Sosyal Medya

NATO ve Amerika'dan sonra; Rusya'da mı bizi kuşatmak istiyor?

Emperyalist güçler dünyayı bölüşmek isterken, kendilerine teslim olmak istemeyen, dik durmaya çalışan, halkının şahsiyetini kendi şahsiyeti bilen bir lideri ve ülkesini elbette sıkıştırmak isteyeceklerdir.



Önce ÅŸunu söyleyeyim.. 1958’den beri dünyada ve özellikle OrtadoÄŸu’da olup bitenleri anlamaya ve hele de Türkiye’nin haricî siyasetini takip etmeye çalışan birisi olarak belirtmeliyim ki, bunca siyaset ve devlet adamlarımız arasında, hem Amerika ve hem de Rusya ile bu derece etkili ve dik duruÅŸlu bir siyaset izleyebilen ErdoÄŸan çapında ikinci bir lider hatırlamıyor ve bilmiyorum. (Arzu edenler, Birinci Åžef’in Amerikalılara hitaben ve Amerikan Sefiri’nin yanında ve onun tarafından dikte edilmiÅŸçesine yayınladığı mesajı da internetten izleyebilirler.)
 
Ama muhalifler zâten husûmet ve kıskançlıklarından dolayı ErdoÄŸan’ın bu farklılığını kabullenemiyor ve kendi hitap ettikleri kesimleri hışımlandırabileceklerini düÅŸünerek teÄŸet geçiyorlar. 
 
Ne var ki, bizim camiamız içinden ve amma, baÅŸka sosyal kesimlerin beÄŸeni ve alkışını kazanabilmek ve onlar tarafından alkışlanmaktan medet uman bazıları da, o muhalif kesimlerin aÄŸzıyla deÄŸerlendirme yapmayı yeÄŸliyorlar ve ErdoÄŸan’ın B. Amerika’daki son görüÅŸmelerini baÅŸarısız olarak nitelemeye çalışıyorlar. 
 
‘Fakir’ ise, birilerinin ne dediÄŸine, diyeceÄŸine aldırmayarak, doÄŸru olduÄŸuna inandığını belirtmeye çalışıyor ve ErdoÄŸan’ın bizim neslimiz arasında iç ve dış siyasette, mevcut imkân ve ÅŸartlar çerçevesinde yapabildiklerini büyük çapta doÄŸru buluyor ve destekliyor. Bunun, onu hatasız saymak mânâsında olmadığını da sık sık hatırlatarak.. 
 
Allah aÅŸkına, hele de 1960 Askerî Darbesi’nden beri herhangi bir Amerikan BaÅŸkanı’na hitaben görüÅŸlerini en net ÅŸekilde sunabilen bir baÅŸkası var mı? 
 
ErdoÄŸan eÄŸer kemalist-laik kesimin deÄŸerleriyle hareket etmiÅŸ olsaydı, o cephenin onu nasıl kahramanlaÅŸtırdığı görülürdü. 
 
Haa görülmeli ki Amerikan BaÅŸkanı da açık söylüyor. O da geçmiÅŸtekiler gibi deÄŸil. ErdoÄŸan, ona ‘Bu nasıl müttefiklik. Biz NATO’da ve bunca yıldır müttefikiz’ hatırlatmasında bulunurken, Trump hâlâ, YPG’lilerle de ‘müttefik’ olduklarını ve onlarla da iyi iÅŸ yaptıklarını ısrarla belirtiyor ve hemen ardından da ‘Sizinle iÅŸbirliÄŸimiz de harika!’ diyerek, 65 yıllık bir NATO müttefikliÄŸini güyâ gözardı etmediÄŸini ifade ediyordu. 
 
ErdoÄŸan’ın, Trump’ın bu sözlerini deÄŸerlendirmediÄŸini sananlar yanılırlar. O bunların ne mânâya geldiÄŸini biliyor. Ama o da dikleÅŸmeden ve amma Amerikan kamuoyuna da canlı olarak yayınlanan görüÅŸme sırasında da, dik duruÅŸlu tavrını vakarla sürdürdü. 
 
