Faruk Beşer: Bugünün dünyasının penceresinden İslam'ı Düşünmek
Follow @dusuncemektebi2
İslam ve kamusal kavramları üzerinde dururken anlatmak istediğimiz şu idi: Bu din topluma gelmiş, toplumu ıslahla başlamış da neden Hıristiyanlık’ta olduğu gibi camilere tekkelere, evlerin köşelerine hapsedilmiş?
Ä°slam ve kamusal kavramları üzerinde dururken anlatmak istediÄŸimiz ÅŸu idi: Bu din topluma gelmiÅŸ, toplumu ıslahla baÅŸlamış da neden Hıristiyanlık’ta olduÄŸu gibi camilere tekkelere, evlerin köÅŸelerine hapsedilmiÅŸ? Tabii ki bunun birinci sebebi, raÅŸit halifeler dönemleri hariç, yönetimlerin Müslümanları buna zorlaması. Ä°kinci sebebi de, bu zorlama sonucunda Müslümanlarda da böyle bir anlayışın yerleÅŸmesi. O halde birinci görevimiz Ä°slam’ı yeniden öÄŸrenmek, tabir caiz ise yeniden mümin ve Müslüman olmaktır. Müslümanlar her seviyede böyle bir gayretin içinde olmalıdırlar.
Bunu iÅŸin esası bilerek, Ä°slam’ı topluma, ya da kamusala çıkarmak için neler yapmalıyız, sorusunun cevabını aramaya devam edelim.
Her iÅŸ gibi bunun da bilgi ve eÄŸitimle, yani talim ve terbiye ile doÄŸrudan alakalı olduÄŸu açık. O halde bugün örgün ve yaygın eÄŸitim dedikleri bütün alanlarda en basitinden en zirvesine kadar fert olarak, organize topluluklar olarak neler yapabileceÄŸimizi bir ibadet duygusuyla tartışıp öÄŸrenmeliyiz. Ama bugün ‘cemaat’ denen grupların çoÄŸu Müslümanları birbirlerine kırdırma aracı olmaktan baÅŸka da fonksiyonları olmayan fırkalardır. Bunun içindir ki, dışarıdan ve içeriden desteklenerek canlı tutulmaya çalışılırlar. Mevcutların nadiren böyle fırkacılık yapmayanları, bilinçli hareket edenleri varsa onları istisna edebiliriz. Bu baÅŸlangıcı fitilleyecek olan güç de Ä°slam, yani insanların kurtuluÅŸu diye bir dert edinme ve bunun heyecanını yaÅŸamadır. Bu da böyle bir derdi olanların üç beÅŸ kiÅŸi bir araya gelip bunu tartışmalarıyla baÅŸlar.
Bu yaygın ya da örgün talim ve terbiye için aklıma gelenleri söyleyeyim:
Vaazlar ve hutbeler iç politik çerçevenin dışında olarak, küresel düzeyde Ä°slam siyasetini ele alabilir, Müslümanların başına gelenleri sebepleri ve sonuçları ile tartışabilir.Ä°mam Hatip Okullarına bu maksatla ‘Müslümanların Bugünkü Durumu’ gibi bir ders konabilir. Kuranıkerim kurslarında da böyle dersler olabilir, olmalıdır. Siyer böyle bir karşılaÅŸtırma ile okutulabilir. Diyanet’in kurslarında resmiyet cenderesi sebebiyle ideal ve heyecan eksikliÄŸi oluyor. Fırkaların kurslarında güzel hizmetler yapanlar var, ancak geneli itibariyle baÅŸka bir gezegenin Müslümanlarıdırlar.
Kadın sorunu, kadına bakışımız, kadının toplumdaki yeri, buna baÄŸlı olarak aile, evlilik, aÅŸk, sevgi, bunları oluÅŸturan ve dağıtan etkenler konularında da Ä°slam’ı yeni baÅŸtan ele almalıyız. DiÄŸerlerinde olduÄŸu ya da olmadığı gibi, burada da bir Mekke Medine dönemi ahkâmı var mıdır? Bunun bir idealinden ve geçiÅŸ dönemi fıkhından söz edebilir miyiz? Bizim bu konulardaki algılarımızın, üzerine titrediÄŸimiz görüÅŸlerimizin ne kadarı Ä°slam’dır? Ben bu iÅŸi biliyorum diyenlerimiz bile hiç hata yapmıyor muyuz? DoÄŸrularımızın ne kadarı örfi, ne kadarı ÅŸeridir biliyor muyuz?
Bugün Ä°slam’la yapılan savaşın iki büyük alanı vardır. Fırkacılığı ve mezhepçiliÄŸi teÅŸvik, ardından onları birbirine kırdırma. Ä°kinci olarak da kadın erkek iliÅŸkileri. Kadın erkek iliÅŸkileri konusunda elbette Ä°slam modern düÅŸünceden farklıdır. Bizim olmazsa olmazlarımız vardır. Onları asrileÅŸtirmek, öteki gibi olmak durumunda deÄŸiliz. Ancak örflerden, cahillikten, gayri Ä°slami geleneklerden kaynaklanan düÅŸünce ve pratiklerimiz yok mudur? Olmadığını söylemek mümkün deÄŸil. Ä°ÅŸte ‘öteki’ de bunları seçip kadın konusu üzerinden müthiÅŸ bir saldırı gerçekleÅŸtiriyor. Meseleyi bilmeyen pek çok müslüman erkek ve kadın da onların deÄŸirmenine su taşıyor. O halde bizim kadın erkek iliÅŸkilerindeki temel farkımız nedir, kadın ve toplum konusundaki evrensel çizgilerimiz nelerdir? Bunun da yeniden ele alınması gerekir.
Ä°ran devriminin henüz Ä°slam devrimi olduÄŸu yıllarda bu konuda epey mesafe alınmıştı. Sonra devrimin ÅŸaftının kayması sebebiyle yine bir belirsizliÄŸe girildi. Åžimdi de birleÅŸik Haçlı Seferleri gibi, küresel siyaset ve küresel sermayenin birer aracı olan Feminizmin, modernizmin bu cepheden amansız bir saldırısıyla karşı karşıyayız. Müslümanların neredeyse konu ile ilgili temel deÄŸerlerimizi bile savunma güçleri kalmadı. Kurumlarımız dahi teker teker teslim bayrağını çekiyor. O halde biz ne yapmalıyız, sorusunun cevabını bulmalıyız.
Bakın, konuyu izlemekle görevli GREVÄ°O’nun Ä°stanbul SözleÅŸmesi’nin uygulanmasına dair Türkiye Raporu’nda ne diyor: “Türkiye’de kadına yönelik ÅŸiddet ile mücadeleyi zayıflatan unsurlardan biri, kadınlara yüklenen annelik ve bakıcılık gibi geleneksel rollere öncelik verilmesidir”. AnneliÄŸin yanına bakıcılığı da koyarak annelik aleyhine bir algı oluÅŸturuyor.
Henüz yorum yapılmamış.