Gökyüzünün maviliğinde özgürce kanat çırparken, çerçevelere çarpıp kırılan bütün o kuşlar şu gerçekle tanıştı: Resimleri hayatın kendisi kadar enginliğe sahip değil!
İşin en başına dönmeden, kendimizi düşüncesizce terk ettiğimiz bu görsel döngüyle hesaplaşmadan bunun dışına çıkılamayacak. Mümkün mü bu?
Bakın fotoğraflardan taşan derin hikayelerine... Şaşaalı, iddialı, değişken, büyük harflerle yaşanmış hayatların boşluğuna, kofluğuna, gürültülü hikayesizliğine nazaran onların
Elimizdeki teknik imkanlar yeryüzünün mesafelerini aşmamızı mümkün kılıyor. Ama göremiyor, aynı bant yayının milyonuncu tekrarını izleyip duruyoruz.
On bir ayın sultanı, rahmet ve mağfiret ayı Ramazan-ı Şerif’in getirdiği hayır, feyz ve bereketten bütün inananların ve bütün insanlığın nasibdar olmasını niyaz ediyorum.
Gökhan Özcan / Yenişafak
Yeryüzü genişliğinde bir geniş açıdan olup bitmiş hemen her şeye şahitlik eden bir insana dönüştük. Bu yeniliği ideolojik bir kalıba dökerek kutsayan anlayışlar yeni çağın zihins
Her şeyin gördüğümüzden, bildiğimizden şahitlik ettiğimizden ibaret olmadığını akıl etmekten neden bu kadar uzağız. Bu eksiğimiz, bizi tek kişilik bir gerçekliğin kölesi kılıyor
“Hayatı anlamadan geçip gidiyoruz. Olgunlaşmak kalbin daha hassas, kanın daha sıcak, zekanın daha işlek, ruhun daha huzurlu olması demek. İçlerinde böyle bir canlılık, böyle bir hayat
Yazısı silinerek üzerine başka yazı yazılmış parşömen kağıdına benzetiyordum kendimi; aynı kağıt üzerinde, yeni yazılar altından çok daha değerli bir metni keşfeden bilginin sevi
Acizane kanaatim, geçen zamanın ve değişen hayatın ‘eser’i hayata getiren süreci önemli ölçüde arızaya uğrattığı şeklinde... Bugün edebiyat iddiasıyla ortaya konan çalışmalar�
Günler, sanki hepimiz yürüyen bir bandın üzerindeymişiz ve o bant bizi her gün aynı noktalardan başka aynı noktalara taşıyormuş gibi alışılagelmiş ve durağan bir şekilde geçiyor.
Modern Çağ’ın sonunda iletişimdeki fantastik gelişmeler, neredeyse herkesin dünyanın her tarafındaki insanları anında görme veya konuşmasını mümkün kıldı.
“Keşke biz daha yaşarken bize gerçekten dost olan birileri gazetelere ‘Acı Kaybımız’ diye başlayan ilanlar verse” diye geçirdi içinden beyaz saçlı adam. Kahvesinden bir yudum aldı
Bazı bilmeceler, verilebilecek her türlü ipucunu önümüze sürerek cevabını bizden gizler. Kelimeler olmadan sessizliği tarif edebiliyor muyuz?