Kürsü
Ali Haydar Haksal: Bizim dilimiz naiftir, yumuşaktır, sevgi ve merhamet yüklüdür. Çünkü bizim milletimiz Müslüman’dır
Follow @dusuncemektebi2
Ali Haydar Haksal- Milli Gazete
Hayat ve yaÅŸanmışlıklar deneyimler dizgesi. YaÅŸanmışlıklar geçip gidiyor ama insana çok ÅŸey öÄŸretiyor. Yanlışların, eksiklerin giderilmesi, iyi ve güzel olanların geliÅŸtirilmesi birer sonuç. Günümüz karmaÅŸasında iyi ve güzelin, kötü ile çirkinin birbirinden ayırt edilmesi o kadar zor ki. Olumsuzlukların olumlandığı bir dönemden geçiyoruz. Sapkınlıklar bile savunulan bir hayat tarzına dönüyor. Bunun gibi birçok durum söz konusu.
Hayattan ders çıkaranlar olduÄŸu gibi çıkaramayanlar benzer yaÅŸama tarzını sürdürüyorlar. Bunda da kendilerine göre bir kiÅŸilik oluÅŸturduklarını sanıyorlar. Ä°nsan bazen kendini göremiyor. Ä°nsanın yanında güzel, bilge ve anlayışlı insanlar olursa onlar bir denetmen gibidirler. Bir bilgenin bir tek cümlesi, bir davranışı bile insanı yönlendirmeye yetebiliyor. Tarih bilincinde olanlar bunları iyi bilirler. Bilgelerle sultanların karşılıklı davranışları yaÅŸanmış örneklerdir.
Åžu kaotik ve karmaşık dönemde yeni bir dil gerekiyor.
Acımasız insanların dili katıdır, serttir, acımasızdır. Onlarda merhamet aranmaz. Onlar vehimlidirler, hemen her ÅŸeyden kuÅŸkulanırlar. Bu, insana olan güveni azaltır. Toplumda genel anlamda kötülükler ağır basıyorsa bu bütünün içinde hemen herkes kötüdür anlamına gelmemeli. En kötü veya olumsuz bilinen bir insanda bile bir cevher bulunur, bulunabilir. Önemli olan bu cevheri yakalamak.
Müslüman olmadan önce Hz. Ömer korkulan biriydi. Müslüman olduktan sonra bambaÅŸka bir insana dönüÅŸüveriyor. Sevgili Efendimiz, Mekke’den Medine’ye hicret ettiklerinde yolda, bir yerde iki eÅŸkıyanın yol kestikleri ve onların acımasız oldukları söylendiÄŸinde, onlarla birebir görüÅŸüyor onların çok iyi insanlar olduÄŸunu hatırlatıyor. Onlar o zamana kadar sürekli daÄŸda yol kestiklerinden kendilerini olumsuzlandıklarını ve artık toplum içine giremeyeceklerini var sayıyorlar. Oysa o andan itibaren her ikisi de birden deÄŸiÅŸiyor, öncü ulak olarak Medine’ye gidiyorlar. Yeniler, iyiler ve güzeller kervanına katılıyorlar.
Merhamet ve sevgi dili başkadır. İnsanı bir anda değiştirebiliyor.
Bugün merhametli ve sevgi yüklü olmak o kadar mı zor? Nefret ve öfke dili ancak kiÅŸinin kendi karakterini ortaya koyuyor. Kendi halkını kucaklamayanlar insanlığı nasıl kucaklayabilirler?
Dillerini ve üsluplarını deÄŸiÅŸtirenler kazanıyor. Ä°nsanlığın bu anlamda yeni bir dil ve yaklaşıma ihtiyacı var.
Bizim dilimiz naiftir, yumuÅŸaktır, sevgi ve merhamet yüklüdür. Çünkü bizim milletimiz Müslüman’dır. Ä°slâm sevgi ve kurtuluÅŸ diline sahip. Güven vericidir. Güvensizlik insanlığı tedirgin eder ve hiçbir zaman da rahat olmasını saÄŸlamaz. Ä°nsan diken üstünde yaşıyorsa, gerilimli ise ondan saÄŸlıklı ve verimli bir durum beklenemez. Ä°nsan hasmını bile sevgi ile kendine çekebilir. Husumet hiç kimseye hiçbir ÅŸey kazandırmaz, düÅŸmanlıkları artırır, sonu gelmez uçurumlara sürükler.
Öfke seline ve dalgalarına kapılanlar kendilerini tüketirler, zamanla parçalanır ve erirler. Ne kadar sert olunursa olsun sertliklerin çarpışma ve çatışmasında giderek erirler. Hele insana en yakışmayan da budur. Ä°nsan ömrü sınırlı. Gücü de öyledir. Güçlü ve çalımlı olunan zamanlar gelip geçicidir. Bir süre sonra insan takatten düÅŸer.
Adil ve merhametli, sevgi dilli olanlar asla tükenmezler.
Ä°nsanı sevimsiz kılan dil ve üslup birilerinin hoÅŸuna gidebilir. Özellikle de çıkarları olanlar, nemalananlar, ÅŸiddet ve öfkeden beslenenlerin istediÄŸi budur. Karanlıkta avlanırlar, puslu bu bulanık ortamları severler.
Bize bir aÅŸk dili gerek. Bize ÅŸiir dili gerek. Bize sevgi ve merhamet dili gerek. Bize gönle dokunacak bir dil gerek. Biz bize gerekliyiz, bir insana insan bizim için gereklidir.
Henüz yorum yapılmamış.