Sosyal Medya

Akif Emre'nin Arşivinden: Dostluk, düşman gözüyle bakabilmektir

Küresel sorunların yerelleştiği, en yerel ayrıntının küresel çapta boy gösterebildiği bir dünyadayız. Yaşamakta olduğumuz her sorun aynı zamanda ya küresel bir etkileşimin sonucudur ya da etkilemeye adaydır. Buna rağmen yaşadığımız ülkenin, coğrafyanın, kültürün muhatap olduğu şartlar eninde sonunda buranın birikiminin, hafızasının mekân ve zaaflarını taşır.



YaÅŸamakta olduÄŸumuz çok yönlü sorunları aÅŸabilmek, tevarüs ettiÄŸimiz zaaflara karşı tarihi bir tecrübe ile geliÅŸtirdiÄŸimiz çözümlerde aramak gerekecek. Bunun sonucunu sadece politik alanda üretilen pratiklerden ziyade devraldığımız ahlaki ilkeler belirleyecektir büyük ölçüde. Bu coÄŸrafyanın siyaset kültürünü belirleyen sadece güç iliÅŸkisi olmadığı gibi Müslümanların güç ve iktidar karşısındaki durumlarını yani yeryüzünde iÅŸgal ettiÄŸi yeri anlamlı kılan sahip oldukları deÄŸerleridir. Bu deÄŸerlerin bize yüklediÄŸi anlam bir temenni olmaktan öte ahlak, vicdan ve adalet duygusu olarak bu toprağın ruhuna iÅŸleyen mana olsa gerek.
 
Bu nedenle tarihimizde ahlak kitaplarının bir külliyat oluÅŸturması temel ilkeler çerçevesinde zamanın deÄŸiÅŸen ÅŸartlarına karşı yenilenmesidir. 
 
YaÅŸamakta olduÄŸumuzu siyasal süreç ve buna paralel akan toplumsal deÄŸiÅŸim karşısında Müslüman olmanın ne ifade ettiÄŸi sorusu her zamankinden daha önemli. Bunun tarihsel örneklerini atlayarak çaÄŸdaÅŸ seküler deÄŸer ve ahlak üzerinden okumaya, söz gelimi demokratik kültür eksikliÄŸine baÄŸlamaya gerek yok. Eksik olan demokratik kültür mü yoksa bu coÄŸrafyanın damıta damıta oluÅŸturduÄŸu deÄŸerler mi? Ne modern anlamda demokratik forma uyan ne de tarihi tecrübeyi tevarüs etmemiÅŸ olan arafta bir topluma dönüÅŸtük.
 
Modern Avrupa'nın siyaset kültürünü ÅŸekillendiren Makyavelizm'in temel metinleri yayınlandığında siyasetin ve ekonominin belirleyici olduÄŸu güç dağılımında seküler ilkelerin insan ve toplum, insan ve siyaset iliÅŸkilerinin en bencil portresi çiziliyordu. Yaklaşık aynı dönemde bizde siyasi ahlak alanında eser veren iki yazar var: Kınalızâde Ali ve Gelibolulu Mustafa Ali.
 
Klasik ahlak kitapları içinde Türkçe kaleme alınan en önemli metinlerden biri olan Ahlak-ı Alai insan, toplum, aile, siyasete dair ahlak konusuna giren hemen her alanı kuÅŸatan bir klasiktir. DiÄŸeri yani Gelibolulu Musta Ali'nin eseri Nushatü's-Selâtin (siyaset sanatı) ise genel ahlak ilkeleri yanında bir siyasetname örneÄŸi olarak siyasi ahlak konusu öne çıkar.
 
Bu iki Osmanlı klasiÄŸinin yazarlarının aynı yıllarda hatta aynı mekânda iki eser yazmış olmaları entelektüel tarih açısından hayli önemli. Ve de eserlerini çok daha özgün hale getiriyor.
 
Kınalızâde Ali Ahlak-ı Alai'yi Åžam'da kaleme aldığı sırada Gelibolulu Mustafa Ali 'ye yazdığı bölümleri okur, eleÅŸtirilerini alır, metin üzerinde adeta kritik yaparlar. Aynı ÅŸekilde Mustafa Ali de o sırada kaleme almakta olduÄŸu Enfissu'l Kulûb'den yazdığı bölümleri Kınalızâde'ye okur beraber mütalaa yaparlar. Hatta buradan çıkan sonuca göre yazılan metinler düzeltilir. Ä°lim-fikir adamlarının bu tür karşılıklı paylaşımı her zaman mümkün olmaz. Ancak ahlak kitabı yazan iki ilim sahibinden bu ahlaki tavrı sergilemeleri de eserlerinin sahihliÄŸi, etkisinin derecesi için fikir verebilir. 
 
 
Bu karşılıklı okuyarak eser yazma seansları sırasında yaptıkları iÅŸi ne kadar ciddiye aldıklarını Kınalızâde'nin ÅŸu sözleri yeterince vurguluyor: DostluÄŸun gereÄŸi esere düÅŸman gözüyle bakabilmektir. Ve devam ediyor Kınalızâde; “ki insanlık gereÄŸi yapılabilecek hataları ortaya çıkabilsin”.
 
Dosta düÅŸman gözüyle bakabilme ilkesinin havada kalmadığını her iki müellifin eserlerindeki ahlaki tavırdan anlayabiliriz. Bu denli kendine özgüveni olan siyaset ve ilim-fikir ahlakı ile erdemli toplum inÅŸa edilebilir. Ayrıca bu “düÅŸman göz” yaklaşımının sadece entelektüel ve ilmî çabalar için sınırlı olmadığını bizzat bu anekdotu aktaran Gelibolulu Mustafa Ali'nin eserinde gözlemleyebiliriz. Kıyasıya toplumsal eleÅŸtiri olduÄŸu kadar siyaseti de cesurca süzgeçten geçiren, tavsiyenin yanı sıra eleÅŸtirilerden de geri kalmayan bir siyasi metindir.
 
Muhtemelen bugünlerde muhtaç olduÄŸumuz tavır, düÅŸmanlar görmesinden ziyade, düÅŸman gözüyle bakmasını bilip düÅŸmana fırsat vermemektir. Vesselam.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.