Sosyal Medya

Yasin Aktay: İdlib'in masumlarına potansiyel terörist gözüyle bakmak

Türkiye Libya’da şu ana kadar tıkanmış bir barış ihtimalinin önünü açarak anahtar rolünü oynarken dünyanın barış söylemlernin ikiyüzlülüğünü de sergilemiş oldu. Malum herkes barış diyor. Dilinden barış kelimeleri dökmenin bir maliyeti yok, kimsenin laf muhasebesi tuttuğu yok nasılsa.



Ancak gece gündüz barış diyenlerin, Libya’da silahlı mütecaviz bir gücün adım adım, katliamlar yaparak, sivilleri sindirerek meÅŸru yönetimi yavaÅŸ yavaÅŸ yok etmesi karşısında hiçbir ÅŸey yapmıyorlardı. Bu esnada saldırıya maruz kalan taraf bütün dünyaya sesini imdat çığlıklarıyla duyurmaya çalışıyordu. Türkiye bu imdat çaÄŸrısını duyup yetiÅŸmese gerçekten ortada Trablus yönetimi de kalmamış olacak ve böylece fiilen de bir darbeci-eÅŸkiyanın ezici hakimiyetiyle temin edilmiÅŸ bir barış ortamı oluÅŸmuÅŸ olacaktı; arkasında onbinlerce insanın kanı ve yaÅŸayan insanların en temel insan haklarından yoksunluklarıyla temin edilmiÅŸ bir barış.
 
Türkiye barışın anahtarı rolünü oynarken aynı zamanda her tür barış ortamını ifsat eden zulüm, insanlık dışı uygulamalar ve katliamlar karşısında insanlığın kuruyan vicdanına su serpen tavrı da ortaya koymuÅŸ oluyor. Ä°nsanlığın çoraklaÅŸan, çölleÅŸen, kuruyan vicdanına yaÄŸmur oluyor Türkiye bu tavrıyla. Ä°nsani yardım alanında uzun bir süredir dünyanın ilk sırasında yer alıyor.
 
Bunu Libya’da da gösterdiÄŸi gibi, Somali’de de, Afganistan’da da, Irak’ta da, Suriye’de de gösteriyor. Bütün bu sorun bölgelerinde baÅŸka aktörlerin rolüyle Türkiye’nin rolü arasında son derece bariz bir fark var. Türkiye sorun oluÅŸturmaya deÄŸil, sorun çözmeye, savaÅŸmaya deÄŸil barıştırmaya, sorunu derinleÅŸtirmeye deÄŸil hafifleÅŸtirmeye gidiyor her yere ve bulunduÄŸu her yerde bu özelliÄŸiyle karakteristik bir veçheyle temayüz ediyor.
 
Son günlerde herkes Libya’ya dikkat kesilmiÅŸken yanıbaşımızda Ä°dlib’te de herkesin karakterine uygun davranışına ÅŸahit oluyoruz. Kurtlar bulanık havayı fırsat bilip sahaya inerken, Rusya ve Suriye rejimi, güçlerini yine masum, sivil, savunmasız insanlar üzerinde göstererek insanlık suçlarına suç katmaya devam ediyorlar. Artık o kadar alışıldı ki, kimse Rusya’dan veya Suriye’den insan haklarına bir nebze saygı beklemiyor.
 
Suriye’dir ne yapsa yeridir diye bakılıyor. Rusya’dır, insanlıktan nasılsa nasibi yok, bir terörist öldürmek için bin sivilin canına, malına, huzuruna kast edebilir.
 
Bu arada aslında hedef aldığı teröristi de vuramadan kaçırmış olabilir ve olan sadece sivil, çoluk çocuk, masum, savunmasız insanlara olur.
 
Bunun için sorumsuzca ve keyfi biçimde devreye soktuÄŸu savaÅŸ makinalarından kaçan onbinlerce insan Türkiye’nin sınırına dayanmışken biz de dönüp Rusya’ya veya Suriye rejimine dur diyeceÄŸimize bu mültecileri AB’nin neden almadığını söylüyoruz. Oysa göçe sebep olan Rusya, Ä°ran ve Suriye’nin kanlı zalim miadını doldurmuÅŸ rejimidir.
 
Tabi herkes kendi meÅŸietine, mizacına, karakterine göre davranır ve biz de buna o kadar alışıyoruz ki, Rusya, Suriye ve Ä°ran’dan insan haklarına saygı beklemiyoruz. Onların karakterinde artık katliam var, zulüm var, insan haklarına saygısızlığın had safhası var.
 
Tıpkı artık maalesef KılıçdaroÄŸlu’ndan da olup bitenleri bir nebze anlayıp, anladıktan sonra varsa bir nebze vicdanını devreye sokup olayı deÄŸerlendirmesini beklemediÄŸimiz gibi. Ä°dlib’den kaçarak Türkiye’ye gelenlerin tamamının “eli kanlı terörist” olduÄŸunu söyleyiverdi. Bunu söylediÄŸi saatlerde bir gün içinde üç evladını kaybetmiÅŸ bir babanın feryatları ayyuka çıkıyordu da KılıçdaroÄŸlu’nun kulaklarını bulamıyordu bir türlü. Esra Elönü’nün hissettiÄŸi ve yürek daÄŸlayan mazlum çığlıklarını ifade eden soruları, bulabildi mi mi acaba KılıçdaroÄŸlu’nun kulaklarını?:
 
“ÖlmüÅŸ babasının ayakkabısını giyip çamurlar içinde aÄŸlayan Ä°dlip’li çocuk mu terörist?
 
Kurtardığı kedisine sarılıp vatansızlığına aÄŸlayan nur yüzlü teyze mi terörist?
 
Annesi öldüÄŸü günden beri onun ördüÄŸü saçları bozulmasın diye saçlarına dokundurtmayan kız çocuÄŸu mu terörist?
 
“Ben altında öldüÄŸüm aÄŸacın zeytiniyim’ diyerek tane tane ölen Erva mı terörist?”
 
Evet herkes kendi mizacına göre davranır da, biz herÅŸeye raÄŸmen bu mizaca alışamıyoruz, kanıksayamıyoruz, normal göremiyoruz.
 
KılıçdaroÄŸlu’na Ervaları, çamura bulanmış ayaklarıyla aÄŸlayarak hayata tutunmaya çalışan çocukları, kedisine sarılıp vatansızlığına aÄŸlayan nur yüzlü teyzeleri, annesini, kardeÅŸlerini, babasını kaybetmiÅŸ, ÅŸu yaÅŸta dünyanın yükünü sırtlamış çocukları “eli kanlı terörist” gösteren hastalığın ne olduÄŸunu merak ediyoruz. Nasıl bir ideolojidir, nasıl bir kalın göz perdesidir, nasıl bir kin ve adavettir?
 
Bu ideolojik ÅŸartlanmışlığın ardından kendi çocuklarına, torunlarına ayıracak kaç zerre insanlık, kaç gram merhamet, kaç gram ÅŸefkat kalıyor?
 
Hele merhametten yana bu kadar sefil bir siyaset Türkiye’ye, dünyaya, kendi çocuklarına ne vaat edebilir?
 
Fırsatını bulduÄŸunda çocuklarda eli kanlı terörist gören bir Esad’a, bir Sisi’ye, bir Rus ve Ä°ran mezaliminin hizasına yazılmaktan baÅŸka ne?..

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.