MEF Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Mustafa Özcan, Taha Akyol’un sorularını cevapladı.
Bütün ölümler erken ölümdür diyoruz ya, gidenlerin sevenlerinin gönlünde bıraktığı hisler bakımından gerçekten böyledir bu. Ama işin aslı, her ölüm vaktindedir, ne erken ne de ge�
İnsanın kendine ‘kim’ olduğunu sormasına belki açıktan değil ama örtülü bir alaycılıkla yaklaşılıyor bugün. Oysa gelmiş geçmiş zamanlar boyunca kendi hakikatine giden yola ilk a
Uyuduğumuzda mı rüya görüyoruz biz, yoksa uyandığımızda mı? Uyuduğumuzda o an için gerçekliğinden hiç şüphe etmediğimiz bir hikayeye uyanıyor ve ona uyandığımızda rüya diyoruz.
“Her gün bütün kelimelere sayısız kere hoyratça dokunuyor insanlar” dedi beyaz saçlı adam, “oysa kelimeler, ne kadar az insana gerçekten dokunabiliyor!”
“Hiçbir şeyin tadını alamaz oldum” diye yakındı bankta oturanlardan biri. “Bizim de tadımız kaçtığından oluyor belki de bu!” dedi yanındaki.
“...modernitenin özelliği parçalamak ve kategorize etmektir; sonra da her kategoriyi kendi bağımsız bağlamı içinde değerlendirmektir. Müslüman olmak bu tür düşünce biçiminin dışı
Neden kesif bir karanlığın içinde sadece kısaları yakarak yol almaya çalışıyoruz? Engin denizlere ulaşmanın onlarca yolu varken neden eni boyu belli klorlu havuzlarda kulaç atmakla yetini
Kendi normallerimizle irtibat kuramaz, yaptıklarımızın anlamına erişemez olduk. Üstelik istesek de inemiyoruz insanlığımızı bulandıran bu gözü dönmüş atlıkarıncadan, çıkamıyoruz
“Ekranlardan kendi suretine o kadar çok bakıyor ki artık insanlar” dedi beyaz saçlı adam, “muhtemel ki aynalardan kendi aslına bakan kalmayacak pek yakında!”
Pandemi şartlarında insan sokaklardan çekilince, şehirlerin havası suyu temizlendi diyorlar haberlerde.Şehirlerin havasının suyunun bir nebze de olsa arınmış, temizlenmiş olması güzel...
Para harcamak, insan harcamak, anlam harcamak, fikir harcamak, duygu harcamak, beğeni harcamak, ilgi harcamak, zaman harcamak ve nihayet hayatı bozuk para gibi harcamak... Bütün bunları yapmayı,
Kendimizden dine bakmakla, dinden kendimize, hayata, dünyaya, varlığa bakmak iki farklı şey... Biz yeni zamanlarda daha çok birincisini yapıyor, ikincisini yaptığımızı zannediyoruz. Dolay�
“Zaman akıyor ve öğlenin gölgeleri uzamaya başlıyor/ Ve kuşlarla dolu bir kafes gibi,/ Hayatımız da iniltiyle dolu” diyor Füruğ Ferruhzad, ‘Güvercinin Ruhu’ ismini verdiği şiirin
Adeta bir firari gibi kaçıp sığındığımız uyuşmalardan elimizi eteğimizi çekip, canımızı yakacak bir zihin ve kalp berraklığına kendimizi teslim edebilir miyiz? Bütünlüğümüzle,