Asıl adı Abdulkasım Mahmud ibn Sebuk Tegin olan Gazneli Mahmud, 2 Kasım 971’de Afganistan’ın Gazne kentinde dünyaya geldi. Babası Ebu Mansur Sebuk Tegin, Samani İmparatorluğu’na sadık,
Filmin en çarpıcı, tırmanan anı, Selahaddin Eyyubi’nin Balian’ın “Kudüs’ün değeri ne?” sorusuna verdiği cevaplarda yatar: “Hiçbir şey” ve “Her şey.” Biri, dünyaya veril
Bir şehri tanımak, biraz da o şehrin ölülerini tanımak demektir. Ölülerini, yani kabristanlarını...
Küresel sorunların yerelleştiği, en yerel ayrıntının küresel çapta boy gösterebildiği bir dünyadayız. Yaşamakta olduğumuz her sorun aynı zamanda ya küresel bir etkileşimin sonucudur
Makam arabasız, sekretersiz, özel kalemsiz, korumasız yaşayamayan, koltuğu elinden alınınca kriz üstüne kriz geçiren, küçük bir müdürlük için bile aşındırmadık kapı bırakmayan,
1991 yılında İSAV (İslam Araştırmaları Vakfı) hocamız Ali Özek başkanlığında bir İran araştırma gezisi düzenlemişti. Bir yıl sonra da Tarabya Oteli’nde bir sempozyum yapıldı.
Sadettin Ökten Hoca'nın İstanbul Şehir Üniversitesi’nde dersinde “Yaşadığım Şehir” konulu üç haftalık seminerine nail olduk. Ökten Hoca yine bir iki nükte ile dikkatleri üzerin
Bölgedeki aktörleri kategorize ettiğimizde ise, yalnız bırakılan Lübnan, Suriye ve Türkiye var. Bu üç ülke herhangi bir kooperasyon halinde değiller. Diğer blok ise GKRY, İsrail, Filisti
Kur’an, 300’ü aşkın yerde “düşünmez misiniz?”, “ ibret almaz mısınız?” şeklindeki uyarılarla insanı düşünmeye davet etmekte ve “aklını kullanmayanların pislik içinde k
Şili, Bolivya, Hon Kong, Lübnan, Fransa, İran… Sokaklar kaynıyor. Hem de ne kaynama. O ya da bu oranda birbirine benzeyen bu kaynamaların en belirgin ortak noktası ne diye sorsanız bana, dura
“Çağdaş Ebrehe”nin adamları iki kutsala; Mekke-i Mükerreme ve Mescid-i Aksa’ya yaklaşıyor. Sonucun ne olacağını hep birlikte göreceğiz. Acıklı bir finalle yenmiş, yanmış ekin ta
Fatih Sultan Mehmet sadece bir hükümdar ve komutan değil, aynı zamanda yeni savaş araçları icat eden ve bizzat hesaplamalarını yapıp imaline katılan bir mühendisti de. Başında bulunduğu
Varlığıyla toplumun seviyesini/kalitesini yükselttiğine inanır entelektüel; âdeta topluma şeref bahşettiğine... değer kattığına... Bu nedenle de kendisini alacaklı hisseder.
Emperyalist güçler dünyayı bölüşmek isterken, kendilerine teslim olmak istemeyen, dik durmaya çalışan, halkının şahsiyetini kendi şahsiyeti bilen bir lideri ve ülkesini elbette sıkış
Mustafa Kemal’in hastalığı ile ilgili Uğur Dündar’ın yazdığı yazıda, Mehmet Akif’e dair bir atıfta bulunulmuştu. Prof. G. Saygı’dan alınan cümlede Akif’in, “Eğer ömrüm ka