Sosyal Medya

Savaşın ciddiyetinden kopuk savaş tamtamcıları

Savaşa katılan güçler ve onların gerisindeki destek güçleri böylesine bir derin nefretle harekete geçmezlerse, savaş, ‘Hele biraz savaşalım da, karşı taraf belki geri çekilir veya bizi uzlaştıracak birileri olur..’ düşüncesiyle sürdürülemez ve öyle savaşlar baştan kaybedilmiş demektir. Evet, savaş, çelik-çomak ya da dijital teknoloji cihazlarında sunulan sanal savaş oyunları değildir.



40 yıl öncelerde, Pakistan’ın PeÅŸaver ÅŸehrindeyim.
 
Fakirâbâd’ denilen ve tam da ismiyle müsemmâ olan bu semtte, bir mekâna götürdüler. Sovyet Rusya’nın iÅŸgali altında inleyen Afganistan’daki mazlûm halkın yardımına koÅŸmak ve o menhus Komünist Ä°mparatorluÄŸu’nu o Müslüman ülkesinden kovmak niyetiyle verilecek savaÅŸta yer almak için Türkiye’den kalkıp Afganistan- Pakistan sınırındaki bu güzel ÅŸehre gelmiÅŸ bir kısım gençlerle karşılaÅŸtım..
 
6 ayı geçen bir zamandır o mekânda bekletildiklerinden yakınıyorlardı. Sıkılmışlar, bunalmışlardı.
 
Hiçbir eÄŸitim ve sportif faaliyet de görmeksizin, sadece, savaÅŸmak için cepheye gönderilecekleri günlerin haberini bekliyorlardı. Halbuki, bırakınız silah tâlimlerini; Afganistan daÄŸlarının sarp-dik yamaçlarına tırmanacak en basit eÄŸitimleri bile yoktu.
 
Buna raÄŸmen, benim bir etkimin olabileceÄŸini sanarak, ‘abi, biz buraya yatmaya deÄŸil, savaÅŸmaya geldik.. Rabbanî’ye mi, Ahmed Åžah Mesud’a mı, Hikmetyar’a mı olur; söyleyin de, bizi bir an evvel cepheye göndersinler..’ diyorlardı.
 
***
 
Onlara, ‘ArkadaÅŸlar, bizim keyfimiz için cephe mi açılsın yani?’ diye sorduÄŸumda saÄŸlıklı ve mantıklı bir cevap veremiyorlardı.
 
Niyetleri hâlisti, ama, bu yeterli miydi?
 
Bir saldırı harekâtı planlandığında onlardan bazıları cephelere gönderilmiÅŸlerdi. Ama, onlardan bazılarının, savaÅŸ uçaklarının ağır bombardımanları altında kendilerini kaybedip, çıldırmış bir halde çığlıklar atarak vâdiler boyunca kaçıştıklarını sonraları öÄŸrenmiÅŸtim.
 
***
 
‘Savaşı istemeyin, geldiÄŸinde de kaçmayın!’ diyen bir Peygamber’in ümmetiyken..
 
Bunu niye mi anlattım?
 
Bugün de bazılarının ‘savaÅŸ delisi’ haline geldikleri görüldüÄŸünden..
 
‘SavaÅŸmayı unuttuk..’ diye hayıflananlara müjde verilebilir.
 
Özellikle de Ä°ran lideri Seyyid Ali Khameneî’nin sınırötesi operasyonlar baÅŸkomutanı Suleymanî’nin, Trump’ın emriyle öldürülmesinden sonraki son 15-20 gün içindeki yayınlara baktığımda, birilerinin Trump’tan daha geriye düÅŸmemek istercesine, en sert düÅŸmanlık laflarını dile getirdikleri görülüyor. Halbuki, Suleymanî’nin uyguladığı siyasetler yeni olmayıp, Irak’da, Suriye’de, Yemen ve Afganistan’da yıllardır devam ediyordu.
 
Onun yanlışlarının farkına, Trump’ın iÅŸaret etmesinden sonra varılması daha küçük bir yanlış deÄŸil..
 
***
 
Hele bazı yayınlar var ki, Ä°ran’ın, mutlaka bertaraf edilmesi gereken ‘en büyük düÅŸman’ halinde oturtulmuÅŸ bir anlayışla baÅŸtan sona, doÄŸru-yanlış yazılarla dolu.. ‘Bu en büyük düÅŸman’ın bir an önce yokedilmesini telkın etmeye çalışıyorlar..
 
