Sosyal Medya

Gökhan Özcan: Biz ne ektik ki, neyi biçiyoruz?

Pandemi şartlarında insan sokaklardan çekilince, şehirlerin havası suyu temizlendi diyorlar haberlerde.Şehirlerin havasının suyunun bir nebze de olsa arınmış, temizlenmiş olması güzel... Şunu da görmek gerek ama: İnsan düşüncesizliği, hoyratlığı ve nobranlığıyla nasıl da kire pasa boğuyormuş meğer hayatı, nasıl da nefesini kesiyormuş şehirlerin. Tıpkı günahların, nefsaniyetin, azgınlığın insana yaptığı gibi...



Biz bir ucundan tutmaya gayret ederken bir Ramazan-ı Åžerif daha geldi geçiyor. Bu Ramazan’ın diÄŸerlerinden biraz daha farklı olduÄŸu malum... Her Ramazan el çektiÄŸimiz ÅŸeylerden biraz daha fazlası icap etti bu sene. Sokaklardan da çekildik, ÅŸenlikli iftar sofralarından, toplu kılınan teravihlerden, camilerde, evlerde insanları bir araya getiren mukabelelerden, bütün bunları vesile kılarak canlandırdığımız sohbetlerden... Yalan yok, biraz neÅŸemiz kaçtı, aramadık deÄŸil Ramazan’ın ÅŸehre, kasabaya damgasını vuran bu görünür güzelliklerini. Ama diÄŸer taraftan bakınca, bu da bir imtihandı belki hepimiz için. Ramazan geldi deyince hayatımıza gelip yerleÅŸiveren bütün bu geleneksel hareket kesiliverince, kulların Ramazan’ından, orucundan geriye ne kalıyor, onu bize aÅŸikâr kılmayı murad etti Allah-u âlem Rabbimiz. O her halimizi, bizde olduÄŸu halde bizim bilmediklerimizi dahi bildiÄŸine göre, buradan dersini alması gereken yine bizleriz. Ä°ÅŸin ÅŸenliÄŸi, ÅŸatafatı, heyecanı gidince, geriye Ramazan’a herhalde çok yakışacak olan sükûnet gelip iliÅŸti mi hayatımıza acep? O sükûnet ki, adı üstünde bir tür gürültüsüzlük ikramıdır, baÅŸka zaman duyamadığını duyurur, göremediÄŸini gösterir, fikredemediÄŸini fikrettirir olsa gerektir. Ä°nÅŸallah öyledir, gönül yaÅŸlarımız bir yaÅŸ daha büyümüÅŸtür bu rahmetle arınıp durulanma, kendini tutma ve nefsin dizginlerini tutup bir parça da olsa içimize dönerek sükûneti arama mevsiminde.
 
Pandemi ÅŸartlarında insan sokaklardan çekilince, ÅŸehirlerin havası suyu temizlendi diyorlar haberlerde. Öyle olmalı, yunuslar oynaşır olmuÅŸ çünkü denizi olan ÅŸehirlerin kıyıcığında. Var mıdır böyle bir adetleri, eÄŸlenceleri, bilmem ama en azından benim duymuÅŸluÄŸum yok. OlmuÅŸsa da belki çok eskilerde olmuÅŸtur. Åžehirlerin havasının suyunun bir nebze de olsa arınmış, temizlenmiÅŸ olması güzel... Åžunu da görmek gerek ama: Ä°nsan düÅŸüncesizliÄŸi, hoyratlığı ve nobranlığıyla nasıl da kire pasa boÄŸuyormuÅŸ meÄŸer hayatı, nasıl da nefesini kesiyormuÅŸ ÅŸehirlerin. Tıpkı günahların, nefsaniyetin, azgınlığın insana yaptığı gibi... Belki bu deÄŸiÅŸik Ramazan ayında, yaÅŸadığımız bu zorunlu çekilme hali vesilesiyle nefislerimiz içimizin sokaklarından, caddelerinden azıcık geri çekilmiÅŸtir. Canımız bu sayede rahat nefes almaya fırsat bulmuÅŸ, günahların, heva ve heveslerin ellerinden biraz kurtulmuÅŸtur. Ve nihayet gönüllerimiz nefsaniyetin kirinden, pasından bir parça arınmış temizlenmiÅŸtir. Ä°nÅŸallah öyle olmuÅŸtur; çünkü bu iklimde gökyüzünden saÄŸanak saÄŸanak yaÄŸan rahmettir. Islanabilene ne mutlu!
 
Ve arayana da ne mutlu... Oruçta gönül sıhhatini, bereketini... Ramazan’da rahmeti, maÄŸfireti... Sabırda kemali, ÅŸuur ve idraki... Ä°ftarlarda vuslatı, muhabbeti... Ramazan’ın her anında ama hususen son on günü ve gecesinde Leyle-i Kadr’in her ÅŸeye gücü yetenin, Kâdir olanın kadrini, fazlını, keremini, ihsanını... Yakalayabilene o bir yıkanıştır; dünyadan, geçmiÅŸ zamandan, tortulanmış hata ve günahlardan durulanıştır. Hayatın içinde yeni bir hayatın kapısıdır açıp girene, güzelleÅŸmiÅŸ, hafifleÅŸmiÅŸ, kanatlanmış olarak her ÅŸeye yeniden baÅŸlayıştır.
 
Ne söylesek yere göÄŸe sığmayacak bir mânâyı üç beÅŸ kelimeye kilitlemekten öte bir ÅŸey gelmiyor aslında elimizden. Aciziz ve tabiatıyla acizdir sözlerimiz de daha fazlasından. Biz gülistanın etrafında dolaşıp duruyoruz sadece, burnumuza gül kokusu gelsin diye. Allah içeri girenlerden eylesin, gönüllerimizi bülbüller gibi güllere meftun eylesin ümit ve niyetiyle...
 
Aramakla bulunmaz malum, bulanlar arayanlardır ama... Belli ki bir lütuf, bir ikram, kulluk soframıza konmuÅŸ bir ikramdır gecelerin içinden gelen. O vakit, baÅŸtan ayaÄŸa samimiyetle dolarak bekleyelim, hulus-i kalp ile arayalım ki, lütfedilsin, ikram edilsin, gelip canımıza dokunsun bin aydan hayırlı Leyle-i Kadr.
 
O zaten mübarektir, inÅŸallah bizim o bereketten nasibimiz ola! 
 
YeniÅŸafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.