsiyesi, Tahran’ı hem olası bir anlaÅŸma durumunda masada güçlendiriyor hem de gerilim devam ettiÄŸi takdirde yeni nükleer çalışmalar için Tahran’ın önünü açıyor. 
 
**
Pompeo’nun savaÅŸa olan iÅŸtahı göz önüne alındığında, pandeminin ortasında Ä°ran’a yönelik askeri operasyon seçeneÄŸini ele alması ÅŸaşırtıcı deÄŸil. Tekrar etmekte fayda var; saÄŸlık sektöründeki kötü yönetimin yanı sıra ABD’nin yaptırımlarının yıkıcı etkisinden dolayı Tahran, pandemi ile mücadelede ciddi ilaç ve teçhizat sıkıntısı yaşıyor. Salgından önceki dönemde ölümcül hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçların bile bulunup ithal edilmesi hususunda ciddi sorunlarla karşı karşıyaydı. Dolayısıyla Ä°ran, Covid-19 virüsünün en çok etkilediÄŸi ve bundan sonra da etkilemeye devam edeceÄŸi ülkelerden biri.
 
**
Pmpeo ve ekibi askeri bir operasyonun, Tahran’ı yeni nükleer müzakere ÅŸartlarına mecbur etmek için en iyi seçenek olduÄŸunu düÅŸünüyor. ABD’li bakan, bu düÅŸüncesinde yalnız deÄŸil. Beyaz Saray’ın önceki danışmanları John Bolton ve Richard Grenell gibi ÅŸahin kanadı temsil eden isimler de aynı mantığın ürünü. ABD siyasetini Ä°ran konusunda etkileyen ÅŸahinlere göre, Ä°ran manevra olarak en kısır dönemini yaÅŸamaktaydı daha fazla ekonomik yaptırım, siyasi ve askeri baskıyla yeni bir nükleer anlaÅŸmaya zorlanabilirdi. Ancak tam tersi gerçekleÅŸti. Bu durum tam da Tahran’ın istediÄŸi bir ÅŸeydi ve ABD’nin maksimum baskısını azami bir dirençle karşıladı. Üst düzey bir ismi kaybetme pahasına ABD’nin elindeki en bilinmez manevrayı da görmüÅŸ olan Tahran’ın bu suikaste henüz net bir cevap vermediÄŸini unutmamak gerek. 
 
***
Pompeo’nun askeri operasyon seçeneÄŸinde olan ısrarı, Washington için bu kez daha da riskli olabilir. Ä°ran’daki ekonomik daralmanın ciddi sorunlar teÅŸkil ettiÄŸi ve Ä°ranlıların, devletin bu krizlerle baÅŸa çıkacağına olan inancını kaybettiÄŸi bir süreç yaÅŸanıyor. Ancak Tahran’ın zayıfken elinde tuttuÄŸu seçeneklerin normal zamandan daha tehlikeli olduÄŸunu hatırda tutmak gerek. Önümüzdeki süreçte özellikle ABD’nin enfekte olmuÅŸ hasta sayısı bakımından dünyada başı çektiÄŸi bir dönemde, Tahran daha önce sahip olmadığı yeni fırsatları elde etmiÅŸ bir konumda. Zira Trump yönetiminin Covid-19’la mücadelede takındığı tutum ve yaÅŸadığı yanılgı ABD için ciddi siyasi, sosyal ve ekonomik sonuçlar doÄŸuracak. Çok deÄŸil iki hafta içinde ABD, Ä°ran’dan daha fazla koronavirüs ölümünün yaÅŸandığı bir durumla karşı karşıya kaldı. Büyük eleÅŸtirilerin muhatabı olan kötü saÄŸlık sistemi nedeniyle ülkedeki hasta ve ölü sayısının artması muhtemel. Ä°ÅŸsizlere yönelik desteÄŸinin AB ülkelerine kıyasla daha az olması, ülke siyasetinin tartışma konularından.
 
Tüm bunlara ilaveten yaÅŸanan salgının ülkedeki iÅŸsizliÄŸi de büyük oranda etkilemesi bekleniyor. ABD Hazine Bakanlığı yetkilileri, bu konuda ciddi uyarılarda bulunurken Goldman Sachs salgınla birlikte ülkedeki iÅŸsizliÄŸin yüzde 20’lere tırmanabileceÄŸini öngörmekte. Dolayısıyla Trump yönetiminin, Koronavirüs ile olan mücadele gösterdiÄŸi zafiyetin ÅŸiddetle eleÅŸtirildiÄŸi bir dönemde önümüzdeki Kasım seçimlerini de dikkate alarak Ä°ran konusunu daha da sıcak tutacağını söylemek mümkün.
 