Kezâ, ErdoÄŸan, Rusya BaÅŸkanı Putin’in de, nasıl dost görünümlü bir kurnazlık içinde olduÄŸunu bilmiyor deÄŸil. 
 
Ve henüz birkaç sene önce bir Rus savaÅŸ uçağının düÅŸürülmesinden sonra ortaya çıkan gerilim sırasında, Putin’in NATO’ ülkelerine, ‘Türkiye’nin bugünkü yöneticileri Türkiye’yi bir Ä°slam Devleti’ne dönüÅŸtürmek istiyor’ dediÄŸini de unutmuyor herhalde... Ve hâkezâ, Türkiye’nin Kuzey Suriye’deki, son askerî harekâtı üzerine, Amerika’nın geri çekilmesiyle meydana gelen boÅŸluÄŸun Rusya tarafından doldurulduÄŸunu ve Türkiye’nin USA ve NATO’dan ayrı olarak Rusya tarafından da muhasara edilmeye çalışıldığını ErdoÄŸan elbette görüyor. 
 
Çünkü Rusya, Kırım ve Ermenistan’daki güçlü üslerinden ayrı olarak bugün Suriye’ye de iyice yerleÅŸmiÅŸ bulunuyor ve 4 sene öncesine kadar Suriye’de sadece Tartus Üssü’nde bulunurken, ÅŸimdi, Humeymim ve -Nusaybin’in 2 km. ötesinde olan- Kamışlı’da da yeni bir üs kuruyor. Bu, öyle çok sıradan ve basit bir geliÅŸme olarak görülmemelidir. 
 
Emperyalist güçler dünyayı bölüÅŸmek isterken, kendilerine teslim olmak istemeyen, dik durmaya çalışan, halkının ÅŸahsiyetini kendi ÅŸahsiyeti bilen bir lideri ve ülkesini elbette sıkıştırmak isteyeceklerdir. 
 
ErdoÄŸan’a kitlelerin, ‘Dik dur eÄŸilme, bu millet seninle!..’ nidâlarının krizler sırasında ne kadar fiiliyata konulacağı ise bundan sonra görülecektir. Önce ÅŸunu söyleyeyim.. 1958’den beri dünyada ve özellikle OrtadoÄŸu’da olup bitenleri anlamaya ve hele de Türkiye’nin haricî siyasetini takip etmeye çalışan birisi olarak belirtmeliyim ki, bunca siyaset ve devlet adamlarımız arasında, hem Amerika ve hem de Rusya ile bu derece etkili ve dik duruÅŸlu bir siyaset izleyebilen ErdoÄŸan çapında ikinci bir lider hatırlamıyor ve bilmiyorum. (Arzu edenler, Birinci Åžef’in Amerikalılara hitaben ve Amerikan Sefiri’nin yanında ve onun tarafından dikte edilmiÅŸçesine yayınladığı mesajı da internetten izleyebilirler.)
 
Ama muhalifler zâten husûmet ve kıskançlıklarından dolayı ErdoÄŸan’ın bu farklılığını kabullenemiyor ve kendi hitap ettikleri kesimleri hışımlandırabileceklerini düÅŸünerek teÄŸet geçiyorlar. 
 
Ne var ki, bizim camiamız içinden ve amma, baÅŸka sosyal kesimlerin beÄŸeni ve alkışını kazanabilmek ve onlar tarafından alkışlanmaktan medet uman bazıları da, o muhalif kesimlerin aÄŸzıyla deÄŸerlendirme yapmayı yeÄŸliyorlar ve ErdoÄŸan’ın B. Amerika’daki son görüÅŸmelerini baÅŸarısız olarak nitelemeye çalışıyorlar. 
 
‘Fakir’ ise, birilerinin ne dediÄŸine, diyeceÄŸine aldırmayarak, doÄŸru olduÄŸuna inandığını belirtmeye çalışıyor ve ErdoÄŸan’ın bizim neslimiz arasında iç ve dış siyasette, mevcut imkân ve ÅŸartlar çerçevesinde yapabildiklerini büyük çapta doÄŸru buluyor ve destekliyor. Bunun, onu hatasız saymak mânâsında olmadığını da sık sık hatırlatarak.. 
 
