Taha Akyol, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit “yargı bu kadar zikzak yapmamalı” beyanını bugünki köşe yazısında ele aldı.
Daha önce çeşitli vesilelerle yazmıştım. Bir kere daha o konudaki görüşlerimi kısaca hatırlatayım istiyorum. Ardından da içinde Suavi ve Musa Eroğlu olan o çok kırıcı meseleye gelme
Yağız Gönüler; “Plazalar, bir Müslümanın maneviyatını oldukça zorlayan yapılardan biridir. Bu yapılar dışarıdan bakıldığında her ne kadar haşmetli, heybetli, göz alıcı gözük
Tanzimat Fermanı’nın ilanından itibaren hayatımızın her alanında bizleri tesir altına alan ve etkileri günümüze değin devam eden kültür farkılaşması ve yabancı kültürlerin bombar
Irak'ın başkenti Bağdat'ta düzenlenen hükümet karşıtı gösterilerde 2 kişi hayatını kaybederken, aralarında göz yaşartıcı gazdan etkilenenlerin de bulunduğu 60 kişi yaralandı.
Osmanlı Devleti’nin 400 yıllık Kuzey Afrika hâkimiyetinden geriye kalan en büyük miras Kuloğulları denilen Türkler’dir. Kuloğulları her ne kadar bugün Türkçe konuşamasalar da Türk
Savaşa katılan güçler ve onların gerisindeki destek güçleri böylesine bir derin nefretle harekete geçmezlerse, savaş, ‘Hele biraz savaşalım da, karşı taraf belki geri çekilir veya biz
İngiltere'de Mısır'ın demokratik yollarla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'nin hapishanede ölümüyle ilgili olarak darbeyle iktidara gelen Abdulfettah es-Sisi hakkında tutuklama em
Suriye’de varız, evet. Hala şehitlerin geldiği ve milyonlarca mültecinin nasıl bir çözümle yurtlarına dönmesini kestiremediğimiz bir varlık bu. Libya’ya gittik, daha da gideceğiz. Ke�
Sözlerin bir ağırlığı, bir kalıcılığı, dokunaklılığı kalmamış gibi sanki, ağzımızdan çıkıyor, önemsendiğine dair jest ve mimiklerin sergilenmesinin ardından, belki bunu bile
“Solunum yolları hastalıkları ile hava kirliliği arasında ilişki kuramayan yeni kentlere benziyoruz” der Alev Alatlı, eğitim sorununu tarif ederken.
Osmanlı’yı, Rumeli ve Anadolu üzerinde iki ayağı üstünde duran bir insana benzetirsek, 1913’te Rumeli anavatanının kaybıyla devlet daha fazla yaşayamamış ve 1922’de yıkılmıştı.
Unutma evladım! Faiz, kırk çeşit belanın mikrobudur. Bir kuruş faiz, aklına ve hayaline bile gelmeyecek bela ve musibetleri çeker üstüne. Faiz rızıkta bereket, evde huzur bırakmayan, sür
İran’daki krizlerin yönetilebilmesi İran devlet aklının rasyonel yönünün ve bu yöndeki kadroların etkinlik kazanmasına bağlıdır. İran’ın bölgede yürüttüğü vekalet savaşları
Son hadiseler İran içinde her ne kadar sosyal dayanışma gereğini de güçlendirmiş olsa bile, rejime muhalif güç odakları arasındaki dayanışmayı da güçlendirmiş bulunuyor. Yani, bu son