Özel / Analiz Haber
Mehmet Beyhan: Tek Ãœmmet Ä°ki Devletiz
Ä°slam Ansiklopedisinde ümmet kavramı kısaca ÅŸöyle tarif edilmektedir:‘’Yönelmek, kastetmek, öne geçmek, imam olmak” mânalarındaki emm kökünden türemiÅŸtir. Ümmet kelimesi, kendilerine peygamber gönderilmiÅŸ topluluk, kavim, her kabileden bir grup insan, her canlı cinsi, bütün iyilikleri ÅŸahsında toplamış kiÅŸi veya kendisine uyulan önder” gibi anlamlara da gelir.
Kur’an’da ümmet kavramı üzerinde çalışan araÅŸtırmacılar, kavramın Medine’de genelde dini bir toplumu ifade ettiÄŸini belirtirler. Ä°slam tarihinde ümmet kavramı, gerçekten kesin bir deÄŸiÅŸim ve dönüÅŸümü iÅŸaret etmektedir. Ümmet, kan bağına dayalı akrabalık, kabilecilik, ırkçılık deÄŸil, ortak bir inanca mensup, ortak deÄŸerleri savunan sosyal ve siyasal bir birliktir.
Tabi burada deÄŸer kavramını, birey ve toplum açısından kısaca ele almak gerekir.
Birey açısından deÄŸer: GerçekleÅŸtirilmesi için uÄŸrunda çaba gösterilmesi gereken, benimsenen, üstün tutulan, büyük bir anlam atfedilen niteliktir. Felsefede deÄŸer kavramına iliÅŸkin ortaya atılmış çok farklı görüÅŸler var ama bana göre, deÄŸerler insanın isteklerinden bağımsız olarak vardırlar. Ä°nsanın davranışlarını deÄŸerler belirler.
Toplum açısından deÄŸer: Toplumun varlığını, birliÄŸini, iÅŸleyiÅŸini, devamını saÄŸlamak için, fertlerinin çoÄŸunluÄŸu tarafından kabul edilen, duygu, düÅŸünce, amaç ve faydalarını yansıtan, ortak deÄŸerler ve inançlardır. DoÄŸru olanı ve olmayanı belirleyen temel standartlara toplumsal deÄŸer deriz.
Bu baÄŸlamda Müslümanların en önemli ortak deÄŸeri Ä°slam’dır. Bu nedenle Müslümanlar, farklı ırklara, dillere, renklere, geleneklere, sahip olsalar dacihanÅŸümul bir ümmettir. Onun için Ä°slam’ı doÄŸru kavramış bir Müslüman, bütün insanların hayrını ve çıkarını düÅŸünür.
Bu baÄŸlamda ırkının dışındakileri ötekileÅŸtiren bir hayat anlayışı, Ä°slam’ın ahlaki prensipleriyle uyuÅŸmaz. Çünkü ırkçılık bencilliÄŸi, bencillik nefreti, nefret bölünmeyi, bölünme zayıflığı, zayıflık bağımsızlığı yok eder. Hâlbuki, paylaÅŸmak sevgiyi, sevgi birliÄŸi, birlik güçlü olmayı, güçlü olmak ise, bağımsızlığı korur.
Suriye konusuna bu açıdan baktığımızda ortak bir inanca, ortak bir kültüre, ortak bir coÄŸrafyaya, ortak bir tarihe, ortak bir inanca ve ortak deÄŸerlere sahip olduÄŸumuzu görürüz. Biz, bir Ä°ngiliz’in, bir Fransız’ın, bir Amerikalının, bir Rus’un, bir Çinlinin Suriye’ye baktığı gibi bakamayız. Suriye, bizim için sadece coÄŸrafi bir alan deÄŸil, aynı zamanda kaderimizdir.
Türkiye, Suriye ile birlikte dünyada adalet ve barışı daha güçlü bir ÅŸekilde temsil edebilir. Bugün küreselleÅŸme adı altında yeni bir sömürgecilik planlanıyor. Tüm küreyi sömürmek istiyorlar. Emperyalistlerin oluÅŸturduÄŸu bu büyük tehdide karşı ulusçulukla mücadele edilemez. Ancak cihanÅŸümul anlam ve amaçlar taşıyan ümmet anlayışıyla mücadele edilir.
Bölge dengeleri hakkında belli bir kavrayışa sahip herkes, Suriye ile güçlü iliÅŸkiler kurmuÅŸ bir Türkiye, küresel çapta olmazsa bile, gücünün ötesinde bir etki yaratacağını bilir. Esad’ın ırkçı Baas Rejimi, on yıllarca Türkiye’nin Müslüman Arap dünyasıyla baÄŸlantı kurmasının önünde bir duvar örmüÅŸtü.
Ümmet anlayışına sahip yeni Suriye yönetimi, Türkiye’nin diÄŸer Müslüman Arap ülkeleriyle daha güçlü iliÅŸki kurmak için bir kapı olabilir. Türkiye ve Suriye halkının muttusu: Biz tek ümmet, iki devletiz. Bu coÄŸrafyanın hayrını düÅŸünen siyaset ve düÅŸünce erbaplarına düÅŸen, bu muttuyu daha güçlü bir ÅŸekilde seslendirmektir.
Henüz yorum yapılmamış.