Sosyal Medya

Ehli dil olmanın güzelliği

22-01-2020 09:57

Ehli dil olmak zor bir durum. Gönül dilimizi yitireli ne çok yitiğimiz olmuş. Ne çok duvarlar örülmüş, ne çok çıkmazlar oluşmuş. Kendimizi unutur olmuşuz.



Sevgi ve merhametin kapısı  gönül. AÅŸk ve baÄŸlanmanın kapısı. Dost ve içtenliÄŸin çıkış yolu. Güzelliklere ulaÅŸtıran, götüren, yola koyan hâl dili.
 
Ehli dil olmanın güzelliÄŸine, erdemine varmanın sonsuz güzelliÄŸinden ÅŸiirler, romanlar, öyküler doÄŸar da onlarla insanlık soluklanır. Tersi de var ama o bizi ilgilendirmez.
 
Aklın soÄŸuk dili insanı katılaÅŸtırır, sertleÅŸtirir, söz geçirilmez bir nesneye dönüÅŸtürür. Ä°fademde “nesne” derken somut bir ÅŸeye iÅŸaret etmek için. Yoksa katı ve sert olan insana duvar olur. Ötesine geçilemeyen, aşılamayan ve putlaÅŸan nesne gibi.
 
Ä°nsan, insana olan nefrete bulanınca aklı başından gider, gönlün kapıları ve yolu kapanır.
 
Nefret insanlarda sınır bırakmaz. Ä°nsanın insana ulaşım kapılarını kapatır, set çeker. Öyle ki kendi gibi olmayanı, düÅŸünmeyeni cehenneme göndermek için çırpınır. Onu kurtarmak için deÄŸil birlikte yaÅŸamaya, gönlünün kapısını aralamayı hiç mi hiç düÅŸünmez. Ä°ÅŸin kolayına kaçar. Sanki kendisini kurtarmış cennetini garanti etmiÅŸ gibi baÅŸkalarını cehenneme tıkıştırmaya çabalar.
 
Kendi medeniyet bilincinin farkında olmayanlar, baÅŸkalarının kendisine önerdiÄŸi yolu tercih ederler. Ä°nsanlara rahmet meleÄŸi olmak yerine zebani meleÄŸi olmayı tercih ederler.
 
Birbirine düÅŸman kesilmenin yolları ve çeÅŸitleri o kadar da çok ki. Nereden bakarsak bakalım insana varacak bütün yollar tıkalı.
 
Ehli dil olmak zor bir durum.
 
Kendimize bakmadan baÅŸkaları üzerinde bir sonuca varmak ne kadar doÄŸru. Kendimiz ne kadar samimiyiz, ne kadar dürüstüz? Kendimizi insanlık içinde nasıl bir konumdayız, neyin parçasıyız, nerelere savruluyoruz?
 
Yüzyıllarca ÅŸu medeniyet toprakları üzerinde yaÅŸamış, komÅŸuluk yapmış, birbirini anlamış ve dinlemiÅŸ insanların soyundan gelmiyoruz gibi. Bir ÅŸeye evrilmiÅŸiz, baÅŸka bir insan olmuÅŸuz.
 
KiÅŸinin ya da karşısındakinin nefretine nefret ile karşılık vermek iÅŸin kolayı. KiÅŸinin gönlünün kapısını aralamayı aklından geçirmemek doÄŸrudan sert bir ÅŸekilde karşılık vermek iÅŸin kolayı. Karşısındakini suçlamanın bir anlamı yok çünkü birbirimize aynayız. Muhatabımız olan insana insan olarak yaklaşılsa belki ilk anda karşılık alınamayabilir. Ä°ticilikte ayrı ruh hâline sahip olununca benzer tepkiyle karşılaşılabilir. GüzelliÄŸin ve iyiliÄŸin tohumu bir serpilirse karşılığı mutlaka bulunur. Sözün güzeli gönle dokunur. Gönül bu, bir zaman sonra içselleÅŸir.
 
Kendine inanan ve güvenen hiçbir zaman kaybetmez. Kendinden emin olan baÅŸkasının eminliÄŸine gönül kapısı aralar. Ä°lahi irade insana bu kapıları zaten aralıyor. Zıtlar birbiriyle bir biçimde buluÅŸuyor. 
 
Ehli dil olanlar gönle dokunmayı bilirler. Çünkü dilleri, gönülleri ve kalpleri bir.
 
Peygamber sevgisi naatlarda, kasidelerde, ilahilerde, mevlitlerde asıl özünü yansıtır.
 
Karşı cinsler birbirilerine gönül düÅŸürünce, ne soyları, ne ırkları, ne konumları kalır. Bütün perdeler yırtılır aradan kalkar, duvarlar devrilir ve gönül gönle kavuÅŸur.
 
Sevgili Efendimizin yoldaşı, sırdaşı, ikinin ikisi olan Hz. Ebubekir Efendimizi sık örnek veririm. Onun bir duası var ki bütün olumsuz perdeleri ortadan kaldırır. “Allah’ım cehennemde bedenimi o kadar büyüt o kadar büyüt ki, benden baÅŸka kimse oraya girmesin ve yanmasın” duasını önemserim. Bunun sahih olup olmaması o kadar da önemli deÄŸildir. Biliyoruz ki inancının bir yansıması. Bunu kendimize bir dua olarak bellesek de karanlığımız deÄŸil aydınlığımızı yaysak ne kaybımız olur? Ama biliyoruz ki kazancımız sonsuz olur.
 
Gönül dilimizi yitireli ne çok yitiÄŸimiz olmuÅŸ. Ne çok duvarlar örülmüÅŸ, ne çok çıkmazlar oluÅŸmuÅŸ. Kendimizi unutur olmuÅŸuz.
 
TebliÄŸ ancak gönül kapısından içeri varınca karşılık bulur. Hal dilidir bu, gönül dilidir bu, aÅŸk dilidir bu. Ey ehli dil kapıdayım denilince hiçbir güç onu orada engelleyeme, kapı kendiliÄŸinden aralanır. Yeter ki bir hamle ve bir dokunuÅŸ olsun.
 
 
Müellif: Ali Haydar Haksal / Milli Gazete

Etiketler :

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.