Allah aÅŸkına, hele de 1960 Askerî Darbesi’nden beri herhangi bir Amerikan BaÅŸkanı’na hitaben görüÅŸlerini en net ÅŸekilde sunabilen bir baÅŸkası var mı? 
 
ErdoÄŸan eÄŸer kemalist-laik kesimin deÄŸerleriyle hareket etmiÅŸ olsaydı, o cephenin onu nasıl kahramanlaÅŸtırdığı görülürdü. 
 
Haa görülmeli ki Amerikan BaÅŸkanı da açık söylüyor. O da geçmiÅŸtekiler gibi deÄŸil. ErdoÄŸan, ona ‘Bu nasıl müttefiklik. Biz NATO’da ve bunca yıldır müttefikiz’ hatırlatmasında bulunurken, Trump hâlâ, YPG’lilerle de ‘müttefik’ olduklarını ve onlarla da iyi iÅŸ yaptıklarını ısrarla belirtiyor ve hemen ardından da ‘Sizinle iÅŸbirliÄŸimiz de harika!’ diyerek, 65 yıllık bir NATO müttefikliÄŸini güyâ gözardı etmediÄŸini ifade ediyordu. 
 
ErdoÄŸan’ın, Trump’ın bu sözlerini deÄŸerlendirmediÄŸini sananlar yanılırlar. O bunların ne mânâya geldiÄŸini biliyor. Ama o da dikleÅŸmeden ve amma Amerikan kamuoyuna da canlı olarak yayınlanan görüÅŸme sırasında da, dik duruÅŸlu tavrını vakarla sürdürdü. 
 
Kezâ, ErdoÄŸan, Rusya BaÅŸkanı Putin’in de, nasıl dost görünümlü bir kurnazlık içinde olduÄŸunu bilmiyor deÄŸil. 
 
Ve henüz birkaç sene önce bir Rus savaÅŸ uçağının düÅŸürülmesinden sonra ortaya çıkan gerilim sırasında, Putin’in NATO’ ülkelerine, ‘Türkiye’nin bugünkü yöneticileri Türkiye’yi bir Ä°slam Devleti’ne dönüÅŸtürmek istiyor’ dediÄŸini de unutmuyor herhalde... Ve hâkezâ, Türkiye’nin Kuzey Suriye’deki, son askerî harekâtı üzerine, Amerika’nın geri çekilmesiyle meydana gelen boÅŸluÄŸun Rusya tarafından doldurulduÄŸunu ve Türkiye’nin USA ve NATO’dan ayrı olarak Rusya tarafından da muhasara edilmeye çalışıldığını ErdoÄŸan elbette görüyor. 
 
Çünkü Rusya, Kırım ve Ermenistan’daki güçlü üslerinden ayrı olarak bugün Suriye’ye de iyice yerleÅŸmiÅŸ bulunuyor ve 4 sene öncesine kadar Suriye’de sadece Tartus Üssü’nde bulunurken, ÅŸimdi, Humeymim ve -Nusaybin’in 2 km. ötesinde olan- Kamışlı’da da yeni bir üs kuruyor. Bu, öyle çok sıradan ve basit bir geliÅŸme olarak görülmemelidir. 
 
Emperyalist güçler dünyayı bölüÅŸmek isterken, kendilerine teslim olmak istemeyen, dik durmaya çalışan, halkının ÅŸahsiyetini kendi ÅŸahsiyeti bilen bir lideri ve ülkesini elbette sıkıştırmak isteyeceklerdir. 
 
ErdoÄŸan’a kitlelerin, ‘Dik dur eÄŸilme, bu millet seninle!..’ nidâlarının krizler sırasında ne kadar fiiliyata konulacağı ise bundan sonra görülecektir. 
 
 
 
 
Müellif: Selahaddin E. Çakırgil / Star

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.