Evvelki akÅŸam Fatih’te bir mütevâzı çayocağında sohbet ederken, bir prof. dostum, bir derginin son sayısını verdi. BaÅŸtan sona, Ä°ran düÅŸmanlığı konusunda dehÅŸet uyandırmak niyetiyle yazıldığı her sahifesinde kendisini haykıran yazılarla doluydu. Sanırsınız ki, dünyada; ‘tek düÅŸman, Ä°ran’ idi.
 
Üstelik de bu gibi ateÅŸli yazıları yazanlar, Ä°ran’ın niye Müslüman olmayanlarla savaÅŸmadığından yakınanlar olup, kendilerinin de aynı duruma düÅŸtüklerini göremiyorlar. Hezeyanın da ötesinde yazılar..
 
O yazılarda, hattâ, Ä°mam Khomeynî’nin Ä°ran’a 1979 başında, CIA ve emsali istihbarat öÄŸütleri eliyle özel olarak gönderildiÄŸi gibi iddialar bile var! Yani, 40 yıl önce Åžah’ı deviren, on milyonların ‘Allah’u Ekber!’ feryadları deÄŸil; ‘Amerika Ekber’ idi denilmek isteniyor.
 
***
 
DüÅŸünce ve ideolojiler, baÄŸlılarının öldürülmesiyle söndürülemez!
 
Bu gibi yayınlar, ancak bir savaÅŸa karar verilmesi öncesinde veya devam ettiÄŸi sıralarda, bertaraf edilmesi, yenilgiye uÄŸratılması düÅŸünülen düÅŸman tarafa karşı savaÅŸan güçleri, derin ve asla uzlaÅŸma kabul etmeyecekmiÅŸçesine kararlı bir savaÅŸ verilmesi gerektiÄŸine inandırmak için derin bir nefretle doldurulması için hazırlanır. Çünkü, savaÅŸa katılan güçler ve onların gerisindeki destek güçleri böylesine bir derin nefretle harekete geçmezlerse, savaÅŸ, ‘Hele biraz savaÅŸalım da, karşı taraf belki geri çekilir veya bizi uzlaÅŸtıracak birileri olur..’ düÅŸüncesiyle sürdürülemez ve öyle savaÅŸlar baÅŸtan kaybedilmiÅŸ demektir. Evet, savaÅŸ, çelik-çomak ya da dijital teknoloji cihazlarında sunulan sanal savaÅŸ oyunları deÄŸildir.
 
***
 
Daha da ilginç olan ÅŸu ki, Ä°ran medyası da önce Usâme bin Laden‘in; sonra da Ebûbekr BaÄŸdadî ve arkadaÅŸlarının Temmuz-2019 başında ve 4 ay öncelerde de Usâme bin Laden’in oÄŸlu Hamza’nın Amerika tarafından öldürüldüklerinin USA tarafından büyük zafer havası içinde açıklanmasından sonra memnuniyet duygularını dile getiren yazılara yer vermiÅŸlerdi.
 
***
 
Müslüman topraklarını daha bir kana bulayacak olan bu gibi savaÅŸ çığırtkanlıkları ve düÅŸmanlık pompalamalarından medet umanlar, umulur ki, akıllarını baÅŸlarını alırlar.
 
Unutulmamalı ki, öldürmeye gücümüz yetiyorsa, düÅŸman ideolojileri etkisiz hale getirmeye çalışmalıyız; ama, onlara baÄŸlı olanları öldürmeye öncelik vererek deÄŸil..
 
***
 
Bir de NOT: Dijital âlemde, hele de bugünlerde bir takım ilginç ve gerçekte ise gülünç videolar tedavülde.. Bunlardan bir çoÄŸu da Ä°ran’la ilgili.. Ä°ran’dan kaçmak zorunda kalmış bazı maharetli kimselerin, dışarıda çok baÅŸarılı olarak yaptıkları öyle sahneler var ki, gerçek zannedilebiliyor. Meselâ, 3 sene önce vefat eden HâÅŸimî Refsencanî için Khameneî’nin ve yüksek komutanların da katıldığı bir anma toplantısında okunan ağıtlarla ustaca oynanarak hazırlanan bir video bunlardan birisi..
 
Seyredenler, gerçek zannediyorlar, hele de farsça bilmiyorlarsa.. Ve hükmü hemen verip, ‘Yahu, bunlar sapık.. Sapık oÄŸlanların her tarafını oynattığı böyle ağıt mı okunur?’ diyorlar. Halbuki, o toplantıda okunan ağıtların yerine, baÅŸka sözler yerleÅŸtirilmiÅŸ ve, ‘HâÅŸimî Cehennem’de bizi bekliyor.. Haydi biz de gidelim..’ gibi lafların da bulunduÄŸu sözler bunlar..
 
Bunu da, oyuna gelenler için not etmiÅŸ olalım.
 
 
Müellif: Selahattin E. Çakırgil / Star

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.