Hayati İnanç Türkçe'deki yabancı kökenli kelimelerin çıkartılması sonrası ortaya çıkacak tabloyu şahsına münhasır nüktedanlığı ile hicvetti.
Kelimelerin etimolojik ve semantik maceralarına meraklı olduğumdan daha önce çeşitli vesilelerle söz etmiştim.
Yeni Zelanda'da iki camiye gerçekleştirilen saldırı sonrası Prof. Dr. Nevzat Tarhan, teröristin oyun oynar şekilde insanları öldürmesini ve bunu canlı yayında yayımlamasını aksam.com.tr
Yeni bir seçimin arifesinde, kelimeler yine mızraklar halinde başka saydıklarımızın sinesine saplanıyor. Hiç de uzun uzadıya düşünmeden korkunç sözler dökülüyor dudaklarımızdan. Ne
Gökhan Özcan- Yeni Şafak
Nihâd Sâmî Banarlı’dan şiir tadında bir yazı. Öyle ki, dilimize yapılan müdahalelerin neye mâl olduğunu anlamak için tek başına kâfi gelebilir. “Dillerin kelimeleri değil, sesleri
Söz dillenmek ister, kelimelerden kavramlara geçiş sadece düşünmekle değil bir o kadar da ona ses vermekle, bir şekilde kaleme sarılmakla ve şu ya da bu şekilde dile dökmekle alakalı bir
Bir sıfat olarak kullandığımız "laik," bundan türettiğimiz isim olan "laiklik" kelimelerinin Türkiye'nin başına tam bir çorap ördüğünü düşünmeden edemiyorum!
Doğu Türkistan'a Doğu Türkistan dememek bir kul hakkı yeme meselesidir. Başka türlü, işgâlcilerin-kâtillerin uydurduğu kelimeleri kullanmak, sessiz çoğunluğun kalbini kırar.
Ülkemizde çok ciddi bir anlama ve anlatma “sorun”u olduğu görüşündeyim. Anlam alanı belirsiz kelimeler kullanılması meseleyi daha da vahimleştiriyor. Bir metnin dilbilimi ve anlambilimi
Kemal Öztürk- Yeni Şafak
Reşit Galip’in Türk’ü, Maarif Vekâleti komisyonunca türetilen kelimeleri kullanan, Alpin ırkından, kafatası brakisefal, ecdadı olarak Hitit ve Sümerlileri bilen, Parisli gibi yaşayan ya