Özel / Analiz Haber
Araplar kızlarını neden diri diri gömerlerdi?
Kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesi kıtlık ve yokluk yıllarında, şehirlerden ziyade çölde ve köylerde görülürdü. İşte bugün anlaşılmaz görünen toplumsal adetin arka planı.
Prof. Dr. Adnan Demircan
_________________________
Cahiliye dönemi ilkin o feci manzarayla belirir gözümüzün önünde: Kız çocuklarının vahÅŸiyane bir ÅŸekilde diri diri topraÄŸa gömülmesi. Ä°slâmiyetin Cahiliye karşısındaki üstünlüÄŸünü belirtirken sık sık kullanılan bu cahiliye adeti hep söylenir de, nedense hangi sosyolojik temele oturduÄŸu sorgulanmaz. Oysa sorular birbiri ardına dizilir:
Cahiliye döneminde çocukların diri diri gömülmesi hadiseleri sık sık yaÅŸanıyor muydu, yoksa münferit birkaç olay ağızdan ağıza yayılarak zamanla genelleÅŸtirildi mi?
Kız çocukları belli bir yaÅŸa geldiÄŸinde mi gömülüyorlardı? Öyleyse neden o yaÅŸa kadar bekleniyordu?
Nesiller her iki cins üzerinde yürüyeceÄŸine göre neden sadece kız çocukları gömülürdü? OÄŸulların da gömüldüÄŸü olmaz mıydı?
Bu hakikaten insanlık dışı uygulamanın toplumsal mantık veya sebepleri neler olabilir?
Öncelikle iÅŸlenen suça karşı ceza olarak öldürmenin dışında dinî, ekonomik ya da kültürel sebeplerle insan öldürmeye Arapların dışındaki toplumlarda da rastlandığını belirtelim. Tanrılara insan kurban etme farklı dönemlerde ve toplumlarda bir ritüel olarak karşımıza çıkar.
Köleler, kadınlar ve çocuklar felaket ve afetlerden ya da tanrıların gazabından korunmak için türlü ÅŸekillerde kurban edilmiÅŸlerdir. Kimi zaman savaÅŸ esirlerinin ÅŸükür niÅŸanesi olarak öldürüldüÄŸünü, kimi zaman da ölen kiÅŸinin köle, eÅŸ veya çocuklarının arkasından kurban edildiÄŸini biliyoruz.
Birçok Afrika kabilesinde, Aztekler, Mayalar, Ä°nkalar, Keltler, SoÄŸdlar, Hititler, Yunanlar, Romalılar, Cermenler, Fenikeliler, Mısırlılar, Hintliler, Çinliler, MoÄŸollar, Yahudiler ve genel olarak Arapların dışındaki diÄŸer Sami kavimlerde az ya da çok insan kurban etmenin varlığından söz edebiliriz.
Çocukların öldürülmesi uygulamasının da türlü gerekçelerle baÅŸka milletlerde de var olduÄŸunu görüyoruz. Mısırlılar, Romalılar, Yunanlar ve Avustralya yerlilerinde yetiÅŸkinler kadar kutsal varlıklara ÅŸükretme ve yakınlaÅŸma, sakat çocuklardan kurtulma, gıda kıtlığı gibi sebeplerle çocuklar öldürülüyordu.
Peki Cahiliye Araplarında kız çocuklarının öldürülmesi hangi gerekçelere dayanıyordu? Aile ve neslin devamı, yani üreme için elzem olan kız çocuklarını Araplar neden gömerek öldürme yoluna gidiyorlardı?
En önemli nedenlerden biri, geçim kaygısıydı. Çölde kaynaklar son derece kıt, erkek çocukların ekonomik hayata ve kabilenin çıkarının korunmasına katkıları kızlara nispetle daha fazlaydı. Bu sebeple evlatlarından birini feda etmesi gerektiÄŸini düÅŸünen bir Arap, kızını tercih ederdi. Kız çocuklarını gömerek öldürme âdetine özellikle fakir kabileler arasında rastlanıyordu.
Geçim kaygısı ve açlık korkusuyla sadece kızların deÄŸil, zaman zaman erkek çocukların da öldürüldüÄŸü görülür. Nitekim Kebîre bt. Ebî Süfyân, Hz. Muhammed’e (sas) Cahiliye döneminde dört oÄŸlunu gömerek öldürdüÄŸünü söylemiÅŸ, bunun üzerine Peygamber Efendimiz kendisine dört köle azat etmesini tavsiye etmiÅŸ, o da etmiÅŸtir (Ä°bnü’l-Esîr, V, 538; Ä°bn Hacer, VIII, 93).
