“Bir Başkadır” farklı söylemleri kendi yapısında eklektik bir biçimde kullanan postmodern bir anlatıya sahip. Dizi bu eklektizmin sağladığı oyuncaklı anlatımıyla sinefil seyirciye b
Acizane kanaatim, geçen zamanın ve değişen hayatın ‘eser’i hayata getiren süreci önemli ölçüde arızaya uğrattığı şeklinde... Bugün edebiyat iddiasıyla ortaya konan çalışmalar�
Elimizi uzattığımız her şey çürüyor. Belki de dokunduğumuz için biz çürütmekteyiz. Gördüklerimiz kirleniyor. Baktıklarımız bizi kirletiyor, içimizi…
İstanbul Sözleşmesi etrafında yürüyen tartışma bize iki farklı sosyolojiyi çok net bir biçimde gösteriyor. Muhafazakar ve milliyetçi kesimler meseleye aile, inanç ve otorite etrafında b
İstiklal Marşı’nın konusu istiklal. Bunu sağlamanın en önemli şartının insanın kendi ayağına vurduğu prangalar olduğunun da bu prangaları kırmak için insana muhtaç olduğu kudreti
Müslümanlarda ciddî bir çözülme var. Geçmiş zamanlarda bir direniş gösteren ve var olmaya çalışan kesimin artık böyle bir iddiası yok. İdeal, yani ülkü olmayınca sıradan bir yaşa
Dünya yavaş yavaş alıyor o kabiliyeti bizden. Büyüyor, büyüdükçe kendimize dair bir unutkanlık ediniyoruz. Dünya bulaşıyor her yanımıza. Ve bu bizi, ömrümüzün sonuna kadar bir daha
Dünya kavram olarak yeryüzünden farklıdır. Yeryüzü insana açılan hakikat, dünyasını kurabileceği mekânken, dünya her ilişki biçiminde kendimize kurduğumuz hayat alanını anlatır. D
Yarım asır önce Anadolu’nun her beldesinde ufak tefek farklar ile bir düğün geleneği bulunuyordu. Tarım toplumunun biçim verdiği bir görenek. Süreç özetle şöyle cereyan eder:
Elbette STK denetlenmeli. Çünkü her yerde mantar gibi biten ve yardım toplayan dernekler var. Ancak denetleme hiçbir zaman STK’lara tahakküm etme biçimine de bürünmemelidir.
Tabutta Rövaşata, Balık, Çamur filmlerinin usta yönetmeni Derviş Zaim ile bir yönetmenin ilhamını, film yaparken adımlanması gereken izleği, diğer sanatların sinema ile olan ilişkisini,
Suudi Arabistan’ın bölgede zayıflayan pozisyonu İsrail’in Riyad’dan, Suudi siyasetinin biçimlendirilmesi dahil, önemli tavizler koparacağı bir süreci başlatabilir.
Bize yaşadıklarımızdan geriye hiçbir şey bırakmayan boş uğraşlarla, ardı arkası kesilmeyen ‘manasız’ meşguliyetlerle dolu hayatlarımız. Hakiki olanla, geçip gitmeyecek ve bizimle
Taksim, maalesef, dünyanın en çirkin, en zevksiz, en ruhsuz meydanlarından biridir, hattâ belki de en biçimsizidir; birşeye benzetilmesi için senelerce uğraşılıp didinilmiş, projeler birb
Hayata, siyasete, topluma hiçbir etkisi olmayan, ama insanın tanrıyı hizmetine alması, onu kendine kul etmesi anlamına gelen bir dindarlık pratiği de vardır. Öyle bir ilişki biçimi ki bu,