Dilimizde “Vakit nakittir” diye bir söz var. Bu söz bize ait bir söz müdür? Sanmıyorum. Hududullah gün, ay ve yılı tayin etmiştir.
Yunanlı araştırmacı Dimitri Kitsikis, ‘İyi ki Türkler bizi fethetti; kazara Venedikliler veya Avusturyalıların eline düşseydik dilimizden inancımıza kadar bizi Yunanlı yapan pek çok t
‘Gâvur’ kelimesi, dilimize o kadar yerleşmiştir ki, çocukluğumuzda, fazla yaramazlık yapan çocuklar, ‘Sen ne gâvursun böyle.. Gâvurluk yapma!.’ gibi hitaplara maruz kalırlardı. ‘
Ehli dil olmak zor bir durum. Gönül dilimizi yitireli ne çok yitiğimiz olmuş. Ne çok duvarlar örülmüş, ne çok çıkmazlar oluşmuş. Kendimizi unutur olmuşuz.
Vicdan bir çağrıdır ve bu çağrı, Heidegger’in ifadesiyle, “benim içimden ama kendimden öteden” gelir. Gazze bizi vicdana çağırıyor, içimizi allak bullak eden bir barbarlık karş�
Ulu orta herkesin kullandığı, dilimize pelesenk ettiğimiz, kapsamını, anlamını düşünmeden ifade ettiğimiz çok önemli kavramları aşındırmada üzerimize yok. Hangi kavramlar mı? Tam b
Dilimizden birkaç bin kelime ve onların duyurduğu on binleri bulan mana kovulmasaydı, zihnimiz bu kadar çorak kalmazdı. Biz, elli yılda dünyanın iki büyük dilinden biri olan Türkçesini ha
Teknoloji sesimizi çaldı ilk evvel. Konuşamaz olduk yanı başımızdakilerle. Belki aynı mecliste oturduk ama dönmedi dilimiz, iki kelam etmedik.
Ahmet Taşgetiren- Karar
Ali Haydar Haksal- Milli Gazete
Prof. Dr. İlber Ortaylı, katıldığı bir programda, kültürel diplomaside dil bilme, öğrenme ve etkileşim üzerine yaptığı değerlendirmede, "Geniş bir coğrafyaya yayılan geçmişimizle
Üsluba, tarza, emeğe, kan ter içinde yazmaya dudak bükenlerden incindik fakat. Evet incindik. Şu 'Usul Devrim' ilerlesin diye, 'Büyük İrfan' konuşsun diye, hapsedilen medeniyetin paslı kil
Nihâd Sâmî Banarlı’dan şiir tadında bir yazı. Öyle ki, dilimize yapılan müdahalelerin neye mâl olduğunu anlamak için tek başına kâfi gelebilir. “Dillerin kelimeleri değil, sesleri
1921 yılında Hamburg’da doğan Borchert, Alman edebiyatına mahsus kısa öykü türünün önemli isimlerinden ve 2. Dünya Savaşı sonrasında meydana gelen “Yıkım Edebiyatı” diye dili
Camide laptopunu açarak vaaz yerine sunum yapan hocaları da gördüm. Bir yandan bakarsanız bu bir ilerleme olarak kabul edilebilir. Çağa uygunluk vs. Ancak işin ruhuna bakarsanız bu aslında v