Kız çocuklarının diri diri topraÄŸa gömülmesi uygulaması, Arabistan’ın kıtlık ve yokluk yıllarında, ÅŸehirlerden ziyade çölde ve köylerde görülürdü. Kimi Arapların kızları yüzünden üstlerine leke gelmesinden çekindikleri için gömerek öldürdüklerini biliyoruz. O tarihte kabileler arasında meydana gelen savaÅŸlar ya da baskınlar sırasında ele geçirilen çocuklar ve kadınlar kendilerini esir edenler tarafından köleleÅŸtiriliyor, çoÄŸu zaman da cinsel tasalluta maruz kalabiliyorlardı. DiÄŸer taraftan kadının toplum tarafından gayrı ahlakî kabul edilen bir davranışta bulunması da ailesi için utanç verici bir durum kabul edilirdi.
Kur’an-ı Kerim uyarıyor
Kabileler halinde yaÅŸayan Araplar ekonomik kaynakları kıt olan çöl hayatının gereÄŸi olarak sık sık çatışmaya giriyor; kan davalarının yıllarca sürmesi bu mücadeleyi kızıştırıyordu. Eli silah tutan erkeklerin çokluÄŸu, kabilenin güçlü olması ve varlığını devam ettirmesi açısından çok önemliydi.
Bunun içindir ki, erkek çocukların doÄŸumu ÅŸenlikle karşılanırken kız çocuklarınınki üzüntüye neden olurdu. BüyüdüÄŸünde evlenecek olan kız, en iyi ihtimalle kabile içinde baÅŸka bir aileye katılacağından ölünceye kadar ailenin aslî uzvu olan erkekle denk kabul edilmezdi. Bu sebeple kızlar aile ve kabilelerinin sırtında yük olarak görülüyordu. Nitekim Kur’an-ı Kerim Arapların bu anlayışlarını ÅŸöyle tasvir eder:
“Onlardan birine kız müjdelendiÄŸi zaman öfkelenmiÅŸ olarak yüzü kapkara kesilir. Kendisine verilen müjdenin kötülüÄŸünden dolayı kavminden gizlenir. Onu, aÅŸağılık duygusu içinde yanında mı tutsun, yoksa topraÄŸa mı gömsün! Bakın ki, verdikleri hüküm ne kadar kötüdür” (Nahl 16/58-59).
Kimi Araplar ise dileklerinin yerine gelmesi için çocuklarından birini kurban etmeyi adayabiliyorlardı. Hz. Peygamber’in dedesi Abdülmuttalib de Zemzem kuyusunun mülkiyetine dair KureyÅŸlilerle aralarında çıkan ihtilaf sırasında ve kendisini sıkıntıda hissettiÄŸi bir zamanda erkek çocuklarının sayısının 10’u bulması halinde birini kurban etmeyi adamıştı.
Tedavi edilemeyecek bir hastalığının olması, ailenin hoÅŸlanmayacağı bir özelliÄŸin bulunması ya da çirkin olması da kız çocuklarının gömülme sebeplerindendi.
Bazıları da kızları kara, sedef hastası veya topal doÄŸduÄŸunda öldürürlerdi (Âlûsî, III, 43; Cevâd Ali, V, 88). Buna Hz. Peygamber’in annesi Âmine’nin babası Vehb’in halası olan Sevde bt. Zühre b. Kilâb’la ilgili olay örnek verilir. Sevde doÄŸduÄŸunda kara olduÄŸu için babası tarafından gömülmesi için birine gönderilmiÅŸ; ancak gömecek kiÅŸi defin sırasında kızı gömmemesine dair bir ses iÅŸitmiÅŸ, aynı sesi ikinci defa duyunca kızı babasına götürerek olanları anlatmış. Babası da onu öldürmekten vazgeçmiÅŸ.
Bu kız daha sonra KureyÅŸ’in kâhinesi olmuÅŸtur. Defin sırasında duyulduÄŸu söylenen sesle ilgili anlatılanlar, kızı defnetmemek ya da kadının kâhineliÄŸini ilahî iradeye baÄŸlamak amacıyla uydurulmuÅŸ da olabilir. Sevde’nin gömülerek öldürülmesini baÅŸka birine havale etmek, muhtemelen ebeveynin olaya ÅŸahit olmak istememesinden kaynaklanmış olmalıdır.
