İran devlet aklı itidalli davranabilecek mi?
Follow @dusuncemektebi2
İran’daki krizlerin yönetilebilmesi İran devlet aklının rasyonel yönünün ve bu yöndeki kadroların etkinlik kazanmasına bağlıdır. İran’ın bölgede yürüttüğü vekalet savaşlarıyla iç politikada da etkinlik kazanan Devrim Muhafızları’nın da bunu temsil etmediği açıktır.
ABD’nin Irak’taki üslerine yapılan saldırıların ve düÅŸürülen uçağın sorumluluÄŸu onlara aittir. Hamaney’in çevresinde oluÅŸturduÄŸu savaÅŸ kadrosundan vazgeçmesi zor olsa da ABD ile savaÅŸa giden bu kontrolsüz süreci kontrol edebilmesinin yegâne ÅŸartı budur.
1979 Ä°ran Devrimi’nin anti-Amerikan özelliÄŸi nedeniyle devrim ile baÅŸlayan ve Rehineler Krizi ile tırmanan ABD-Ä°ran gerginliÄŸi, Ä°ran’ı 80’li yıllardan itibaren küresel ölçekli bir gerilimin tarafı hâline getirmiÅŸtir. Donald Trump döneminde ise Ä°ran, Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi’nde “ABD’ye yönelik tehditler” sıralamasında yer almış ve Kuzey Kore ile birlikte “haydut devlet” (the rogue states of Iran and North Korea) olarak nitelendirilmiÅŸtir. Buna göre; Ä°ran’ın bölgeyi istikrarsızlaÅŸtırdığı, ABD ve müttefiklerini tehdit ettiÄŸi, terörist gruplara destek verdiÄŸi, etkin balistik füzeler yaptığı, nükleer silah üretme kapasitesini artırdığı, yayılmacı politikalarının bölgeyi istikrarsızlaÅŸtırdığı ve kendi halkına zulmettiÄŸi iddia edilmiÅŸtir.
NormalleÅŸ(e)meme
Durum böyleyken kırk yıldır normalleÅŸ(e)meyen ve yumuÅŸama-sertleÅŸme-kriz sarmalında süren Ä°ran-ABD iliÅŸkileri 3 Ocak günü Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin öldürülmesiyle yeni bir aÅŸamaya taşınmıştır.
ABD’nin 2003 Irak iÅŸgaliyle ÅŸekillenen Orta DoÄŸu’nun yeni jeopolitiÄŸindeki çatışma dinamiÄŸini, “direniÅŸ cephesi” ile “statükocu rejimler” arasındaki mücadele olarak tanımlayan ve bölgede etkinliÄŸini bu söylemle artıran Ä°ran’ın sahadaki en önemli ismi Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesi, verdiÄŸi mesaj açısından anlamlıdır. Zira Mayıs 2018 tarihinde Nükleer AnlaÅŸma’dan çekildiÄŸini açıklayan Donald Trump, “maksimum baskı” stratejisi kapsamında uygulamaya koyduÄŸu yaptırımlarla Ä°ran’ı yeni bir anlaÅŸma için müzakere masasına oturmaya zorlarken aynı zamanda bu suikastla Ä°ran’a karşı askerî seçeneklerin de masada olduÄŸunu göstermiÅŸtir.
Trump yönetimi pek çok yönüyle Obama döneminden ayrılsa ve Trump yönetiminin Orta DoÄŸu’ya yönelik bir grand stratejisinin olup olmadığı ABD’de sürekli tartışılsa da dışarıdan dengelemenin (offshore balancing), Trump yönetiminin kendisinden önceki Washington yönetimleriyle süreklilik arz eden en temel stratejisi olduÄŸu görülmektedir. Trump yönetimi, Ä°ran’a karşı “maksimum baskı” yöntemini de bu stratejiye dâhil etmiÅŸtir ABD’nin dışardan dengeleme stratejisi “dış kaynak kullanımı” ve “sınırlandırma” olmak üzere iki temele dayanmaktadır. ABD bölgesel meydan okuyuculara karşı doÄŸrudan askerî sorumluluk almaz ve bunu baÅŸka aktörlerin omuzlarına yükler. Ancak gelinen noktada Trump’ın Ä°ran’a doÄŸrudan müdahaleyi de göze aldığı anlaşılmaktadır.
