Yasin Aktay: Rusya'nın Suriye'de batağa saplanan insanlığı
Follow @dusuncemektebi2
Rusya ve İran kendi halkına karşı bir soykırım uygulayan birinin suç ortakları olmayı hangi hesapları yaparak kabul etmiş oluyorlar anlaşılır gibi değil. Rusya’nın rehberliğinde Suriye rejiminin tamah ettiği bu yol kabul edilemez. Çünkü kendi mücrim rejimini korumak uğruna halkının büyük çoğunluğunu imha edeyim diyerek emsalsiz bir insanlık suçu işlerken, bunun maddi faturasını da bilhassa Türkiye’ye yüklemektedir.
Ä°dlib’de bir süredir rejimin Rusya desteÄŸiyle sürdürdüÄŸü saldırılar neticesinde bir milyona yakın insan yerini yurdunu terk ederek, beklendiÄŸi gibi Türkiye’nin yolunu tutmuÅŸ, hatta sınıra dayanmış bulunuyor. Bu esnada yaÅŸanan insanlık dramlarının sesleri ayyuka çıkmış durumda.
Rejimin böyle bir katliamına Rusya’nın nasıl alet olabildiÄŸi ve Soçi anlaÅŸmasına raÄŸmen böyle bir ihlali nasıl yapabiliyor olduÄŸunu herkes soradursun. Rusya Savunma Bakanlığı geçtiÄŸimiz günlerde idlib’de olanlardan dolayı Türkiye’yi suçlayan bir açıklama yaptı. Açıklamaya göre, “Krizin ana nedeni Türkiye’nin ılımlı muhalifleri teröristlerden ayırmaması” olarak ifade edilmiÅŸ.
Ne kadar insanlıktan nasipsiz, ne kadar sorumsuzca bir açıklama. Kendilerine hemen ÅŸunu sorduk: Hangi iki ÅŸeyi birbirinden ayırmak daha kolaydır: Kundaktaki çocuklarla teröristleri mi, yoksa silahlı-ılımlı muhaliflerle teröristleri mi? Hastanede tedavi gören hastalar, yaralılar ile silahlarını kuÅŸanmış teröristleri ayırt etmek mi daha kolay yoksa ikisi de silahlı ve rejim muhalifi olan ama biri kendini iyi gizlemiÅŸ faaliyetlerini gizlice yapmakta olan birilerini mi?
Rusya, silahlı teröristle silahlı muhalifi birbirinden çok iyi ayırt ettiÄŸi için mi sınırımızda bir milyon mülteci var ÅŸu anda?
Bu mülteci manzaraları ortada terörle mücadele deÄŸil, tam da teröristle çoluk çocuÄŸu birbirinden ayırt etme konusundaki körlük var. Tabi daha kötü ihtimal körlükten ziyade kasıtlı olarak bir halkı tehcir etme yönünde sürdürülen bir soykırım ve tehcir programı. DeÄŸilse, teröristleri arayan bombalar nasıl binlerce çoluk çocuÄŸu, hastaneleri, fırınları buluyor?
Türkiye’nin teröristle silahlı muhalifi birbirinden ayırmakta bir zorluk yaÅŸadığı kabul edilse bile bunun neticesi en fazla geçici olarak bazı teröristlerin biraz daha zaman kazanmış olduklarını zannetmesi olabilir. Ancak teröristleri hedef alalım derken böyle bir insanlık felaketine yol açmanın mantığı, hesabı, vicdani ölçüsü nedir?
Terörle mücadelenin ahlaki meÅŸruiyeti teröristlerin sivilleri, savunmasız ve alakasız insanları hedef alan faaliyetleridir. Teröristle mücadele edeyim derken teröristten ziyade sivil, çoluk-çocuk öldürüp kalanları bir de ÅŸu kış ortasında tehcir ediyorsanız, sizin teröristten farkınız sadece sizin daha büyük, acımasız, kanlı ve ahlaksız bir terör makinası olmanızdır.
