Nicedir bir hafiye gibi o gazetenin peşindeydim. İskilipli Atıf Hoca’nın İstiklal Mahkemesi’ne sunduğu ama hakimler heyetince kabul edilmeyen o belge nerede olabilirdi? Nihayet 1920 Ekim’i
Farsça ve Arapçaya hâkim bir kalem, iyi bir mareşal. Kolaylıkla geçtiği Sina Çölü’nü 1914’te Cemal Paşa’nın kuvvetleri Mısır seferi sırasında aynı rahatlıkla geçemediler. Ağ
Bir ırkın atı diğer ırklar üstüne kötülük düşünür mü bilinmez ama genel olarak atların ulusal ve ırksal güvenlikleri için, oluşturulmuş ya da dikte edilmiş yaşam alanlarının s
insan şahsiyeti, ruhî içtimaî olmak üzere iki türlü unsurların bütününden yapılmış manevî bir terkiptir. Ruhî unsurlar, içsel kuvvetlerdir. İçtimaî unsur, hayat gemisindeki dümen
Tasavvuf kaal ilmi değil, hâl ilmidir!” Yani hakikat''in bilgisi, “o dedi, bu dedi”yle öğrenilemez; bilakis hakikatin bilgisine, yaşamakla, tecrübe etmekle ulaşılabilir.
İslam’ı yeniden tolum dini haline getirebilmenin tohumu da yine bireydir. Sağlam ve ıslah edilmiş bir tohum olmadıktan sonra gürbüz ekinler olmaz. Bu sebeple kişinin kendisi ile duyguların
Amerika kıtası keşfedildiğinde oraya medeniyetten önce ölüm gitti. Vahşet, hırsızlık, soykırım gitti. Peki daha sonra medeniyet gitti mi? Hayır! Çünkü oranın yerlileri Beyaz Adam’d
Silah teknolojisi ihracı, enerji kaynaklarının paylaşımı, ticari noktalarda hakimiyet kurmak, sıcak denizlere inmek hatta Çeçenistan örneğinde olduğu gibi kendi ülke sınırlarının güv
İslam ve kamusal kavramları üzerinde dururken anlatmak istediğimiz şu idi: Bu din topluma gelmiş, toplumu ıslahla başlamış da neden Hıristiyanlık’ta olduğu gibi camilere tekkelere, evl
Yaşar Kalafat tarafından hazırlanan İran Türklüğü (Jeokültürel Boyut) adlı eser, 2005 yılının Şubat ayında Yeditepe Yayınevi tarafından piyasaya sürülmüştür. İç ve dış kapak
Antik Yunan ve Ortaçağ filozoflarının adalet ile ilgili konularda daha çok iyi, ortak iyi, erdem, ahlak, bilgi gibi kavramlara değinmesi dikkat çekicidir. Bu kavramlar modern paradigmayla deği
Çile, öldürmek için değil, diriltmek için varedilmiştir mü’minin akîdesince. Nasıl demir tavında dövülerek üretilirse, mü’min de çileyle yoğrularak doğrulur, bütün güçlükler
Yanan bir memleketi terk etmiyoruzdur da yokluğumuz bir memleketi yok etmeye yetiyordur. Çünkü surlarla yani betonlarla ve insanlarla kuşatılmış şehirler, özgürlükten başka, çok başka �
Bu yazı Prof. Dr. mehmet Azimli'nin, “Benim Gözümle Coğrafyalar” adlı eserindeki ''Endülüs'' bölümünden bazı alıntılar ile oluşturulmuştur.
Bu mini röportaj 2011 yılında İstiklal Caddesi’nde bulunan Ara Kafe’de gerçekleştirilmiştir. Bülent Parlak / İzdiham