Özel / Analiz Haber
Arif Arcan: Bir İtirafın Tekrarı Olarak Amerikan Seçimleri
Amerika BirleÅŸik Devletleri’nde yerel ve ulusal çapta onlarca siyasi parti mevcuttur. Klasik anlamda merkez sağı temsil eden Cumhuriyetçi Parti ile yine klasik anlamda merkez solu temsil eden Demokratik Parti en bilinen ve iktidar yarışına girebilen iki temel partidir. O kadar ki Amerikan halkı dahil dünya, Amerika’da siyasi arenada sadece iki partinin mevcut olduÄŸunu zanneder.
Amerika bir seçimini daha geride bıraktı. Donald Trump, bir dönemlik Demokratik Parti iktidarının ardından Cumhuriyetçilerin adayı olarak güçlü bir ÅŸekilde yeniden BaÅŸkan seçildi. Trump’ın tekrar baÅŸkan seçilmesi ile alevlenen geçmiÅŸ ve güncel tartışmaların içeriÄŸine bakıldığında; Donald Trump’ın sahne aldığı 2017 BaÅŸkanlık seçim sürecinden beridir siyaseten temel bir argümana dönüÅŸmüÅŸ ‘yeni durumun’, merkezi unsurlar baÄŸlamında pek kavranılmadığı ya da kavranılmasına raÄŸmen itiraf edilemediÄŸi görülmektedir. Trump’ın her iki baÅŸkanlık yarışındaki baÅŸarısı, bu yeni durumu kavrayıp siyasal bir dile çevirmesi ile mümkün olabilmiÅŸtir.
Donald Trump’ın seçim baÅŸarısı temel tezatlarla dolu. Cumhuriyetçi Partinin kodlarına yerleÅŸmiÅŸ bulunan ırkçılık tınısına raÄŸmen siyahilerden, göçmen karşıtı olmasına raÄŸmen göçmenlerden, feminizm ve LGBTÄ°+ karşıtı olmasına raÄŸmen bu kesimlerden, Siyonizm’e vermiÅŸ olduÄŸu güçlü desteÄŸe raÄŸmen Müslüman ve Araplardan güçlü bir ilgi ve destek görmüÅŸtür.
Amerika’nın ‘okumuÅŸ yazmış’ çocukları ise Donald Trump’a oy vermiÅŸ bulunan seçmen profilinin ‘düÅŸük eÄŸitimli’ olduÄŸunun ötesinde herhangi bir analiz geliÅŸtirememekteler. Ampirik bir zihnin taÅŸlaÅŸmış patikasında ilerlemeye çalışan daha doÄŸrusu bocalayan bu Amerikalı okumuÅŸ yazmış unsurların benzerleri, dünyanın hemen her yerinde bir tipoloji olarak karşımıza çıkmaktadır. Yeni durumu kavramaktan uzak bu unsurlar, siyasetin gittikçe ‘çete mantığına’ büründüÄŸünü de görebilmekten uzaklar. Bu baÄŸlamda 03.02.2016 tarihinde DüÅŸünce Mektebi’nde yayımlanan yazıma bakılabilir.
https://www.dusuncemektebi.com/m/22947/demokratik-oligarsinin-ve-kaotik-duzenin-adamlari-cok-ofkeli
Amerikan seçimlerini, dünyanın geri kalanında ve ülkemizde ‘küreselci ve ulusalcı savaşı’ parantezinde açıklamaya çalışan sığ analizler, fahiÅŸ eksiklikler ve manipülasyon tehlikesi ile maluldür. Donald Trump’ın seçmeni ile birlikte kavrayabildiÄŸi bu ‘Yeni Durum’ nedir? Amerika açısından yeni durum bizatihi Amerika’nın siyasal ve sosyal bütünlüÄŸü ile ilgili olup, ‘refah toplumunun’ artık ‘risk toplumuna’ evrildiÄŸinin saptaması etrafında dillendirilen rüyanın artık kabusa dönüÅŸtüÄŸünü iÅŸaretlemesidir. Bu baÄŸlamda 29.02.2016 tarihinde DüÅŸünce Mektebi’nde yayınlanmış olan yazım bir fikir verebilecektir. Bu yazımda kısaca;
Amerika’yı önemli bir özeleÅŸtiriye davet eden ‘Wall Street’i iÅŸgal Et’ hareketini görmezden gelerek deÄŸersizleÅŸtiren neoliberal anlayışın taşıyıcıları Beyaz Anglosakson Protestan (WASP) Amerikan üst ve üst orta sınıfı da artık ABD’nin klasik bir devlet olması gerekliliÄŸine inanıyor ve ABD’nin kendi sınırlarına daha doÄŸrusu kendi sömürü hinterlantlına çekilmesini talep ediyor. Bu talebi politik düzlemde seslendiren ise Donald Trump.
Trump’ın siyasal radikalliÄŸi ‘kurucu baba’ denilen kudret ve fikir sahibi nadir birkaç Amerikan baÅŸkanlarından birisi olmaya yetecek mi bilinmez ama yeni zamanların Roma’sı olan ABD’nin çöküÅŸ sürecine girdiÄŸini algılayan ‘tüccar sezgisinin’ oldukça yüksek olduÄŸu tartışılmaz. Trump, Amerika’nın kurucu ilkelerine atıf yaparak diyor ki;
- Amerika üretim gücünü kaybetmiÅŸtir. Üretim gücünü tekrar saÄŸlamalıdır.