Rivayetlerde örneklerine rastlamamakla birlikte muhtemeldir ki, defnedilen çocukların bazıları, gayr-ı meÅŸru hayat yaÅŸayan ya da böyle bir hayat yaÅŸamak zorunda bırakılan, köle veya esir edilerek kötü yollara itilmiÅŸ, kabilelerin hür bireyleri olmayan kadınlara aitti.
Bu tür kadınların, içinde bulundukları ÅŸartlardan dolayı çocuklarının bakımını üstlenmeleri büyük bir külfet oluÅŸturmaktaydı.
Kur’an-ı Kerim’de birkaç yerde geçim kaygısıyla çocuk öldürmeden, bir yerde de gömülerek öldürülen kız çocuÄŸundan söz edilir: “Diri diri topraÄŸa gömülen kıza hangi günah sebebiyle öldürüldüÄŸü sorulduÄŸunda…” (Tekvîr 81/8-9).
Kur’an’da genellikle çocuk öldürme ile geçim kaygısı arasında iliÅŸki kurulması dikkat çekicidir (Ä°srâ 17/31; En‘âm 6/151). Hem Kur’an-ı Kerim’de hem de hadislerde çocuk öldürmek sakınılması gereken büyük günahlardan sayılmıştır:
Öldürme pratikleri
“Ey Peygamber! Ä°nanmış kadınlar Allah’a hiçbir ortak koÅŸmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, baÅŸkasının çocuÄŸunu sahiplenerek kocasına isnatta bulunmamak ve uygun olanı iÅŸlemekte sana karşı gelmemek ÅŸartıyla biat etmek üzere geldikleri zaman onları kabul et; onlara Allah’tan bağışlanma dile. DoÄŸrusu Allah, bağışlayandır, acıyandır” (Mümtahine 60/12).
Kur’an’da eril kalıpla geçen evlatların öldürülmesi ifadesiyle sadece kız çocuklarının öldürülmesinin kastedildiÄŸini söylemek zor. Fakat geçim kaygısıyla çocuk öldürme söz konusu olduÄŸunda ilk akla gelen, kız çocuklarının öldürülmesidir.
Araplarda kız çocuklarını gömerek öldürme âdeti daha çok çölde yaÅŸayan göçebe kabileler için söz konusudur. Kızını öldürmeye karar veren ebeveynin izlediÄŸi yöntemle ilgili tasvirler sınırlı sayıdaki örnekten hareketle oluÅŸturulmuÅŸtur.
Kızını öldürmek isteyen kiÅŸilerin iki farklı uygulamasından söz edilir. Birincisine göre zamanı gelen kadın bir çukur açarak o çukurun başında doÄŸumunu yapar. Çocuk erkekse onu alıp götürür, kızsa çukura atarak üstünü toprakla örtüp öldürür.
Ä°kinci uygulamaya göre kız çocuÄŸu altı yaşına gelinceye kadar büyütülür. Babası tarafından akrabalarına gideceÄŸi söylenerek temiz elbiseler giydirilip götürülür. Sonra çölde önceden kazılmış olan bir çukura atılarak üzeri toprakla örtülür.
Çocukların bu ÅŸekilde öldürülmesinin inançtan kaynaklanan bir boyutu olup olmadığı açık deÄŸildir. ÇocuÄŸunu öldürmek isteyen insan neden onu belli bir süre büyüttükten sonra öldürsün? Bu ÅŸekilde bir öldürme belki de çocuÄŸun doÄŸar doÄŸmaz öldürme düÅŸüncesinden deÄŸil, ileriki yıllarda ortaya çıkan kıtlık sebebiyle, yani ÅŸartlara baÄŸlı olarak yapılmaktadır.
BaÅŸka yöntemlerin kullanılmış olması da muhtemeldir. Kız çocuklarının gömülerek öldürülmesinin dinî bir anlam yüklenerek gerçekleÅŸtirilmesi mümkündür mesela.
Araplarda meÅŸhur tanrıçaların diÅŸi olması ve bunlara “Allah’ın kızları” denilmesi böyle düÅŸünmemize sebep olmaktadır. Nitekim gömülerek öldürülen kızların meleklere katıldığı ÅŸeklinde bir inancın varlığına iÅŸaret edilir (Cevâd Ali, V, 88, 93, 97).
Bu âdetin ne zaman ortaya çıktığını belirlemek güçtür. Kaynaklardaki örneklerin hepsi Hz. Muhammed’e (sas) nübüvvetin geliÅŸine yakın zamanlara aittir. Ancak bu durum, O’nun zuhur ettiÄŸi asırdan önce gömerek öldürme âdetinin olmadığını göstermez.