Son dönemde Ä°ran-ABD iliÅŸkileri sertleÅŸirken, her iki tarafın da karşıdakinin savaÅŸ istemediÄŸi ve savaşı göze alamayacağı varsayımıyla tırmandırdıkları kontrollü gerginlikte, Süleymani suikastı ve akabinde Ä°ran’ın misilleme olarak Irak’taki iki ABD üssüne düzenlediÄŸi saldırı, kontrolsüz hareketler olarak nitelendirilebilir. Her ne kadar Ä°ran operasyon öncesi Irak yönetimini bilgilendirmiÅŸ, onlar da ABD’ye durumu iletmiÅŸler ve herhangi bir can kaybı yaÅŸanmamışsa da Trump yönetiminin vereceÄŸi karşılık kestirilebilir deÄŸildir. Ancak operasyon sırasında yanlışlıkla vurulan Ukrayna yolcu uçağı, operasyona gölge düÅŸürürken, sonrasında yönetilemeyen kriz ise ülke içine taşınmış, rejim karşıtı gösterilere dönüÅŸmüÅŸtür.
Kriz ülke içine taşındı
Ukrayna yolcu uçağının Ä°ran tarafından düÅŸürüldüÄŸünün üç gün süreyle ısrarla reddedilmesi, bunun ABD’nin bir manipülasyonu olduÄŸunun öne sürülmesi ve nihayetinde sorumluluÄŸun kabul edilip özür dilenmesi Ä°ran halkında büyük bir öfke yaratmıştır. Uçak kazasında büyük bir çoÄŸunluÄŸu Ä°ranlı olan ölenleri anma törenleri gösterilere dönüÅŸmüÅŸ, bu olaylarda Devrim Rehberi Ali Hamaney ve Devrim Muhafızları Ordusu hedef alınırken Kasım Süleymani’nin posterleri bile yırtılmıştır. Sonuç olarak Ä°ran toplumu, kendi halkına gerçekleri söylemeyen, iÅŸlediÄŸi hataları/suçları sürekli örtmeye çalışan rejimine karşı öfkelidir. Operasyon sırasında 80 ABD askerinin öldüÄŸüne dair resmî açıklamalara da inanmayan Ä°ran halkı, ülkede ekonomik ve sosyolojik krizle beraber bir de güven krizi yaÅŸamaktadır. Zira CumhurbaÅŸkanı Hasan Ruhani “Uçağın düÅŸürülmesi ile ilgili tüm sorumlular hesap vermelidir.” derken aslında Ä°ran siyasi karar alma mekanizmasında son dönemde çok fazla etkinlik kazanan Devrim Muhafızlarını hedef almakta ve ülkedeki derin siyasi krize de iÅŸaret etmektedir. Ayrıca CumhurbaÅŸkanı Ruhani ve hükûmet üyelerinden gizlendiÄŸi anlaşılan uçağın vurulduÄŸu bilgisi, Ä°ran’da kurumlar arasındaki güç iliÅŸkisini ve hükûmetin zayıf pozisyonunu da göstermektedir.