- Sadece finansal araçlarla sürdürülebilir bir büyüme imkânsızdır. En büyük sosyal sorun olan iÅŸsizlik ancak reel ekonominin güçlendirilmesi ile makul ölçülerine çekilebilir.
- Karışık ve adaletsiz vergiler ile kamu finansmanı saÄŸlanamaz. Vergi politikaları adalet doÄŸrultusunda basitleÅŸtirilmeli ve kamu fonlarının baÅŸ düÅŸmanı olan sosyal devlet anlayışının iması dahi yasaklanmalıdır. Kendi gücü ile ayakta kalabilme kabiliyetine sahip olanlar ancak vatandaÅŸ olabilmeyi hak etmelidirler.
- ZenginliÄŸi saÄŸlayan mülkiyet ve teÅŸebbüs kutsaldır ve bu kutsallar fakir ve yetersizlerle paylaşılmamalıdır. Fakirler ve yetersizler aktif suçlu ve baÅŸ belalarıdır. Bu baÅŸ belaları üretilmiÅŸ zenginliklere el koymak için fırsat kollamaktadırlar. Dolaysıyla zengin olmayı bir türlü becerememiÅŸ Amerikan Kıtası yerlileri, Asyalılar, Latinler, Katolikler, Müslümanlar asla ülkeye sokulmamalıdır. Bu özelliÄŸe uygun en yakın tehlike Meksika ile olan sınır, duvar örülerek kapatılmalı, göçmen akışı durdurulmalıdır.
Kısaca Trump, Amerika’nın çökmemek için Roma olma sevdasından vazgeçmesini istiyor. Trump, Amerika’nın hayatta ve ayakta kalabilmesi için ‘Roma Sendromundan’ kurtulması gerekliliÄŸine inanıyor.
https://dusuncemektebi.com/sorulamayan-soru-kara-murat-gittikten-sonra-ahaliye-ne-oldu-_m20920.html
Bu yazının hacmi Amerikan seçimlerinin bütünü üzerine yapılacak bir analizi aÅŸar. Bu aÅŸamada altının kuvvetlice çizilmesi ve izlenilmesi gerekli hususlara deÄŸinilmesi daha anlamlı olacaktır. Ä°kinci Trump dönemi ve ardılı süreçte;
- Rusya ve Avrupa’nın Durumu: Pandemi ve ekonomik kriz süreçlerinden ağır yaralar alan ve kırılgan bir birlik görüntüsü veren Avrupa BirliÄŸini daha zor günler beklemektedir. Rekabet ÅŸansı üretim gücüne baÄŸlı Avrupa bu ÅŸansını kaybetmiÅŸ, özellikle Çin karşısındaki maliyet esaslı üretim güç kaybı bütün bir Avrupa’yı sarmış bulunmaktadır. Almanya merkezli otomotiv sanayisindeki üretim krizi bu konuya verilebilecek önemli bir örnektir. ABD, birinci Trump döneminde seslendirildiÄŸi gibi Avrupa’nın güvenlik ve savunma maliyetlerini karşılamak istemeyecektir. Avrupa’nın güvenlik ve savunma sorumluluÄŸu Almanya’nın üstüne yıkılacak. Mali açıdan zor günler geçiren Almanya (Maliye Bakanının görevden alınması ve hükümet krizi) ya bu maliyeti karşılayamayacak ya da her ne olursa olsun bu maliyeti üstlenerek Avrupa’nın siyasal baÄŸlamda lider ülkesi olacaktır. Kısa vadede Ukrayna sorunu, Rusya’nın lehine ara bir döneme girecek, orta vadede ise Almanya’nın göstereceÄŸi performansa göre ya Rusya’ya bağımlı bir Avrupa ya da Avrupa ve Rusya kaynaklı bir ‘soÄŸuk savaÅŸ’ dönemi sonrası Rusya’nın içinde bulunduÄŸu yeni bir Avrupa anlayışı ortaya çıkacaktır. Bu hususun uzun vadesi yoktur. Daha çok Rusya’nın seslendirdiÄŸi ‘çok kutuplu dünya düzeni’, ABD’nin gerilemesine baÄŸlı bir olgu olmasına raÄŸmen Putin’in son zamanlarda felsefesini oluÅŸturmaya yönelik artan çabalarına bakıldığı zaman, çok kutuplu dünya düzeninin barış ve uyuÅŸma eksenli bir anlayış taşıyacağı vaadi, ABD liderliÄŸindeki Batı Ä°ttifakının tarihsel olarak sergilemiÅŸ olduÄŸu sömürü merkezli çatışmacı ve bölücü doÄŸasına karşı küresel tepkinin odaklanması anlamına gelmektedir. Trump’ın ‘savaÅŸlar olmayacak’ vaadi ile çakışan bu yaklaşımın tarihsel atfını ise Putin, Sovyet Rusya’nın (SSCB) misyonuna iÅŸaret ederek yapmaktadır. Bu baÄŸlamda küresel ve bölgesel anlamda yeniden nüfuz alanlarının tespit edilip edilmediÄŸi ve bu nüfuz alanlarına karşılıklı saygı gösterilip gösterilmeyeceÄŸi soruları akla gelmektedir. DiÄŸer önemli bir soru da çok kutuplu dünya düzeninde tespit olunan nüfuz alanlarının istikrarı, bu çokluk karşısında gerçek bir istikrara kavuÅŸabilecek mi?
