İhsan Fazlıoğlu hocamızın İstanbul Medeniyet Üniversitesi Bülteni’nde yayımlanan "Düşünmek, nedenlemektir" başlıklı söyleşisini istifadenize sunuyoruz.
Dağlık Karabağ krizinde bir güç olarak Türkiye'nin varlığı, Rus analistleri ortak bir görüşe sevk etti; “Büyük yeni bir gelişme, Moskova'nın tüm hesaplarını altüst edebilir: Tür
Macron'un “Fransa İslam'ı” projesine dair yaptığı açıklamaları, Türkiye'de Yahudiler veya Hristiyanlarla ilgili Cumhurbaşkanımız Erdoğan yapmış olsaydı, Avrupa başta olmak üzere,
Bir ABD askeri raporu, Kuzey Kore'nin yaklaşık 60 kadar nükleer bomba ve 5 bin ton kimyasal silaha sahip olduğunu ve bunlardan asla vazgeçmeyi düşünmediğini iddia etti.
Milli Mücadele’nin kazanılmasıyla resmî olarak “Şark Meselesi” ortadan kalkmıştır. Ama bu projenin günümüze uyarlanmış örneklerinden asla vazgeçilmemiştir. Bugün Türkiye’nin
Wael B. Hallaq'ın Şarkiyatçılığı Yeniden Düşünmek, isimli kitabı, özgül bir örneği Şarkiyatçılık olan ve modern bilginin hemen her zerresine sinmiş bir tahakkümün epistemik egeme
“Allah (c.c.) Müslümanların zengin olmasını ya da rahat bir yaşam sürmesini doğru bulmuyor mu?” şeklinde sorular aklıma takılıyor. İyi bir Müslüman olmanın şartı dünya nimetleri
Kadir (kadr) “hüküm, şeref, güç, yücelik” gibi anlamlara gelir. “İktidar”, “Muktedir olmak” aynı kökten gelir. Bu gece aslında bu kelimeler üzerinde çok düşünmemiz gerek. �
“İş kazası”nı bir tanım olarak kabul etmeyen, çalışırken ölen herkesin “cinayet” ile öldüğünü düşünmemizi isteyen sendikalarımız, solcu ve solcumtrak gazetecilerimiz ve di�
Bu durumun kökeninde kimilerinin dinlemeye hevesi olmadığı gerçeği ortaya çıkıyor. Dinlemesini bilmeyen, düşünmenin de üstesinden gelemez diye düşünüyorum.
Başta Fatih Sultan Mehmet olmak üzere Osmanlı padişahları salgınlara karşı kendilerini izole ederken, hastalık olan bölgelerden gelen gemiler İstanbul’a alınmamıştı. Atalarımız salg
Düşünmeye kendi içindeki fıtrî meraklardan yola çıkarak başlamıyor mu aslında insan? Düşüncenin insanın kendi derunundan filizlenen zorunlu bir gayretin, bir arayışın meyvesi olduğu
İlahî şeriat, akli şeriatı sınırlamaz, bilakis siyaset, iktidar, çıkar, sömürü... nedeniyle onun etrafında oluşturulan sınırları da açar. Akli şeriat da aynıyla İlahi şeriat etra
Bugün, birbirlerine karşı, birbirlerini en yaratıcı biçimde ve binlerce kez imha edebilecek silah teknolojilerini üreten devletlerin, kendi insanlarını onurlu bir biçimde yaşatmak için hi�
Rızık endişesi, her şeyin metalaştığı, her türlü değerin alım satım konusuna dönüştüğü bir dünyada yadırganacak bir durum değil… Ama üzerinde düşünmeye değer… Özellikle