Bayrak mesajı
Bu süreçte Ä°ran’ın 21 Åžubat’ta parlamento seçimlerine gideceÄŸi de düÅŸünüldüÄŸünde tartışmaların hız kesmeyeceÄŸi söylenebilir. Zira ÅŸimdiden uçak kazasını eleÅŸtiren adaylar veto edilmiÅŸtir. Bu durum Ä°ran’ın ABD ile devam etmesi kuvvetle muhtemel krizinde içeride muhalif seslere izin vermeyeceÄŸini, uluslararası iliÅŸkilerde sert politikalar takip edilmesi gerektiÄŸini savunan kadroların etkisinin devam edeceÄŸinin habercisidir. Ancak bu Ä°ran-ABD geriliminin bir sıcak çatışmaya dönüÅŸmesi riskini de taşımaktadır. Zira Ä°ran, 6 Ocak’ta Nükleer AnlaÅŸma’nın bütün kısıtlayıcı taahhütlerini askıya aldığını açıklamıştır. Ä°ran sadece ABD ile deÄŸil AB ile de iliÅŸkilerini sertleÅŸtirmektedir. Ayrıca Devrim Muhafızları Komutanı Ali Hacızade’nin, tırmanan krizle ilgili açıklamalar yaparken verdiÄŸi “bayrak mesajı” ABD’ye yönelik yeni bir tehdit olarak da okunabilir. Zira Hacızade’nin arkasında sıralanan Orta DoÄŸu’daki Ä°ran’ın kontrolünde yer alan milis güçlere ait bayraklar Ä°ran’ın bölgedeki nüfuz alanını ve saldırı kapasitesini göstermesi açısından manidardır. Fakat Trump yönetimi Kasım Süleymani’ye düzenlediÄŸi operasyonla Ä°ran ile bir çatışmayı göze aldığını göstermiÅŸ ve herhangi bir saldırı durumunda 52 hedefin vurulacağını açıklamışken krizi tırmandırma stratejisi Ä°ran açısından rasyonel deÄŸildir. Aksi durumda ABD tarafından Ä°ran’ın nükleer tesislerinin ve petro-kimya tesislerinin vurulması ihtimal dışı deÄŸildir.
Ä°ran’da ekonomik ve sosyolojik krizin derinleÅŸtiÄŸi bugünlerde Tahran yönetiminin mevcut krizden çıkması için rasyonel adımlar atması gerekmektedir. Fakat Ä°ran’ın ABD ile anlaÅŸmadan bunların üstesinden gelmesi mümkün görünmemektedir. Ancak Süleymani suikastı sonrası Ä°ran’ın Trump yönetimi ile bir anlaÅŸma için müzakere masasına oturmasının önündeki psikolojik engel daha çok büyümüÅŸtür. Kasım 2020 ABD baÅŸkanlık seçimlerinde Trump’ın ikinci kez seçilememesi ihtimali üzerine hesaplar yapan Tahran yönetimi, yıl sonuna kadar beklemeye ve direnmeye çalışacaktır. Ortada rasyonel baÅŸka bir seçenek de yok gibi görünmektedir.
Hamaney’in mesajı
Ä°ran’daki krizlerin yönetilebilmesi Ä°ran devlet aklının rasyonel yönünün ve bu yöndeki kadroların etkinlik kazanmasına baÄŸlıdır. Zira Ä°ran’ın bölgede yürüttüÄŸü vekalet savaÅŸlarıyla iç politikada da etkinlik kazanan Devrim Muhafızları Ordusunun ve komutanlarının bu yönü temsil etmediÄŸi açıktır. ABD’nin Irak’taki üslerine yapılan saldırıların ve düÅŸürülen uçağın sorumluluÄŸu onlara aittir. Devrim Rehberi Hamaney’in çevresinde oluÅŸturduÄŸu savaÅŸ kadrosundan vazgeçmesi zor olsa da ABD ile savaÅŸa giden bu kontrolsüz süreci kontrol edebilmesinin yegâne ÅŸartı budur.