Rivayetlere göre uygulamanın ilk örneÄŸi, Temîm kabilesinde ortaya çıkmıştır. Temîmliler Irak’taki Hire ÅŸehrine hâkim olan Lahmîlere yıllık belli bir vergi ödüyorlardı. Bir seferinde vergilerini eksik ödedikleri için Hire emiri Nu‘man, üzerlerine bir ordu göndererek hayvanların yanı sıra kadınları da esir aldı. Temîmliler Nu‘man’a müracaat ederek esirlerin serbest bırakılmasını istediler. O da dileyen kadınların ailelerine dönebileceÄŸini söyledi. Biri hariç kadınların tümü geri döndü.
Kays b. Âsım’ın kızı ise kendisini alan kiÅŸiyi sevdiÄŸi için evine dönmedi. Babası kızının davranışından büyük utanç duydu ve bundan sonra doÄŸacak kızlarını öldüreceÄŸine yemin etti. Kays’ın bundan sonra dünyaya gelen birçok kızını gömerek öldürdüÄŸü rivayet edilir (Âlûsî, III, 43; Cevâd Ali, V, 90).
Kaynaklarda geçen bu hikâyenin olması mümkünse de, söz konusu âdetin böyle baÅŸladığı söylenemez. Bu hadisenin Ä°slâm’ın doÄŸuÅŸuna oldukça yakın bir zamanda meydana geldiÄŸini biliyoruz.
Nitekim Kays b. Âsım’ın Müslüman olduÄŸu ve sekiz kızını diri diri gömerek öldürdüÄŸünü ifade ettiÄŸi, Hz. Peygamber’in her bir kızı için bir köle azat etmesini söylediÄŸi, Kays’ın ise köleleri olmayıp develeri olduÄŸunu söylemesi üzerine Hz. Peygamber’in “O halde her birine karşılık bir deve kes” dediÄŸi rivayet edilir (Taberânî, XVIII, 337).
Hz. Peygamber dönemine yakın yıllarda meydana gelmiÅŸ baÅŸka olaylar da vardır. Ä°smi verilmeyen biriyle ilgili olanı epeyce ilginçtir:
Bir adam Resûlullah’a gelerek “Biz Cahiliye insanlarıydık, putlara tapar, çocukları öldürürdük. Bir kızım vardı. Anlayacak yaÅŸa geldiÄŸinde çağırdığım zaman sevinerek koÅŸa koÅŸa yanıma gelirdi. Bir gün onu çağırınca peÅŸimden geldi. Onu bize ait, uzak olmayan bir kuyuya götürdüm. Elinden tutarak kuyuya attım. DuyduÄŸum son sözleri, ‘Babacığım, Babacığım!’ çığlıklarıydı”.
Peygamber Efendimiz ağlıyor
Bunları iÅŸiten Resûlullah’ın gözlerinden yaÅŸlar süzüldü. Orada oturanlardan biri, “Resûlullah’ı üzdün!” diyerek adama sitem edince O, “Bırak, kendisi için önemli olan ÅŸeyi soruyor” dedi. Sonra adama dönerek, “Hadiseyi yeniden anlat” buyurdu. Adam olayı yeniden anlattı; Resûlullah da sakalı ıslanıncaya deÄŸin aÄŸladı. Daha sonra adama, “Allah Cahiliye döneminde yapılanları affetti. Sen iyi davranışlarına devam et” dedi (ed-Dârimî, Mukaddime 1).
Öte yandan kızların gömülerek öldürülmesine karşı çıkan kiÅŸilerden de söz edilir. Bunlardan biri, Mekkeli Haniflerden Hz. Ömer’in amcasının oÄŸlu Zeyd b. Amr b. Nufeyl’di. Kızını öldürmek isteyen biriyle karşılaÅŸtığında kızın bakımını üstlenmeyi vaad ederek onu öldürmekten alıkoyar; kız biraz büyüdüÄŸünde babasını onu alıp almamakta serbest bırakırdı (Buhârî, Menâkıbu’l-Ensâr 24).
Kız çocuklarının gömülerek öldürülmesine karşı çıkanlardan biri de, ünlü ÅŸair Ferazdak’ın dedesi Sa‘sa‘a b. Nâciye olup Hz. Peygamber zamanında yaÅŸamış ve Müslüman olmuÅŸtur. Bu zatın topraÄŸa gömülecek kız çocuklarını kurtarmak için servetinin hatırı sayılır bir kısmını harcadığı nakledilir.