Astana ve Soçi’deki anlaÅŸmaların en önemli boyutu, Ä°ran ve Rusya tarafının Suriye rejiminin muhalifleriyle baÅŸetmek için baÅŸvurduÄŸu yolların Suriye’yi kana bulamış olduÄŸu ve Suriye halkı için hayatı yaÅŸanmaz kıldığı, dolayısıyla maruz kaldığı katliamlar, baskılar dolayısıyla isyan etme hakkını kabul etmiÅŸ olmasıydı. Yani Suriye’de mevcut rejimin bizzat kendi halkı nezdinde bir meÅŸruiyet sorunu olduÄŸunu ve bu sorunun kaçınılmaz olarak silahlı ve meÅŸru bir muhalefet hakkı doÄŸurmuÅŸ olduÄŸu ilk defa Astana’da kabul edildikten sonra Soçi’de de bu muhalefetle rejimin sorunlarını siyasal bir süreçle çözebileceÄŸi kabul edildi.
Bunun nasıl olacağının detayları elbette tartışılacaktı. Ama Suriye’de rejim kendi muhalifleriyle mücadele ederken uyguladığı yöntemlerle silahlı muhaliflerinden ziyade o bölgede yaÅŸayan bütün sivilleri de hedef almış olduÄŸu için Suriye’de kitlesel göçlere yol açıyor. Bir yolunu bulup yurtdışına gidebilenler gitmiÅŸ zaten ama bulamayanların Suriye içinde sığınabilecekleri tek yer Ä°dlib kalmış. Ä°dlib’in Suriye’deki muhaliflerin Suriye içindeki tek sığınağı olarak statüsü, konumu, özelliÄŸi belli. Ä°dlib Suriye rejiminin insanlık dışı, zalimce uygulamalarının bir sonucudur.
Astana ve Soçi mutabakatları Suriye’nin geleceÄŸine ne rejim ne de Rusya’nın, bütün muhalifleri katliamlarla yok ederek karar verme yoluna gitmemesini ilzam ediyordu. Åžimdiye kadar uygulanan bu yolun bütün dünyaya yol açtığı fatura belli: en az bir milyon insanın katli, bir o kadar insanın kayıp olması, yaralanması, yakılıp yıkılan ÅŸehirler, 12 milyon Suriyelinin yurtiçi ve yurtdışına göçü.
Suriye rejimi dışarıdan gelen bir güce karşı deÄŸil kendi halkına karşı savaşıyor ve en acımasız, en insanlık dışı yöntemlerle kendi halkına karşı savaşında Ä°ran ve Rusya’dan destek alıyor.
Rusya ve Ä°ran kendi halkına karşı bir soykırım uygulayan birinin suç ortakları olmayı hangi hesapları yaparak kabul etmiÅŸ oluyorlar anlaşılır gibi deÄŸil.
Soçi ve Astana’da ulaşılmış ittifak zaten Ä°dlib’in siyasi çözümün ve müzakerelerin bir parçası olarak muhaliflerin en azından bir kısmının sığınağı olduÄŸunu kabul etmiÅŸken, ÅŸimdi yapılmak istenen ÅŸey, oradaki teröristleri bahane edip,bütün muhalifleri yok ederek ortada müzakere için bir zemin bırakmamaktır.
Rusya’nın rehberliÄŸinde Suriye rejiminin tamah ettiÄŸi bu yol kabul edilemez. Çünkü kendi mücrim rejimini korumak uÄŸruna halkının büyük çoÄŸunluÄŸunu imha edeyim diyerek emsalsiz bir insanlık suçu iÅŸlerken, bunun maddi faturasını da bilhassa Türkiye’ye yüklemektedir.
Kendi iç muhalefet sorununu böylece Türkiye’ye doÄŸru süpürmeye çalışan Esad’ın yaptıkları zaten birinci dereceden Türkiye için bir güvenlik sorunu oluÅŸturmaktadır. Mevzu epeydir Suriye’nin iç sorunu olmaktan çoktan çıkmış bulunuyor.
Rusya da artık yardımına koÅŸtuÄŸu bu mücrim rejimi korumanın, insanlıktan yana vicdanı sızlamıyorsa bile, Türkiye için yol açtığı güvenlik sorununu görmek ve aradan çekilmek zorundadır.
Esad ve Rusya Suriye halkını öldürürken de artık, kaçınılmaz olarak, Türkiye’ye saldırmış oluyorlar. Olayın gerçeÄŸi budur ve olayı bütün maliyetiyle ve sonuçlarıyla yaÅŸayan Türkiye kendini savunmak için gerekeni yapmaktadır.
YeniÅŸafak
Henüz yorum yapılmamış.