Ä°ran-ABD krizinin kontrolden çıktığı bir zamanda Ali Hamaney’in 17 Ocak’ta sekiz yıl gibi uzun bir aradan sonra, Ä°ran açısından yine önemli bir tarihî dönemeçte, kıldırdığı Cuma namazında verdiÄŸi mesajlar Ä°ran’ın bundan sonra nasıl bir iç ve dış politika takip edeceÄŸinin yol haritasını vermektedir. Hamaney, “Füze saldırısı ABD’ye karşı çok büyük bir askeri darbeydi. Fakat daha önemli olan boyutu ABD’nin itibarına yapılan bir saldırı olması. ABD yıllardır Afganistan’da Suriye’de direniÅŸ cephesinin darbesine maruz kalmaktadır. Ama bu darbe çok daha büyük bir darbeydi. Yaptırım uygulayacağız diyorlar fakat hiçbir ÅŸey ABD’nin itibarına vurulan bu darbeyi telafi edemez.” diyerek Süleymani’nin intikamının alındığını vurgulamıştır. Ayrıca Hamaney, operasyonu düzenleyen Devrim Muhafızları ordusuna (DMO) da “Süleymani sıradan bir kiÅŸi deÄŸildi. Bir mektep, bir medrese, bir yoldu. Bunun kıymetini bilmeliyiz. DMO askeri bir güç olmanın yanında bir düÅŸünce, zihniyet merkezidir. DMO sınır tanımayan savaÅŸçılardır. Mazlumların onurunu ve namusunu koruyan bir güçtür. Bunlar gidip sınır ötesinde savaÅŸtıkça biz ülkemizde güvende yaşıyoruz. DMO savaÅŸçıları Filistin, Suriye ve Irak’a giderek oralarda savaÅŸtıkça ülkemiz ve ailelerimizin güvenliÄŸini saÄŸlamış oluyorlar. Ne Lübnan Ne Gazze diyenler ülke için hiçbir ÅŸey yapmayanlardır. “sözleriyle sahip çıkmıştır. Buradan da Devrim Muhafızlarının iç politikadaki etkilerinin zayıflatılması yönünde adımlar atmayacağını çıkarmak mümkündür.
Nükleer AnlaÅŸmanın geleceÄŸine dair de mesajlar veren Hamaney, “Habis Ä°ngiltere, Fransa ve Almanya’nın nükleer meseleyle ilgili açıklamaları gündemi deÄŸiÅŸtirmek (Süleymani’nin cenaze töreniyle oluÅŸan birliÄŸi) için yapıldı. Bu üç ülke Ä°ran-Irak savaşında Saddam Hüseyin’e yardım etmiÅŸti. Almanya ve Fransa Saddam’a çok yıkıcı silahlar verdi. Ä°ngiltere tüm gücüyle Saddam’ın yanında yer aldı. Bunlara bu gözle bakılmalı. Ben başından beri bunlara güvenilmeyeceÄŸini söyledim. ABD’nin hizmetinde olacaklarını söylemiÅŸtim bugün söylediklerimin doÄŸru olduÄŸunu görüyoruz. ABD Ä°ran’ı dize getiremedi siz hiç getiremezsiniz. Bunların müzakeresi de sahte. Ä°ran halkı bunu anladı artık. Ä°ran halkına sözüm himmetli ve güçlü olmaları. Müzakereden korkmuyoruz ama güçlü bir ÅŸekilde masaya oturmak istiyoruz. Ekonomimizi petrol bağımlı olmaktan çıkarmalıyız.” diyerek müzakere seçeneÄŸinin açık olduÄŸunu fakat ÅŸartsız teslim olmayacaklarını ifade etmiÅŸtir. Sonuç olarak Hamaney’in sözlerinden anlaşılmaktadır ki, Ä°ran Trump yönetimiyle kısa sürede bir müzakere masasına oturmaya taraftar olmadığı gibi Avrupa BirliÄŸi ile olan iliÅŸkilerinde de sertleÅŸmeye doÄŸru gitmektedir.
Müellif: Dr. Ä°smail Sarı / Ä°RAM Dış Politika Koordinatörü
Henüz yorum yapılmamış.