Rivayete göre Sa‘sa‘a, Hz. Peygamber’e Cahiliye döneminde yaptığı iyi iÅŸlerden dolayı bir sevabı olup olmayacağını sormuÅŸ; ardından topraÄŸa gömülerek öldürülecek 360 kızın hayatını kurtardığını, her birini iki gebe ve bir binek deve karşılığında satın aldığını anlatmış. Peygamber Efendimiz de, “Sana ecri var. Bunun için Allah sana nimet olarak Ä°slâm’ı verdi” demiÅŸtir (el-Hâkim en-Nîsâbûrî, II, 707).
BaÅŸka rivayetlerde Sa‘sa‘a’nın kurtardığı kız çocuklarının sayısı hakkında farklı rakamlar verilir. Bir rivayette Peygamber Efendimiz’e nübüvvet geldiÄŸinde Sa‘sa‘a’nın himayesinde, gömülerek öldürülmekten kurtardığı 104 kızın bulunduÄŸu nakledilir. Rakamların abartılı olması kuvvetle muhtemeldir.
Araplarda cömertlik övülecek bir hasletse de, insanların maddî sıkıntı içinde yaÅŸadıkları bir bölgede bir kiÅŸinin yüzlerce çocuÄŸa bakma külfetine katlanmasını kabul etmek zordur. Rivayetlerin, Sa‘sa‘a’nın torunları tarafından nakledilmesi, iftihar vesilesiyle abartılma ihtimalini artırmaktadır. Nitekim torunu Ferazdak okuduÄŸu beyitle dedesinin davranışıyla övünmüÅŸtü (Ä°bn Habîb, s. 141).
Sa‘sa‘a’nın belki birkaç kızı kurtardığını söylememiz isabetli olur. Temîm kabilesindeki kız çocuklarının gömülerek öldürülmesi âdetine karşı çıkan Sa‘sa‘a da Temîmlidir. O halde Arap toplum yapısı dikkate alınarak kurtardığı kızların herhangi bir kabileye deÄŸil, kendi kabilesine mensup olduÄŸuna hükmetmek yanlış olmaz.
Öte yandan Cahiliye döneminde bile birçok kimse tarafından yanlış bir davranış olarak görülen kızların gömülerek öldürülmesinin muhafaza edilmesi deÄŸil, unutulması gereken bir olay olarak nitelendirilmesi makuldür.
Gömülerek öldürmeyle ilgili örneklerin yanı sıra buna karşı çıkanlarla ilgili örneklerin de genellikle Ä°slâm’ın doÄŸuÅŸ yıllarına ait olmasının sebebi, Arapların tarihlerinin Ä°slâm dönemine kadar sözlü kültürle taşınmasıdır. Araplar uzun geçmiÅŸe ait bilgilerden ziyade yakın tarihe ait bilgileri muhafaza ediyorlardı.
Bu âdetin bütün Araplar arasında deÄŸil, bazı kabilelerde daha sık görüldüÄŸü anlaşılmaktadır. Tabiîn dönemi bilginlerinden Katâde, Mudar ve Huzâ‘a kabilelerinde kız çocuklarının gömülerek öldürülmesi âdetinin mevcut olduÄŸunu ve bu hususta Temîmlilerin ileri gittiklerini söyler (Kurtubî, X, 117).
Özetle Araplarda kız çocuklarını öldürme uygulaması sanıldığından daha azdır. Arapların aynı zamanda çok eÅŸli bir hayatı tercih ettikleri düÅŸünülürse nüfus dengesi açısından kız çocuklarını öldürmenin yaygın bir uygulama olmaması gerektiÄŸi sonucu ortaya çıkar. Aksi takdirde evlenecek kız bulamama gibi ciddi sorunlar yaÅŸanması kaçınılmaz olurdu. Oysa Ä°slâm’ın doÄŸuÅŸu sırasında kadın nüfusunun erkeklerinkinden az olduÄŸuna ve bundan kaynaklanan bir sorunun mevcudiyetine iliÅŸkin herhangi bir bilgiye sahip deÄŸiliz.
Kız çocuklarını diri diri gömerek öldürme âdeti yaygın olmasa da Kur’an, bu büyük cürmü iÅŸlememeleri hususunda muhataplarını uyarmıştır.
Kaynak: Derin Tarih Dergisi
Henüz yorum yapılmamış.