Çağımızda insanlık modern bunalımların sonunda yalnızlaşmakta ve manevi boşlukların doldurulması için bu tür alışkanlıklara yönelmektedir. İnanç temelli çözüm çalışmalarını
Sözün kıymetinin beş paralık olduğu şu zaman diliminde konuşmak yerine susmanın, görünür olmak yerine ortalıktan kaybolmanın en azından kendi ruh sağlığımız için çok isabetli bir
Söz temsili, Atatürk sağ olsa ve orada bulunsa ve çocuklardan biri ona kartopu atsa idi…Ne olurdu? Atatürk’e kartopu atmak serbest, büstüne atmak suç! Çünkü o bir büst veya heykel değ
Kolonyalizm, sömürgecilik ve emperyalizm bağlamında devletler, devletsiz toplumlar ve devletleşen cemaatler günümüz dünyasını anlamak bakımından önemlidir. İsrail, dünyanın farklı k�
İster maddî ister manevî ister fikrî içerikte olsun, genel form ile özel form diyalektiği/cedeli dikkate alınmaz ise ortaya zulüm çıkar; adalet ise ikisinin de yerini bilmektir. Bu kavram �
Çin, Kuran ve İncil’in içeriğini Komünist Parti ideolojisine göre ‘uyarlamak’ için harekete geçti. Yetkililer, dinlerin kutsal metinlerinin gözden geçirilip “günümüz şartlarına
Sağlıklı olan, olumlu olan “bilerek inanmak” olsa da “bilmeden inanmak” bütün insan topluluklarında inanmanın en yaygın çeşidi. İlahiyatçıların “kocakarı imanı” diye tavsif
Yazık ki, ihtiras, kendi zaafını bünyesinde taşıyan bir özelliğe malik... İhtiras tamahkâr olmayı gerektirir. Tamahınsa gözü kördür: küpün içindeki hindistan cevizine tamah eden may
Son yıllarda yaşanan gelişmeleri de göz önüne aldığımızda Rusya’nın yeni bir “Avrasya imparatorluğu” kurma peşinde olduğu aşikar olmuştur. Bu imparatorluk ne çarlık dönemi Rus
Rusya’da devlet yapısı çok katmanlıdır ve “Putin tek kelimesi ile her şeyi yönlendiriyor mu” sorusuna, “hayır” diye rahat cevap vermemiz mümkündür. Teknokrat bürokrat yapı, cidd
Rusya ve İran kendi halkına karşı bir soykırım uygulayan birinin suç ortakları olmayı hangi hesapları yaparak kabul etmiş oluyorlar anlaşılır gibi değil. Rusya’nın rehberliğinde Sur
Ve İdlib… “İnsan”ın tamamen kıymetsiz görüldüğü, her şeyin “kazanımlar” çerçevesinde değerlendirildiği bir coğrafyada, bombardımanlara ve dondurucu soğuğa direnmeye çalı
Mustafa Kemal’in mirasını -Mustafa Kemal’in samimi beyanlarından anladığımız kadarıyla onun isteklerinin de hilafına olmak üzere- şekilciliğe, sığlığa, heykelciliğe, putperestliğ
2006 yılında Frankfurt Kitap Fuarı’na katıldığım tarihten sonra ilk kez yurt dışına çıktım. AGD Viyana teşkilatı uzun zamandır davette bulunuyordu. Bu kez göze aldım, gittim iyi de
Erdoğan, ‘İttihadçı’ların ve onların devamı olan ‘kemalist-laik’lerin 100 yıla yakın zamandır yaptıkları gibi, kanûnen suç işlenmeden zann ve vehimlere göre mi davranmalıydı?