Kadir (kadr) “hüküm, şeref, güç, yücelik” gibi anlamlara gelir. “İktidar”, “Muktedir olmak” aynı kökten gelir. Bu gece aslında bu kelimeler üzerinde çok düşünmemiz gerek. �
Namık Kemal’in bir sözünü okudum. Diyordu ki: “Dünyanın her tarafında insanlar, kelimelerle düşünür, kelimelerle konuşurlar. Hafızasında yeterli kelime hazinesi olmayanlar, topluluk
Reşit Galip’in Türk’ü, Maarif Vekâleti komisyonunca türetilen kelimeleri kullanan, Alpin ırkından, kafatası brakisefal, ecdadı olarak Hitit ve Sümerlileri bilen, Parisli gibi yaşayan ya
Galeyan zamanlarında sadece bir kıvılcıma bakar, bu işlerin sosyal lince dönüşebilme ihtimali. Kısa bir süre sonra herkesin birbirinden şüphelendiği ve nefret ettiği bir toplum olmayalı
Türkiye Libya’da şu ana kadar tıkanmış bir barış ihtimalinin önünü açarak anahtar rolünü oynarken dünyanın barış söylemlernin ikiyüzlülüğünü de sergilemiş oldu. Malum herkes
Sezai Karakoç denince aşk geliyor aklıma. Bu yere düşüp kirlenmiş anlamından farklı bir aşk. Hikmete, doğuya, tarihe, bilgeliğe, fedakârlığa, yalnızlığa sevk eden, hayatı bir ideal
Batılılaşma maceramızın en merkezî yerinde durur Paris. Batılılaşma siyaseti Londra’da pişirilir ama kültürü Paris’ten edinilir. Neden? Londra muhafazakârlığın merkezidir. Orada d
Sezai Karakoç’a göre, medeniyet, kelime olarak dinden gelmektedir. Din, Medine, medeniyet hep aynı kökten gelen kelimelerdir.
Çocuk yetiştirirken anne ve babaların kafalarını kurcalayan en önemli soruların başında, çocuklarına iyi bir geleceği nasıl temin edecekleri geliyor…
İsmet Özel daha "Yıkılma Sakın" şiirinden beri (1969) şiirin çürümüş ve uşaklaşmış aydın çevrelerine dahil olmamayı sağlayacak "kahredici kelimeler" ile yazılabileceğini ifade ed
Türkçe''de benim bildiğim uydurma kelimeler arasında en az yadırgananı "gidişat"tır. Türkçe "gidiş"e Arapça "ât" takısı eklenerek yapılmış bu kelimeyi yadırgamayız. Çünkü gidiş
Sözlükte “bedbaht, talihsiz; günahkâr, âsi” gibi mânalara gelen şakî kelimesinin çoğuludur. Ancak eşkıya Türkçe’de farklı bir anlam kazanmış olup “yol kesen” mânasına gele
DİKKATLİ ve titiz bir okuma, Anonim Tevârih-i Âl-i Osmanlar ile Aşıkpaşaoğlu’nun Tevârih-i Âl-i Osman adlı eserindeki ilginç bir noktayı tebarüz ettirir: Hem meçhul müellif(ler) hem
Abdurrahman Dilipak- Yeni Akit
Şark insanının mecazî dili birdir. Kendini tabiattaki güzelliklerle anlatır. Kutsal kitaplardaki cennet -ki kelime anlamı bahçe demektir- ile özdeşleştirir dünyasını. Dünyadaki cennet m