Trump’ın bu planı, Ä°ran’daki müesses nizamın hararetle beklediÄŸi bir durum. Trump ve ekibinin benimseyeceÄŸi sert Ä°ran söylemi, Tahran’a nükleer anlaÅŸmadan tamamen çekilme, Nükleer faaliyetlere ağırlık verme ve Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme AntlaÅŸması (NPT)’den çekilme gibi imkânlar/seçenekler sunacak. Zira Tahran’daki siyasi akıl, böyle bir dönemde dünyanın askeri olarak tepki verme yeteneÄŸinin sınırlı olacağını öngörmekte. Bölgesel gerilimi de canlı tutma konusunda becerikli olan Tahran’ın Ä°srail’le tansiyonu yüksek tutması muhtemel. Zira Washington’un tam desteÄŸi olmadan Tel Aviv’in Tahran’a karşı kesin üstünlük kurması, Ä°ran siyasi anlayışında olası bir durum deÄŸil. 
 
***
Mühim olan diÄŸer bir mesele ise Tahran’ın, uluslararası toplumun ekonomik ve politik tepkisini eskisi kadar dikkate almayacağı bir sürece girmiÅŸ olması. Çünkü ABD anlaÅŸmadan çekildiÄŸini duyurduÄŸunda Ä°ran, AB’den ABD’ye tepki koymasını ve kendisini desteklemesini istemiÅŸti. Ancak hem beklediÄŸi destek gelmedi hem de yaptırımlar artarak devam etti. Buna karşılık Tahran, ABD yaptırımlarına cevaben JCPOA tarafından konulan ve üzerinde anlaÅŸma saÄŸlanan bazı sınırlamalara uymaktan vaz geçti. Ä°ran tarafı üzerinde anlaÅŸma saÄŸlanan maddeleri yeniden yürürlüÄŸe koymak için nükleer anlaÅŸmanın tüm taraflarca dikkate alınması gerektiÄŸinin altını çizdi. 
 
Bu salgın sırasında bile, Trump Ä°ran’a daha fazla yaptırım uyguladı. Hatta Tahran’ın salgınla mücadelesine destek olmak için 5 milyar dolarlık IMF kredisini de engelledi. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte uluslararası toplumun Ä°ran’ı cezalandırmak için elinde çok az seçeneÄŸi kaldı. Tabii ki, insanlığı tehdit eder hale gelen Koronavirüs salgını bittikten sonra Ä°ran, NPT’den çekilir ve bomba yapmasını saÄŸlayacak baÅŸka adımlar atarsa ​​büyük bir tepki ile karşı karşıya kalacaktır. Ancak o zamana kadar Tahran, nükleer anlaÅŸmanın içinde kaldığı zamana kıyasla çok daha fazla ve etkin kaldıraca sahip olabilir.
 
***
Nihayetinde her iki ülke de, yaÅŸanan pandemiye raÄŸmen gerilimi devam ettirme eÄŸilimi göstermekte. Bugüne dek yaÅŸanan süreçte Trump’ın nükleer anlaÅŸmadan çekilmesi ve Ä°ran’a yönelik uyguladığı azami baskı politikası, Ä°ran’daki muhafazakâr kanadı daha da güçlendirmekle kalmadı, aynı zamanda Covid-19’u Ä°ran’ın nükleer planlarını ilerletmesi adına etkili bir manevra haline getirdi. EÄŸer ABD, Ä°ran’ın iç ve dış siyasetine etki etmek istiyorsa; öncelikle nükleer anlaÅŸmaya geri dönmesi, Ä°ran üzerindeki ekonomik baskıyı azaltması, siyasi ve sosyal çeÅŸitliliÄŸin önünü açacak politikalar geliÅŸtirmesi ve Ä°ran muhalefetini güçlendirmesi gerekmekte. DiÄŸer bütün seçenekler, Ä°ran’daki mevcut yönetim anlayışının güçlenerek devam etmesi anlamına gelmektedir.
 
 
Müellif: Cemalettin Tasken (Ä°ran araÅŸtırmaları uzmanı) / Kaynak: Karar-GörüÅŸ

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.