- OrtadoÄŸu’nun Durumu ve Ä°srail Sorunu: OrtadoÄŸu’nun durumu esasında bölgedeki doÄŸal devletlerin (Türkiye, Ä°ran, Mısır) asli unsur olarak tutumlarına baÄŸlı olacaktır. Yükselen Afrika dinamizmi ile birlikte ele alındığında bölgenin nihai kaderini belirleyecek olan ne ABD ne Rusya ne de Çin’dir. ABD’nin sömürü maliyeti baÄŸlamında yaptığı analizler, Trump’ın seslendirdiÄŸi örtülü ‘izolasyon politikaları’ merkezinde ABD’nin bölgede etkin bir güç olarak kalmasını imkansızlaÅŸtırıyor. Terör devleti Ä°srail, bu temel gerçeÄŸi gördüÄŸü için sorunu, artık ‘içinden çıkılamaz’ bir hale getirme çabasındadır. Rusya ve Çin’in, esas/ana etki alanlarındaki çatışmalarının odağını kaçırmamak için bölgedeki faaliyetleri sınırlı kalacaktır. Önemlisi ‘çok kutuplu dünya düzeni’ savunusu yapan Rusya için ABD’nin güç ve kudret yoksunluÄŸunu örttüÄŸü ‘kaos politikalarının’ bertaraf edilmesi gerekmektedir. Orta vadede artık bir Ä°srail devletinden bahsetmek mümkün olmayacaktır. Fakat OrtadoÄŸu Bölgesi, çok kutuplu dünya düzeninde temsil olunan bir kutup olmaktan ziyade, çok kutuplu düzenin oyuncuları arasında temel gerilim sahası olmaya devam edecektir. OrtadoÄŸu, ABD seçimlerinin sonuçları üzerinden deÄŸerlendirilmeyecek öz sorunlara sahiptir. Tarihin hızlandığı 21. Yüzyılın ilk yarısını ıskalamaması önemlidir.
- Çin’in Durumu: Ä°hracata dayalı sürekli büyüme stratejisini uygulayan Çin, baÅŸta ABD ve Avrupa BirliÄŸinin dış ticarete getirmiÅŸ olduÄŸu ve süreç içerisinde getireceÄŸi ek korumacı tedbirler nedeniyle ekonomik ve politik olarak oldukça zor bir durumda kalacaktır. Çin, büyüme stratejisini artık ‘eÅŸit ortaklıklar’ üzerinden yapacağı bir düzene doÄŸru zorlanacaktır. Rusya’nın tabi hinterlandı ile birlikte sahip olduÄŸu dinamik yapısı ÅŸayet Avrupa’yı yeniden ÅŸekillendirebilirse ‘Çin Ä°stilasının’ önüne geçebilecektir. Çin bir yol ayrımındadır. Ya her ÅŸeyi yutan dev bir ejderha olmayı tercih edip istikrasızlığın yeni kaynağı olup maliyet ve bedel ödeyecek ya da yeni düzen ile uyuÅŸan bir yapı içinde evrilerek kendisine sınır koyacak.
Amerikan seçimlerinden bağımsız ve son Amerikan seçimlerini önemli kılmış bulunan ‘yeni durumun’ hülasası ÅŸudur:
- Dünya temel bir deÄŸiÅŸim ve dönüÅŸüm içerisine girmiÅŸ, tarih hızlanmıştır.
- Kaotik düzenin mimarı ‘küreselcilik’ anlayışı, kendisinden kaynaklı ÅŸeytani kötülükler nedeniyle iflas etmiÅŸtir. Liberalizm bütün kuram ve kurumları ile kesin bir yenilgi almıştır. Bu yenilgi, daha çok kendisinden kaynaklıdır.
- Müesses bir nizam üzerine oturan ‘Devlet Olgusu’ güçlü bir ÅŸekilde geri dönmüÅŸtür. Zira bu deÄŸiÅŸim ve dönüÅŸümün türbülansı nedeniyle parçalanmamak için devlet olgusunun hem tarihsel hem de istikbale matuf varlığı zorunludur.
- Bu baÄŸlamda kendisini devlet ile eÅŸitlemeye çalışan iktidar/siyaset yapılarının sergilediÄŸi ‘ulusalcılık’ ara bir form olmaktan öteye bir anlam taşımamaktadır. Ulusalcılık siyasası, tarihin hızlandığı bir dönemde deÄŸiÅŸim ve dönüÅŸümün esas doÄŸasını okuyabilecek bir yetkinliÄŸe sahip deÄŸildir.
Henüz yorum yapılmamış.